AFGAN SATRANCINDA ÇİN ÖNE ÇIKTI
Çin, Taliban rejiminin güçlenmesiyle Orta Asya politikasında yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Asıl hedefi ekonomik çıkarlar olan ve Taliban’a yeşil ışık yakan ilk ülkelerden biri olan Çin, jeopolitik etkisini de genişletmeyi hedefliyor. ABD ise hem binlerce asker ve trilyonlarca dolar kaybetti hem de küresel liderliğinde gedik açıldı.
Çin, Taliban rejiminin Afganistan’da 20 yıl sonra ikinci kez yönetimi ele geçirerek dünyanın büyük güçleriyle ilişki kurmada ciddi bir finansal ve jeopolitik avantaj elde etti. ABD’nin bu ülkeden çekilmesinden hem endişe duyan hem de umut besleyen Çin, Orta Asya politikasında yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Taliban’a yeşil ışık yakan ilk ülkelerden biri olan Çin, jeopolitik etkisini genişletmeyi hedefliyor.
Buna karşılık, insani ve sosyal bedeli fazlasıyla korkunç olan bu savaşta kaybeden tarafın ise ABD olduğu tartışmasız bir gerçek. Savaş sırasında 2.448 ABD askeri, 3.846 ABD paralı askeri ve diğer NATO ülkelerinden 1.144 askerle birlikte 164.436 Afgan’ın yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Yüz binlerce Afgan ve on binlerce NATO personeli yaralandı.
Savaşın sadece olan ABD’ye olan maliyetinin 2 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor ve bu, borçla finanse ediliyor. Bu da faiz ödemeleriyle 6.5 trilyon dolara mal olacak. Sadece bu değil, jeopolitik satrançta da ABD büyük kayıplara uğramış durumda…
Afganistan başarısızlığının ABD’nin küresel anlamda gerilemesine neden olduğu bir gerçek… Çin ile ilişkilerin gerginleştiği bir ortamda, bölgede
Çin’in nüfuzunun artacak olması, ABD açısından çok önemli sonuçlar doğuracak bir gelişme olacak.
İLİŞKİLERİ HEMEN GÜÇLENDİRMEYE BAŞLADI
Taliban, ülkenin eski adı olan Afganistan İslam Emirliği’ne geri dönmeye hazırlanıyor. Çin ise, hafta içinde Taliban’la ‘dostça ve işbirliğine dayalı ilişkilere’ hazır olduklarını açıkladı. Taliban’ın siyasi lideri Molla Baradar, Pekin’de Çin’in Afganistan’ın gelecekteki yeniden inşası ve ekonomik kalkınmasında daha büyük bir rol oynayacağını umduğunu söylemişti.
Çin ayrıca şimdiden Afganistan’da yaşananlara etkisi büyük olan Pakistan ile de bağlantıya geçmiş durumda. Pakistan’ın Hint Okyanusu’na ulaşma istediği biliniyor. Bu dengelere bakıldığında Afganistan’ın Orta
Asya’da önemli bir stratejik ortak olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğu da görülüyor.
Çin, Taliban’ın siyasi lideri Molla Abdulgani Baradar’ı geçtiğimiz aylarda başkent Pekin’de ağırladı. Halihazırda birçok ülke Kabil’deki büyükelçiliklerini kapatırken Çin temsilciliği ise faaliyetini sürdürüyor. Batı komşusu Afganistan’la yalnızca 76 kilometre uzunluğunda dağlık bir sınırı bulunan Çin’in asıl hedefi ise, ekonomik.
ÇİN DEĞERLİ MADENLERİ ÇIKARABİLİR
Taliban’ın Kabil’i kontrol altına almasının ardından Batı, işbirliği yapmama tehdidinde bulunurken Çin, Rusya ve Pakistan ise örgütle iş ilişkisi kurmak için adeta sıraya girdi. Dündaki endüstriyel ürünlerin neredeyse yarısının üreticisi olan Çin, küresel talebin büyük kısmını besliyor. Halen Afganistan’ın en büyük yabancı yatırımcısı olan Pekin’in, yüksek maden ihtiyaçlarını karşılamak için Afganistan’da verimli bir madencilik sistemi inşa edilmesi yarışına öncülük etmesi muhtemel.
Avusturya’daki Avrupa ve Güvenlik
Politikaları Enstitüsü’nün kıdemli analistlerinden Michael Tanchum, “Taliban’ın gücü elde etmesi, öngörülebilir gelecekte bu madenler için bir arz sıkıntısının yaşandığı ve Çin’in bunlara ihtiyaç duyduğu bir dönemde ortaya çıktı. Çin, zaten Afganistan’da bu mineralleri çıkaracak konumda” diyor.
YENİ İPEK YOLUNDA BİR BAŞKA DURAK
Tüm bunlar olurken Çin devlet medyası da Afganistan’ın, yeni İpek
Yolu olarak da anılan Bir Kuşak
Bir Yol Girişimi’nden nasıl fayda sağlayabileceğini anlattı. Ancak bölgesel güvenlikle ilgili endişeler de var. Şiddet dalgasının diğer Orta Asya ülkelerine yayılması durumunda, Çin’in petrol ve doğal gazının çoğunu tedarik eden boru ağı hatları olumsuz etkilenebilir.
Ortadoğu Enstitüsü’nde (MEI) çalışan Michael Tanchum, “Taliban, Çin’e istikrarlı çalışma koşulları sağlayabilirse, o zaman tek başına bakır üretiminden on milyarlarca dolar gelir elde edebilir ve ülkedeki diğer madenler için madencilik operasyonlarının geliştirilmesini teşvik edebilir” diyor.
Çin yeni dönemde en büyük endişesi ise, Taliban’ın yaydığı radikalizmin kendi ülkesine ulaşması... Pekin yönetimi, yıllardır Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Müslüman Türkleri toplama kamplarında tutuyor.
yetiştirilen bir ülke olmayacak. Sıfıra düşüreceğiz” diyor.
Uzmanlar, Taliban’ın açıklamalarına şüpheli yaklaşıyor. Afganistan, halihazırda dünya çapında haşhaş yetiştiriciliğinde ilk sırada. Ülkede yüz binlerce kişi bu alanda istihdam ediliyor. Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) uzmanlarından Charles Kupchan, Taliban’ın en büyük gelirlerinden biri de topladığı vergiler olduğunu söylüyor. Kupchan, “Kontrolü altında bulundurduğu bölgelerdeki herşeyden vergi alma konusunda
Taliman tam bir usta” diye konuşuyor.
Taliban sözcüsü Afganistan’ın “uyuşturucudan arındırılmış bir ülke” haline getirileceğini açıklamış olsa da uzmanlar buna şüpheyle yaklaşıyor. Alman Hükümeti’nin Uyuşturucu Kaçakçılığı ile Mücadeleden Sorumlu Özel Temsilcisi Daniela Ludwig, uyuşturucunun Taliban’ın en önemli gelir kaynağı olduğuna dikkat çekerek, Taliban’ın uyuşturucu üretimini daha da artıracağı ihtimalinin gözönünde bulundurulması gerektiği uyarısında bulundu.
GÖZLER AFGANİSTAN’IN DOĞAL ZENGİNLİKLERİNE ÇEVRİLDİ
Afganistan’ın doğal zenginlikleri oldukça etkileyici... Bakır, kobalt, kömür ve demir cevheri de dahil olmak önemli miktarlarda madenlerin yanında petrol ve gaz ve değerli taş rezervleri de var. 1970 ve 1980’lerde Sovyet jeologları tarafından yapılan tetkik ve araştırmalarda, ülkede demir, yüksek dereceli krom cevheri, uranyum, kurşun, çinko, boksit, lityum, zümrüt, altın, gümüş ve “büyük miktarda bakır” içeren bol miktarda doğal kaynak olduğu belirlendi.
Dünya Bankası, Afganistan’ın Doğu Logar ve Orta Bamiyan eyaletlerindeki 1.2 milyar tonun üzerindeki bakır rezervlerinin, Asya’daki en büyük ve dünyanın ikinci büyüğü olduğunu belirtiyor.
Özellikle çarpıcı potansiyelin biri ise, mobil cihazlar ve elektrikli otomobiller için pillerde kullanılan bir metal olan lityum... Otomotiv endüstrisi sıfır karbon ile çalışan araçlara geçiş yaptığından dolayı bu zenginlik fazlasıyla önem kazanıyor.
LİTYUM REZERVLERİ 3 TRİLYON DOLARA ULAŞIYOR
Elektrikli arabalar, akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar için pillerde kullanılan lityuma olan talepse şu anda yüzde 20’lik yıllık büyüme ile benzeri görülmemiş bir seviyede. Günümüzde bazı uzmanlar, sadece lityum rezervlerinin güncel değerinin 3 trilyon doları kadar ulaşabileceğini tahmin ediyorlar.
2010 yılındaki Pentagon çalışmasına göre, demir, bakır, altın ve lityum gibi maden rezervlerinin tahmini değeri bir trilyon dolara ulaşıyor. Pentagon’a göre, Afganistan “Lityumun Suudi Arabistan’ı” olma potansiyeline sahip.
2010 yılında, New York Times’a sızdırılan Pentagon raporunda, Afganistan’ın maden yataklarının temelde ülke ekonomisini değiştirebileceği ve yakında çok zengin bir ülke haline gelebileceği vurgulandı.
2008 yılında Afgan hükümeti, ekonomisini dışa açmaya ve ülkenin kilit sektörlerine yabancı yatırımları teşvik etmeye yönelik bir yasayı yürürlüğe koydu. Ancak güvenlik ve politik sorunlar nedeniyle, yabancı yatırım seviyesi sınırlı kaldı.
Böylece Çin ülkedeki en büyük yabancı yatırımcı olmaya devam ediyor. Metallurgical Corporation of China ve Jiangxi Copper Corporation şirketleri, Aynak bölgesindeki bakır rezervlerine 4,4 milyar ABD doları yatırım yapacak. Çin Ulusal Petrol Şirketi, Afganistan’ın kuzey bölgesindeki Sari-Pul ve Jowzjan’da, yıllık 400 milyon dolar yatırımla doğal gaz çıkarmak için yapılan ihaleyi kazandı. Bu gelişmeler Çin’in Afganistan’ın ekonomisindeki rolününün küçük bir bölümü...
Kaynak: BBC News, The New York Times, Deutsche Welle, Reuters, The Conversation, Milliyet