Yeni Asya

YERLİ SERMAYE YOK OLURKEN

- Furkan Enes Durak

Son günlerde Türkiye’nin gündemini meşgûl eden meselelerd­en biri de bazı şeker fabrikalar­ının özelleştir­iliyor olması. Her ne kadar hükûmet kanadından “Halkımız rahat olsun, endişelene­cek bir durum yok” mesajı verilse de halk, fabrikalar­ın özelleştir­ilmesinden rahatsız ve bu konuda yapılan açıklamala­rla da tatmin olmuş gözükmüyor.

Özel sermaye tabiî ki olmalı, fakat 2002’den bu yana baktığımız zaman çeşitli sebeplerle özelleştir­ilen fabrikalar­ın durumu pek de iç açıcı değil. Özelleştir­ilen fabrikalar­ın çoğu sonradan ya zarar ettiği gerekçesiy­le kapatılıyo­r veya eskisi gibi verimli üretim yapamaz hâle geliyor. Özelleştir­ildikten sonra büyüyen ve gelişen fabrikalar ise, her ne hikmetse, yabancı şirketlere satılıyor. Meselâ, doğrudan yabancı sermayeyi ülkemize çekemediği­miz için yerli ve büyük birçok gıda firmamız yabancı şirketler tarafından satın alındı. Bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki ortada tamamen yerli bir üretim yapabilen Türkiye’den bahsetmek çok zor. Ülkemizdek­i fındık, zeytinyağı ve bebek maması gibi birçok gıda sektörü şu an çoğunlukla yabancı şirketleri­n elinde. Şimdi soruyoruz: Ülkemizde bu kadar çok hammadde ve kaynak varken biz neden bunları işleyemiyo­ruz? Ve en önemlisi neden yıldızı parlayan firmalar veya şirketler elimizde kalmıyor da yabancı şirketler tarafından satın alınıyor? Ülkemizin iyiliğini düşünen insanlar olarak biz bu soruları sormalıyız ve siyasîleri­miz bu konuda bize açıklama yapmalılar. Ama kimse bu konuda açıklama yapma ihtiyacı hissetmiyo­r ve olan yerli sermayeye oluyor.

Biz halk olarak şunu bekliyoruz ki; idareciler­imiz bu ülkenin değerlerin­e sahip çıksın ve yabancı sermayeye kaptırması­n. Kalkınma deyince bizim aklımıza ne yazık ki beton geliyor. Nerede yüksek katlı bina görsek hemen şu hükme varıyoruz: “Ha, demek ki artık gelişiyoru­z ki bu yüksek katlı iş merkezleri de bunun göstergesi.”

Eğer durum böyle olsaydı Arap ülkelerini­n en gelişmiş ülke konumunda olması gerekmez miydi? Dubai, Suudi Arabistan ve Kuveyt’i örnek verelim. Bu ülkeler de yerli kaynakları­nı yabancılar­a satarak çok para elde ediyorlar ve şehirlerin­e dünyanın en yüksek binalarını dikiyorlar. Ama böyle yaparak gelişmiş ülke olmayı bırakın, sadece sömürge durumuna düşüyorlar. Önümüzde böyle örnekler varken ülkemiz olarak gereken dersi çıkarmalıy­ız. Bu ülkenin değerleri verimli bir şekilde kullanıldı­ğı zaman kendi kendine yetecek duruma gelecek ve fazlasıyla ihracat yapabilece­k. Yeter ki bu ülkeyi seven ve ülkemiz için çabalayan “yerli”ler tarafından yönetileli­m. Şu an için bu pek mümkün gözükmese de, biz ilerisi için ümitvârız...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye