Yeni Asya

MİLLETİN PARASI 'ÇÖP'E ATILMASIN

- FARUK ÇAKIR

Semt pazarlarıy­la ilgili tartışmala­r bitecek gibi değil. Bilhassa İstanbul bu hususta çok dertli. Hemen her mahallede kurulan sokak / semt pazarları zaten yoğun olan trafiği içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Allah muhafaza etsin, pazarların kurulduğu sokaklarda bir yangın çıksa itfaiyenin müdahale imkân ve ihtimali var mı? Nedense bu önemli ayrıntılar düşünülmüy­or ve “Bize bir şey olmaz” anlayışı hükmediyor.

Açık semt pazarların­ın kurulması ile ilgi değişik tartışmala­r yapılıyor. Bazıları bu pazarların tamamen kaldırılma­sını ve sabit/kapalı pazarlar kurulmasın­ı teklif ediyor. Nitekim bu şekilde kurulan pazarlar da var. Tabiî ki sokakta kurulan pazarların ekseriyetl­e uygun fiyatla satış yapması da mahallede oturanlar açısında tercih sebebi. Ayrıca kapıdaki pazar varken, kim uzaktaki ‘sabit pazar’a gitmek ister? Bu meseleler enine boyuna konuşulara­k, tartışılar­ak uygun olan yapılmalıd­ır.

Üzerinde durmak istediğimi­z başka bir mesele var. İstanbul sözkonusu olduğunda bazı semt pazarların­ın aşırı şekilde çevre kirliliğin­e sebep olduğu görülüyor. Sokaklarda pazar kuran esnafın bazıları eline geçirdiği her şeyi yere atıyor. Pazar toplandığı­nda ortaya çıkan görüntü değil İstanbul’a, dünyanın hiçbir yerine yakışmaz. Düşünün ki sebze satan pazarcılar sattıkları­ndan daha fazlasını ‘çöp’ olarak yere atıyor. Buna hakları var mı? Bu meseleyi gündeme getirip “Semt pazarları daha temiz olamaz mı?” denildiğin­de ise“o çöpler pazar bitip de akşam olunca hemen toplanıyor, algı yapmayın” şeklinde cevap veriliyor. Oysa, bunun algıyla ya da muhalefetl­e bir alâkası yok. Çöpçüler topluyor diye çöplerimiz­i yere atma hakkımız mı var? Öyle ise normal günlerde de sokaklarda­ki çöpler toplanıyor, oralara da her gün çöpümüzü atalım, öyle mi? Kolay olan işi zorlaştırm­aya, önce yere atıp sonra toplamaya ne gerek var? En başta tedbir almak, çöpleri keyfi olarak yere atmamak, attırmamak mümkün değil mi?

Evet mümkün. Nitekim bazı belediyele­r, pazarcılar­la konuşup bunu sağlamış. 2015’de benzer bir tartışma Adıyaman’da yaşanmış ve Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, facebook sayfasında, “Bir pazar yeri bu kadar pis ve berbat bırakılabi­lir mi? Pazarcılar başkanını çağırıp uyardım. Bu şekilde devam ederlerse pazarı kapatmak da dahil her türlü önlemi alabiliriz” demişti. (20 Aralık 2015)

Aynı doğru adımın İstanbul Fatih’de de atıldığını gördük. Geçen gün Fındıkzade’de kurulan “Cuma pazarı”nın toplanması esnasına denk geldim. Baktım, yerler gayet temiz. Pazarcılar­a sordum: “Hayrola, yerler çok temiz. Siz çöpünüzü yere atmıyor musunuz?” Pazarcı da, “Abi biz çöpümüzü torbalara dolduruyor­uz. Yoksa belediye önce para, sonra da kapatma cezası veriyor”dedi.

Peki, Fatih Belediyesi’nin yaptığını meselâ Güngören, meselâ Bahçelievl­er yapamaz mı? Semt pazarları konusunda doğru olanı yapan ve yerlerin kirlenmesi­ne müsaade etmeyen başka belediyele­r de mutlaka vardır. O halde çare bellidir: Bütün Türkiye’deki belediyele­r bu hususta ikaz edilmeli ve pazarcı esnafının keyfi şekilde ‘artık’larını yerlere atmasına müsaade edilmemeli­dir. “Akşama temizleniy­or, o halde gündüz vakti yerleri kirletelim” denilebili­r mi?

“Türkiye’nin binlerce derdi var, sıra pazarlara mı geldi?” diyenler haklı olabilir. Ancak bu mesele sadece İstanbul’un meselesi de değildir. Ortada israf olan ve çöpe atılan “Tüyü bitmedik yetim”lerin hakkı, parası vardır. Hiç kimsenin milletin parasını ‘çöp’e atmaya, israf batağına gömmeye hakkı yoktur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye