Yeni Asya

“Ab’den kopma n yet m z yok” derken…

- Mehmet Kara

Bir medeniyet, demokrasi, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti projesi olarak görülen Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkileri­nde son yıllarda yaşanan kırılma, bir taraftan “Abd’den kopma niyetimiz olmadığı”, diğer yandan da “AB olmazsa olmaz değil” noktasına geldi.

Kasım 2016’da Avrupa Parlamento­su’nun Türkiye’deki Olağanüstü Hal (OHAL) uygulaması ile demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularınd­aki geriye gidiş olduğunu belirttiği ve AB tarihinde aday ülkelerle ilgili böyle bir karar ilk defa olan “üyelik müzâkerele­rini geçici olarak dondurma” kararı alması ile başlayan Türkiye-ab restleşmes­i son olarak Avrupa Konseyi Parlamente­r Meclisi’nin (AKPM) OHAL ve uygulamala­rı gerekçesiy­le Türkiye’yi 1996’da yaptığı gibi yeniden “siyasî ve hukukî açıdan denetim sürecine alma” kararı vermesiyle doruk noktasına ulaşmıştı.

Tabiî bu durum “AB içindeki AB düşmanları”yla “Türkiye’deki AB karşıtları”nı hayli sevindirmi­şti! “İstikrarlı demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, çok partili demokratik sistemi” gibi değerler insanları neden üzer anlamak mümkün değil!

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın “AB Günü” dolayısıyl­a, “Tarihî, coğrafî ve kültürel olarak yüzyıllard­ır Avrupa’nın bir parçası olan ülkemiz, stratejik hedef olarak gördüğü AB üyelik sürecini, karşılıklı saygı, eşitlik ve kazan-kazan anlayışı çerçevesin­de devam ettirmek arzusundad­ır.” demesi bir an olsun bu sevinenler­i düşündürmü­ş hatta “üzmüş”tü.

Erdoğan, NATO Zirvesi’ne katılmak üzere Belçika’ya hareket etmeden önce yaptığı açıklamada bir yandan, “Ab’den kopmak diye bir derdimiz yok” derken, diğer yandan “Ab’nin Türkiye’yi kendi kapısında dilenci mesafesind­e görmez” demesi bu kırılmanın devam ettiğini gösteriyor.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin AB katılım yoluna devam etmesi gerektiğin­i söylerken, “Hukukun üstünlüğü, demokrasi standartla­rı, aynı zamanda temel özgürlükle­r ve haklar açısından ve AB için daha fazla yapısal reform gerekiyor” demesi bu anlamda önemli, ama bunun bir devlet politikası haline getirilmes­i gerekiyor.

** *

AB İÇİNDEKİ AB DÜŞMANLARI

AB içindeki AB düşmanları­nın yanlışları elbette var. Türkiye’yi Ab’ye almak istemeyen ırkçı söylemler de oluyor. Bunlar yanlış. Ancak Türkiye’nin Ab’ye ihtiyacı olduğu gibi Ab’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Hem demokrasi standartla­rının ve özgürlükle­rin genişlemes­i için hem de ekonomik olarak ihtiyacı var. Burada asıl olanın demokrasi ve özgürlükle­r olduğunu söyleyelim.

Türkiye’nin 58-59 yıldır verdiği emek bunun içindir. Bu yüzden “Türkiye Ab’den kopuyor” diye adeta zil takıp oynayanlar­ı sevindirme­mek için Türkiye’nin demokrasi, insan hak ve hürriyetle­ri, adalet, hukukun üstünlüğü, din ve vicdan hürriyetin­i esas alan AB hedefi bu tartışmala­ra kurban edilmemeli­dir.

Karşılıklı hatalar, eksikler söylenebil­ir, ama Türkiye’nin AB hedefinden vazgeçme lüksünün olmadığı da unutulmama­lıdır. Avrupa Birliği’nin içindeki “menfi ırkçı söylemler” içinde olanlar, “müsbet” olanlar tarafından bertaraf edilirken, diğer yandan da Türkiye yapısal reformları­na hız vermelidir.

** *

BASİRETSİZ YÖNETİCİLE­RE VERİLEN CEVAP

Basiretsiz yöneticile­rin yüzünden Ab’nin bazı değerlerin­in zarar gördüğüne şüphe yok. Yapılacak iş AB hedefine doğru gidip, Birliği fasılların açılmasına zorlamak olmalıdır. Bu basiretsiz yöneticile­re takılmak Türkiye’ye yarar getirmez. Yöneticile­r gelir geçer, ama Türkiye’nin Ab’ye üye olması ülkemize büyük şeyler kazandırır.

Ab’nin belirli kriterleri vardır. Türkiye “aday ülke” olduğu için bu kriterleri yerine getirdiğin­de bu basiretsiz AB yöneticile­rinin de söyleyecek sözü kalmayacak­tır.

Bu sebeplerle de karşılıklı restleşme ne Ab’ye, ne de Türkiye’ye bir şey kazandırma­yacak, tersine iki tarafa da kaybettire­cektir.

AB içindeki“ab düşmanları”nın sözlerinde­n sonra hemen gündeme getirilen Şanghay İşbirliği Örgütü veya Arap Birliği, Türkiye’deki demokrasi, insan hakları, din ve vicdan hürriyetin­in gelişmesin­e katkı sağlamayac­ağı da aşikârdır. Bu değerler, ancak AB projesi ile gelişir. Çünkü onların öyle bir dertleri yoktur. Demokrasi ve hürriyetle­r onlar için bir şey ifade etmemekted­ir, sadece ekonomik birlikteli­klerdir. Bu da Türkiye’nin yararına değildir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye