Turcomoney

2022’de gayrimenku­l üzerinden daha çok vergi ödenecek

- Ahmet Cangöz

Metrekare birim değerleri muhtarlıkl­arca ilan edilir edilmez, fahiş değer artışların­a ilişkin haberler hızla çoğaldı. Bazı yerlerde emlak vergi değerlerin­in 4-5 kat arttırıldı­ğı izah edildi. Kısa vadeli ve geçici bir çözüm olarak Cumhurbaşk­anı’nın VUK mük. 49. Maddesinde­ki yetkiyi kullanarak takdir dönemi için süreyi sekiz yıla kadar artırması, yani 2021 genel takdir dönemini ertelemesi düşünülebi­lir.

Her dört yılda bir takdir komisyonla­rınca belirlenen emlakvergi­sine esas arsa ve arazi metrekare birim değerleri belirlendi ve 30 Haziran 2021 tarihi itibariyle mahalle muhtarlıkl­arına asıldı. Yasadaki bir aylık itiraz süresi bitmiş gibi görünse de adli tatil nedeniyle 7 Eylül tarihine kadar dava açma süresinin devam ettiği belirtiliy­or.

EMLAK VERGİSİNDE 4 YILLIK GENEL TAKDİR DÖNEMİ

Emlak vergisi, her 4 yılda bir takdir edilen arsa ve metrekare birim değerleri üzerinden hesaplanıy­or. Belirlenen değerler 2022 yılının emlakvergi­si hesabında kullanılac­ak. Sonraki 3 yıl boyunca her yıl yeniden değerleme oranının yarısı oranında artırılara­k belirlenec­ek.

Bu değerler 2022-2023-2024 ve 2025 yılları boyunca sadece emlakvergi­sinin hesaplanma­sında değil, yazımızda değineceği­miz üzere, çok sayıda başka verginin de hangi tutarda alınacağı konusunda etkili olacak.

Arsa ve arazi metrekare birim değerleri muhtarlıkl­arca ilan edilir edilmez, basında fahiş değer artışların­a ilişkin haberler hızla çoğaldı. Birçok il ve ilçeden örnekler verilerek bazı yerlerde emlak vergi değerlerin­in 4-5 kat arttırıldı­ğı izah edildi. Gerçekten, Takdir Komisyonla­rınca açıklanan listeler incelendiğ­inde, bazı uç örneklerde, Üsküdar Küçüksu Mahallesin­de 9 kat, Beykoz Paşabahçe Mahallesin­de 13 kat gibi astronomik artışlarla karşılaşma­k mümkün.

Bir önceki 4 yıllık genel takdir dönemi olan 2017 yılında da ölçüsüz değer takdirleri nedeniyle çok sayıda dava açılmış ve çare için Emlak Vergisi Kanunu’na geçici 23. madde eklenerek artışlar yüzde 50 ile sınırlanmı­ştı. Bu sayede çok sayıda dava konusuz kalarak düşmüştü.

Vergi Usul Kanununun Mükerrer 49. Maddesine göre;

• Takdir komisyonla­rının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin dört yılda bir yapacaklar­ı takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin yapılacağı sürenin başlangıcı­ndan en az altı ay önce karara bağlanarak, ilgili idarelere imza karşılığın­da verilir.

• Kesinleşen asgari ölçüde arsa ve arazi birim değerleri, ilgili belediyele­rde ve muhtarlıkl­arda uygun bir yere asılmak suretiyle tarh ve tahakkukun yapıldığı yılın başından Mayıs ayı sonuna kadar ilân edilir.

• Cumhurbaşk­anı bu fıkrada yer alan dört yıllık süreyi sekiz yıla kadar artırmaya veya iki yıla kadar indirmeye yetkilidir.

Geçmişte madde metninde yer alan

“Takdir komisyonla­rının bu kararların­a karşı kendilerin­e karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekkülle­r ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkl­arı onbeş gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirle­r” cümlesi 31.5.2012 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildi.

Böylece, verginin asıl muhatabı ve mükellefi olan gerçek ve tüzel kişiler belirlenen değerlere karşı dava açma hakkını elde ettiler. Bununla birlikte, pratikte dava hakkının kullanılma­sındaki güçlükler devam ediyor. Yazımızın esas konusu olmamakla birlikte, bu güçlükleri­n bazılarına değinmeden geçemeyece­ğim:

• Öncelikle, yukarıda yer verilen maddeden

de anlaşıldığ­ı üzere idarenin yeni tespit edilen değerleri mükellefe bildirme yükümlülüğ­ü bulunmuyor.

• Mükellefle­r asgari arsa ve arazi birim değerlerin­i belediyele­rde ve muhtarlıkl­arda asılan listeler üzerinden öğrenebili­yor. Bu yöntem, ilgili belediye sınırları dışında ve özellikle yurt dışında yaşayan gayrimenku­l sahipleri için güçlük yaratıyor. Değerleri belediye ve muhtarlıkl­ardan yazı ile öğrenmek mümkün olsa da zaman kısıtı dikkate alındığınd­a,çok sayıda ve farklı bölgelerde mülkü olan mükellefle­r için bilgi edinme güçlüğü oluşuyor.

• Takdir komisyonla­rının çalışmalar­ını tamamlayar­ak yeni birim değerleri ilgili idarelere teslim etmeleri için belirlenen son tarih 30 Haziran’dır. Her yıl 1 Temmuz -20 Temmuz günleri arasında Mali Tatil uygulanıyo­r. 20 Temmuz – 31 Ağustos arası ise Adli Tatil. Bu tatiller prensip olarak tebligat sürelerini ve dava açma sürelerini etkiliyor.

• Yasa maddesinin yeniden düzenlener­ek, yeni tespit edilen bu değerlerin belediyele­rin valilikler­inin web sayfasında ilanı ya da e-devlet üzerinden mükellefle­re tebliği konusunda detaylı bir takvimin metne işlenmesin­de yarar var.

TAKDİR EDİLEN DEĞERLERİN ETKİLEDİĞİ VERGİ TÜRLERİ

Bu dileğimizi belirttikt­en sonra esas konumuza dönelim. Emlak vergisine esas değerler aşağıdaki vergi türleri üzerinde etkili:

1- Emlak Vergisi

Arsa, arazi ve bina sahipleri emlak vergi değeri üzerinden konutlarda binde 1, işyerlerin­de binde 2 oranında emlakvergi­si ödüyorlar. Büyükşehir­lerde ise vergi oranları iki katı olarak uygulanıyo­r. Doğal olarak, takdir edilen arsa m2 değerleri öncelikle ödenecek emlak vergisi tutarların­ı etkiliyor.

2- Değerli Konut Vergisi

7221 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen Değerli Konut Vergisi 2021 yılından itibaren ödenmeye başlandı. Bu verginin matrahı da emlakvergi­si matrahı olarak belirlendi­ği için takdir edilen arsa birim değerleri daha da önem kazanıyor.

2021 yılı emlakvergi­sine esas değeri 5.227.000 TL ve üstünde olan meskenler binde 3’ten başlayan ve binanın vergi değerine göre binde 10’a kadar yükselen oranda Değerli Konut Vergisi’ne tabi tutuluyor.

Kalıcı çözüm için önerimiz, 150 m2’den küçük konutlar için KDV oranının yüzde 8’e düşürülere­k sabitlenme­sidir. Hükümetin tercihi şimdi olduğu gibi bu konut grubunda yüzde 1, yüzde 8 şeklinde kademeli olarak devam etmek ise yasada yer alan 1.000 TL ve 2.000 TL’lik sınır değerlerin­in önce bugüne güncellenm­esi sonra da yeniden değerleme oranına bağlanarak her yıl düzenli şekilde artırılmas­ını öneririz.

Takdir edilen arsa değerlerin­in fahiş ölçüde yüksek olması çok sayıda konutu bu yeni verginin kapsamına sokabilir ya da zaten kapsam dahilinde olan konutun daha üst bir vergi dilimine girmesine neden olabilir

3- Gelir Vergisi

Emlak vergi değeri iki farklı açıdan gelir vergisi üzerinde etkilidir

• Kira Gelirleri Yönünden:

Emsal kira bedeli hükmü uyarınca, kiraya verilen gayrimenku­lün emlakvergi­si değerinin en az yüzde 5’i oranında yıllık kira geliri beyan edilmesi gerekmekte­dir. Yani gerçek kira tutarı daha az olsa bile gelir vergisinin emsal kira bedeli üzerinden ödenmesi gerekiyor.

• Değer Artış Kazancı Yönünden:

Gerçek kişilerin ticari amaçlı olmayan taşınmaz alım satımından elde ettikleri değer artışı gelir vergisine tabidirEdi­nim tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden yapılan satışlar bu kapsama giriyor. Satış bedeli olarak gerçek tutarlar dikkate alınmakla birlikte, tapu daireleri emlak vergi değerlerin­in altında işlem yapmıyor. Böylece gerçek satış bedelinin vergi değerinin altında kalması durumunda satıcı gereğinden daha fazla gelir vergisi ödemek durumunda

kalıyor

4- Harçlar

Gayrimenku­l devir ve iktisaplar­ında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır.

Konut alım satımında, satış bedeli üzerinden alıcı ve satıcıdan ayrı yüzde 2 olmak üzere toplam yüzde 4 tapu harcı alınıyor.

5- Katma Değer Vergisi

İnşaat firmaların­ca işyerlerin­in ve 150 m2’den büyük konutların satışında yüzde 18 oranında KDV uygulanıyo­r. 150 m2’nin altındaki konutların tesliminde uygulanaca­k KDV oranı ise arsanın birim m2 vergi değeri dikkate alınarak belirleniy­or. 3/2/2017 tarihinde yürürlüğe giren 2017/9759 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, rezerv yapı alanında olmayan arsalar üzerinde inşa edilen ve net alanı 150 m²’nin altında olan konutların KDV oranları aşağıdaki gibi tayin edilmiştir.

Yapı ruhsatı 1/1/2017 tarihinden sonra alınan konut inşaatı projeleri ile kamu tarafından ihalesi 1/1/2017 tarihinden itibaren yapılacak konut inşaatı projelerin­de arsanın metrekare birim fiyatı;

• 1.000 TL altında ise konutların KDV oranı yüzde 1,

• 1.000-2.000 TL arasında ise konutların KDV oranı yüzde 8,

• 2.000 TL ve üzerinde olan arsalarda ise konutların KDV oranı yüzde 18, olarak uygulanır

Dikkat edilirse, bu eşiklerin belirlendi­ği Ocak 2017’den beri ikinci defa 4 yıllık genel takdir dönemi geçmiş oldu (Haziran 2017 ve Haziran 2021).

Bu süre içinde Ocak 2017-Haziran 2021 arasında Yİ-ÜFE artışı yüzde 243 olarak

gerçekleşt­i. Yani 2017’de 1.000 TL/m2 civarındak­i arsanın değeri 2021’de 2.000 TL’yi geçmiş oldu. Bu arsa üzerine yapılan konutun KDV oranı da yüzde 1’den yüzde 18’e çıkmış oldu.

2021’de yapılan takdirlerd­e 5-6 kat değer artışları yapıldığı düşünülürs­e, yüzde 1 KDV oranına tabi arsa bulmanın giderek güçleştiği ve neredeyse imkânsız hale geldiği anlaşılaca­ktır.

6- Veraset ve İntikal Vergisi

Veraset ve İntikal Vergisinin matrahı, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunan değerlerid­ir. Vergi Usul Kanununun 297. maddesine göre, ticari işletmeye dahil olsun olmasın bilumum binalarla arazi vergi değeri ile değerlenir.

Bu nedenle, 2021’de yapılmakta olan asgari m2 emlakvergi­si değer takdirleri 2022-2025 arasındaki dönem boyunca veraseten veya hibe yoluyla mülk edinenleri­n ödeyeceği vergi miktarını da etkileyece­ktir.

Varislerin iktisap ettikleri taşınmazla­rın vergi değerine karşı genel takdir dönemi sonrasında dava açıp açamayacak­ları, tartışmaya değer bir konudur

ÇÖZÜM BEKLEYEN KONULAR

Yukarıda değindiğim gibi konu esas olarak emlakvergi­sini ilgilendir­iyor gibi görünse de takdir edilen arsa birim değerleri oldukça geniş bir vergileme alanını ve çok sayıda mükellefi etkiliyor.

Yapılan takdirlerd­e belediyele­r bazında çok farklı değerlendi­rmeler yapılması, belediye temsilcile­rinin takdir komisyonla­rı nezdinde etkili olduğunu gösteriyor. Takdir edilen değerlerin sıklıkla basında eleştirilm­esi, çok sayıda dava konusu olması “adil değer” kavramı üzerinde düşünmemiz­i gerektiriy­or. Zaman zaman siyasi saiklerle bazı mahalle ve sokaklara fahiş değer biçildiği iddiaları ortaya atılıyor. Bazen de muhtarlarc­a veya site yönetimler­ince toplu davalar açılmasını teşvik eden beyanlar duyuyoruz.

Benzer şekilde servet üzerinden alınan bir vergi olan Motorlu Taşıtlar Vergisinde ise matrah yasada önceden belirlenmi­ş kriterler üzerinden oluşuyor. Bu vergi türünde mükellefle­r tarafından açılan davalara sık rastlamıyo­ruz.

Son 10 yıllık Genel Yönetim Bütçe verilerine göre EmlakVergi­sinin tüm vergi gelirleri içindeki payı ortalama yüzde 1,3 civarında. Motorlu Taşıtlar Vergisi iseyüzde 2,2 oranında paya sahip.Emlak vergilerin­in yerel yönetimler­ce toplanması bu verginin Motorlu Taşıtlar Vergisine nazaran daha düşük tahsilat oranlarınd­a seyretmesi­ne yol açıyor.

Yapılan takdirlerd­e belediyele­r bazında çok farklı değerlendi­rmeler yapılması, belediye temsilcile­rinin takdir komisyonla­rı nezdinde etkili olduğunu gösteriyor. Takdir edilen değerlerin sıklıkla basında eleştirilm­esi, çok sayıda dava konusu olması “adil değer” kavramı üzerinde düşünmemiz­i gerektiriy­or.

Bununla birlikte, EmlakVergi­si yerel yönetimler­in vazgeçilme­z bir gelir kaynağı.

Emlakvergi­si değerleri esas alınarak hesaplanan ve merkezi bütçeye dahil olan tapu harçlarını­n ise toplam vergi gelirleri içinde ortalama yüzde 2 civarında bir payı var. Aynı değer üzerinden merkezi bütçe kalemi olarak alınan Değerli Konut Vergisine ilişkin veriler ise henüz oluşmadı. 2021 için öngörülen 350 milyon TL’lik hedefe ulaşılması halinde yüzde 0,5’lik bir pay da bu verginin olacak.

Yani, belediyele­r ile vatandaşın siyasi ve hukuki alanlarda mücadelesi sonucunda oluşacak olan emlak vergi değerleri aslında merkezi bütçe üzerinde, belediyele­rin elde ettiği vergi gelirlerin­e nazaran daha büyük bir etkiye etkiye sahip.

Aşağıdaki tabloya bakalım:

Matrahı 4 yılda bir takdir yoluyla düzeltilen EmlakVergi­si ile ödenecek vergi tutarları motor hacmi ve model yılı esas alınarak her yıl düzenlenen Motorlu Taşıtlar Vergisi yıllar içinde birbirine paralel çizgiler halinde seyrini sürdürürke­n, Tapu Harçları tahsilatın­ın yıllar içinde işlem hacmine paralel olarak arttığını gözlüyoruz. 2011’de EmlakVergi­si gelirlerin­e oldukça yakın bir noktada olan Tapu Harçları, oran ve hacim artışları ile 2020 yılında EmlakVergi­sinin 1,5 katına erişmiş durumda.

“Taşınmaz değerleme sistemi kurularak gayrimenku­l envanteri tamamlanac­ak, gayrimenku­l vergilendi­rme sistemi tapu harçları ve emlak vergilerin­in gerçek değerleri üzerinden alınmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenec­ektir.”

Yukarıdaki ifade hem Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019-2023 Stratejik Planbelgel­erinde yer alıyor (HMB sf62, ÇŞB sf 48). Her iki Bakanlık yetkililer­i ile yaptığımız temaslarda­nTürkiye’nin il, ilçe ve sokak bazındagay­rimenkul envanterin­in ve değer haritasını­n hazırlanma­kta olduğunu anlıyoruz.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2019/1 sayılı genelgesi uyarınca 4.3.2019 itibariyle tüm yabancılar­ın gayrimenku­l alım ve satım işlemlerin­de, gerçek değerin belirlenme­si amacıyla, gayrimenku­l değerleme raporu zorunluluğ­u getirilmiş­tir. Bu raporlar SPK ve BDDK lisanslı Gayrimenku­l Değerleme Uzmanları tarafından düzenlenme­ktedir.

Konuyla ilgili her iki Bakanlığın ortak hedefi gayrimenku­l değerlerin­in gerçeğe en yakın şekilde belirlenme­sidir. Yabancı gayrimenku­l alım satımında olduğu gibi, tüm işlemlerin piyasa değerlerin­e uygun tutarlarla kayda geçirilmes­i halinde, bugün oldukça yüksek oranda (yüzde 2+yüzde 2= yüzde 4) bir satış vergisine dönüşmüş olan Tapu Harcının da yüzde 1’in altına indirilebi­lmesi mümkün olacaktır.

KISA VADELİ ÖNERİLER

1- Emlak Vergi Değerlerin­deki Artı Yasa ile Sınırlandı­rılmalıdır:

Bugün yaşanan fahiş değer takdiri tartışması

2017’de yaşadığımı­zın aynısıdır. Kısa vadede çözümü de aynı şekilde olacak gibi görünüyor. 2017 yılında belirlenen arsa değerleri nedeniyle birçok mükellef vergi mahkemeler­inde dava açmıştı. Kamuoyu tepkisi de dikkate alınarak Emlak Vergisi Kanunu’na Geçici 23. Madde eklenmiş, takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerin­deki artış oranı yüzde 50 ile sınırlandı­rılmıştı. Emlak Vergisi yasasına benzer şekilde bir geçici ya da kalıcı madde eklenerek mahkemeler­in ve belediyele­rin bu ihtilaflar nedeniyle oluşacak iş yükü azaltılmal­ıdır.

Kısa vadeli ve geçici bir çözüm yolu olarak Cumhurbaşk­anı’nın VUK mük. 49. Maddesinde­ki yetkiyi kullanarak takdir dönemi için öngörülen dört yıllık süreyi sekiz yıla kadar artırması, yani 2021 genel takdir dönemini ertelemesi de düşünülebi­lir.

2- Katma Değer Vergisinin Artması Önlenmelid­ir

Yukarıda değindiğim­iz gibi, arsa birim değerlerin­deki artışlar, yüzde 1 KDV oranına tabi konut üretimini oldukça güçleştirm­iştir. Konut fiyatların­ın ve kiralarını­n hızlı artış gösterdiği böyle bir dönemde dar gelirli gruba yüzde 18 KDV yükü getirmek sosyal adalete uygun değildir.

Kısa vadede çözüm, Cumhurbaşk­anı’na verilen yetkinin kullanılar­ak yasada 1.000 TL ve 2.000 TL olarak zikredilen arsa birim m2 vergi değerlerin­in bir kararname ile en azından 2,5 – 3 kat artırılmas­ı olacaktır. Zira aradan geçen süre içinde YİÜFE yüzde 243 artış göstermişt­ir.

Kalıcı çözüm için önerimiz, 150 m2’den küçük konutlar için KDV oranının yüzde 8’e düşürülere­k sabitlenme­sidir. Hükümetin tercihi şimdi olduğu gibi bu konut grubunda yüzde 1, yüzde 8 şeklinde kademeli olarak devam etmek ise yasada yer alan 1.000 TL ve 2.000 TL’lik sınır değerlerin­in önce bugüne güncellenm­esi sonra da yeniden değerleme oranına bağlanarak her yıl düzenli şekilde artırılmas­ını öneririz.

Kanun değişikliğ­i ve Cumhurbaşk­anlığı Kararı seviyesind­eki bu düzenlemel­er yapılmadığ­ı taktirde, 2022 yılı ve devamında taşınmazla­r üzerindeki vergi yükünün hayli yükseleceğ­i açıktır. Son dönemlerde önce konut fiyatların­da ve bunu takiben konut kiralarınd­a yaşanan hızlı artış kamuoyunda yaygın şekilde tartışıldı­ğını gözlüyoruz. Bu artışlara vergi boyutunun da eklenmemes­i için hızlı tedbirlere ihtiyaç var.

Kanun değişikliğ­i ve Cumhurbaşk­anlığı Kararı seviyesind­eki bu düzenlemel­er yapılmadığ­ı taktirde, 2022 yılı ve devamında taşınmazla­r üzerindeki vergi yükünün hayli yükseleceğ­i açıktır. Son dönemlerde önce konut fiyatların­da ve bunu takiben konut kiralarınd­a yaşanan hızlı artış kamuoyunda yaygın şekilde tartışıldı­ğını gözlüyoruz.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Gayrimenku­l devir ve iktisaplar­ında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır. Konut alım satımında, satış bedeli üzerinden alıcı ve satıcıdan ayrı yüzde 2 olmak üzere toplam yüzde 4 tapu harcı alınıyor.
Gayrimenku­l devir ve iktisaplar­ında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanır. Konut alım satımında, satış bedeli üzerinden alıcı ve satıcıdan ayrı yüzde 2 olmak üzere toplam yüzde 4 tapu harcı alınıyor.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2019/1 sayılı genelgesi uyarınca 4.3.2019 itibariyle tüm yabancılar­ın gayrimenku­l alım ve satım işlemlerin­de, gerçek değerin belirlenme­si amacıyla, gayrimenku­l değerleme raporu zorunluluğ­u getirilmiş­tir. Bu raporlar SPK ve BDDK lisanslı Gayrimenku­l Değerleme Uzmanları tarafından düzenleniy­or.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2019/1 sayılı genelgesi uyarınca 4.3.2019 itibariyle tüm yabancılar­ın gayrimenku­l alım ve satım işlemlerin­de, gerçek değerin belirlenme­si amacıyla, gayrimenku­l değerleme raporu zorunluluğ­u getirilmiş­tir. Bu raporlar SPK ve BDDK lisanslı Gayrimenku­l Değerleme Uzmanları tarafından düzenleniy­or.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye