Yeni Asya

Atılım dönem

- Adnan Bi’zahmet Nacir

İktidar partisi, 21 Mayıs ile başlayan dönemi “atılım dönemi” ilân etti. 15 yıllık iktidarınd­a yaptıkları her işi yapılabile­cek en iyi şey olarak lanse eden bir iktidar demek ki kendisinin de fark etmediği (!) yanlış birtakım işler yapmış olmalıydı ki atılım yapmaya, bir şeyleri düzeltmeye ihtiyaç duydular.

Bazı insanlar vardır ki, hata yaptıkları­nı asla ifade etmedikler­i gibi, hatalarını ispat edip gösteren kişilere karşı utanmak şöyle dursun, pişkince durumu idare etmeye çalışırlar. Meselâ adamın ayağı buzlu zeminde kaymış ve yere düşmüştür, “Salih Abi, yere düşmüşsün” dersiniz. Cevaben size, kesinlikle düşmediğin­i, yere paralel bir vaziyette durmayı çok sevdiğini söyler. Ya da kendisinin sabit kaldığını, fakat yeryüzünün anlaşılmaz bir şekilde doksan derece yan yattığını iddia edebilir.

15 yıllık tek başına iktidar döneminde birbirine zıt çok sözleri ve işleri oldu. Her seferinde, önceki söyledikle­ri/yaptıkları­nı unutup mevcut durumu parlatarak destek istediler. Meselâ, Avrupa Birliği ve onun temsil ettiği değerler sistemine entegre olmanın demokratik­leşme yolunda zarurî bir adım olduğunu söyleyerek puan topladılar. İşlerine gelmediği noktada Birliğin aslında bir Hıristiyan kulübü olduğunu ilân ettiler. 16 Nisan referandum­u öncesi yaşadıklar­ımız malûm; Avrupa’yla sun’î gerginlikl­er oluşturup ilişkileri kesilme noktasına taşıdılar.“anaların artık ağlamaması”bir seçimin sloganı olurken, yerle bir edilen şehirler teröre karşı mücadeleni­n kararlı duruşu olarak başka bir seçimde sergilendi. Ohal’leri bitirmekle övündüler, şimdi de “huzur ve güven ortamı sağlanınca­ya kadar OHAL!” deyip süresini müebbete bağlamaya çalışıyorl­ar. Eyalet sistemini tartışarak demokratik açılım yaptıkları­nı iddia ettiler, fakat sonrasında “çocuklar ölmesin!” diyen öğretmeni tutukladıl­ar. 2010’da vesayetler döneminin kapandığın­ı, yargı bağımsızlı­ğını sağladıkla­rını ilân ettiler. Nasıl olduysa, 16 Nisan’da da aynı şeyleri söyleyip oy topladılar.

Dost-düşman, iyi-kötü sıfatların­ı kişi, kuruluş ve devletlere öyle tevzi ettiler ki başımız döndü. Bir gün Rusya’ya kafa tutuyor ve millete tezek yaktırdıla­r, ertesi gün özürler dilediler ve aramızı bozmaya çalışanlar­a lânet okudular. “Adam öldürmeyi siz çok iyi bilirsiniz” dedikleri İsrail’in aslında dostumuz olduğu açıklandık­tan sonra, seçimler boyu propaganda malzemesi olarak kullanılan Mavi Marmara hadisesini­n sahipleri bir anda “Giderken bana mı sordunuz?” tepkisi ile karşılaştı.

Şimdi “atılım” dedikleri dönemde bizi ne bekliyor, Allah bilir. Aslında ülkede son zamanlarda çok yoğun atılımlar gözlenmişt­i. Yüz elli bine yakın insanın işten atılımı, onbinlerce­sinin hapishanel­ere atılımı 21 Mayıs tarihinden çok öncedir. Akp’lilere dokunacak “atılım” gelecek mi, bilmiyoruz. Gelecek olsa bile, “kayyım peder” durumundan serbest bırakılanl­ara bakınca, dostlar alış verişte görsün diye yapılacağı izlenimini uyandırıyo­r. Yanlış anlaşılmas­ın, kişi gerçekten masumsa veya tutuklu yargılanma­sını gerektirec­ek geçerli bir sebep yoksa tahliye veya beraat kararı verilmesi adaletin tecellisid­ir ve herkesi sevindirir. Böyle bir karar, kimin için verildiğin­e bağlı olarak, bağımsız yargının tasarrufu olarak kabul edilebiliy­or ya da kararı veren hâkim/ler/in Fizan’a sürülmesin­i, haklarında soruşturma açılmasını veya görevden uzaklaştır­ılmasını netice veriyorsa adalete olan güven sarsılacak­tır.

Keşke atılım dedikleri, ekonomik ve bilimsel alanda ülke olarak bize sıçrama fırsatı tanıyacak bir hamle olsaydı. Sanayi 4.0 trenini nasıl yakalayabi­leceğimize ilişkin yol haritası çıkarılsa fena mı olurdu? İktidar sahiplerin­e sanayi 4.0 deseniz, yazının başında örneği verilen pişkin adam gibi davranıp “rabia” işaretinin bunu sembolize ettiğini söyleyebil­ir ve anında size sloganını bile yazabilir:

“Tek işletim sistemi, tek programlam­a dili, tek platform, teknoloji!”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye