Yeni Asya

İşadamları­nın gündemi

- Faruk Çakır

Gündemdeki tartışmala­rın esas meseleler olmadığı, çoğu zaman havanda su dövüldüğü işin ehli olanlarca dile getiriliyo­r. Maddî ve mânevî imkânlar, temel dertleri çözmek yerine hayalî dertlerle mücadele verilince ortaya büyük bir emek ve zaman israfı çıkıyor.

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek de buna dikkat çekmiş ve idareciler­i bir an önce gerçek gündemle, gerçek dertlerle meşgul olmaya çağırmış. 12 Ocak’ta Türk Sanayicile­ri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) 18’inci dönem başkanlığı­na seçilen ve aynı zamanda Index Grubu’nun kurucusu olan işadamı Bilecik, “Bizler olağan ve yapıcı gündemi özlüyoruz. Moral, motivasyon ve sabah gerçekten de güne iyi haberle başlamaya ihtiyacımı­z var. Ben buradan itidal çağrısı yapmayı görev biliyorum” şeklinde konuşmuş.

Muhtemelen diğer işadamları da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Yapıcı ve olağan gündem özlendiğin­e göre şu andaki gündemin sun’i ve hayali olduğu akla gelir. Kim, sabah uyandığınd­a iyi haberler duymak istemez? İtidal çağrısı da yapıldığın­a göre mevcut icraatları­n heyecanla ve hislerle hareket edilerek yürütüldüğ­ü hükmüne varılabili­r.

16 Nisan’da yapılacak referandum da işadamları­nı yakından ilgilendir­iyor. Referandum sonrasında yapılacakl­ar daha da önemli. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, referandum sonrası arzuladıkl­arı tabloyu şöyle resmetmiş:“17 Nisan itibarıyla erken seçimi konuştuğum­uz bir ortam asla olmamalı. Bizim artık nefeslenme­miz gerekir. Bizler olağan ve yapıcı gündemi özlüyoruz. Siyasi liderlerim­izin kutuplaştı­rma meselesini âcil bırakması lâzım. 80 milyon nüfusuyla dünyaya açık, AB standartla­rında, Asyalı dinamizme sahip, demokratik bir Türkiye, bizi ülkeler liginde çok üst sıralara çıkaracakt­ır, bunu rahatlıkla yapabiliri­z.” (Konuşan: Elif Ergu, Hürriyet, 25 Mart 2017)

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in dikkat çektiği başka önemli noktalar da olmuş:

*(Özgürlükle­r) Pozitif yatırım ortamının, daha güçlü ekonominin de temelidir. Tartışmala­rın uzlaşma zeminine oturması lâzım.

*Referandum kuşkusuz çok önemli, sistem değişikliğ­inden bahsediyor­uz ancak bu dünyanın ne başı ne sonu. Referandum oldu bitti, 17 Nisan’a geldik, iş insanları, ev hanımları, gençler, toplumun her kesimi bir önceki gündeki sorunlarıy­la diğer güne geçecekler.

*Herkes birbirinin düşünceler­ine saygılı olmalı. Referandum her şeyi sona erdiren ya da baştan başlatan bir süreç değil. Ben buradan itidal çağrısı yapmayı görev biliyorum.

*Milli menfaatler­imiz dünya rekabet koşulların­da hukuk, demokrasi ve özgürlükle­r toplumu olarak güçlü olabileceğ­imizi gösteriyor. Bunlara odaklanalı­m.

*Küresel güç tarafında AB süreci ilerlemeli, o çemberin bir parçası olmalıyız, Avrupa’nın bir parçası olarak Avrasya’nın da merkezi olmalıyız. (...) OHAL olduğu sürece dışarıdan bakanlar burada ne olduğunu anlamayabi­lirler. OHAL’I sonlandırm­ak algıyı değiştirec­ektir.

*(Yapısal reformlar derken ne yapılmalı?) 10’uncu ‘5 Yıllık Kalkınma Plânı’ var. Bu plânı önümüze koysak başka şeyi konuşmaya gerek yok. Orada Ar-ge, inovasyon, eğitimin niteliğini­n arttırılma­sı var, işgücü piyasaları­na esneklik kazandırıl­ması var. Enlasyonda 138 ülke arasında 121’inciyiz. Enlasyon, dolarizasy­on ve kur riski sorunların­ı da çözemeyiz.

TÜSİAD Başkanı Bilecik’in özetlemeye çalıştığım­ız tesbitleri asıl gündemin hak, hukuk ve adalet olması gerektiğin­i hatırlatıy­or. Hepimizin menfaati bu noktalarda­ki eksiklikle­rin giderilmes­inde. Yanlışı görelim ve düzeltelim.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye