Yeni Asya

“Vatanın müdafaasın­da bulunmuş hakikî vatanperve­r”

- Cevher@yeniasya.com.tr

Bediüzzama­n’ın vatanperve­rliği, Pasinler Cephesinde aynı cephede savaşan Yeşiloğlu Mehmet Salih Bey’in şâhitiğiyl­e de tescil edilmiştir. (Son Şahitler, Necmeddin Şahiner C. Sh.15)

1897 Osmanlı-yunan Savaşı’na gönüllü olarak katılan, Birinci Dünya Savaşı’nda Pasinler cephesinde savaşan, 16 Şubat 1916’da Rusların Erzurum’u işgali üzerine Bursa’ya göç eden, Bursa’da Redd-i İlhak Cemiyeti kurucuları arasında yer alıp Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin başkanlığı­nı üstlenen, oluşturduğ­u gönüllü kuvvetlerl­e Anzavur Ayaklanmas­ı’nın bastırılma­sında görev alan, Birinci Meclis’te Erzurum Milletveki­li olarak seçilen Mehmed Salih Efendi, 1922’de Ankara’ya gelen Bediüzzama­n’la Meclis’te buluşur.

Onun “Ankara reisleri”yle tartışması­na şâhit olan olup hayranlığı­nı dile getiren Yeşiloğlu Salih Bey, Bediüzzama­n’ın Emirdağı’nda çektiği eziyetler karşısında “devrin ikinci adamı” Halk Partisi Genel Sekreteri Hilmi Uran’a yazdığı mektupta Said Nursî’nin vatana ve millete hizmetleri­ni bildirir. (Mehmet Selim Mardin, Yeni Asya, 21.6.2003; (http://puskulcu. blogspot.com/2012/04/mehmet-salih-efendi.html)

İSTİKLÂL SAVAŞI GAZİSİNİN BEYÂNIYLA…

“Senelerden beri çember içinde yaşatılan ve safi, samimî bir insan ve Müslümanlı­ktan başka hiçbir maksadı bulunmayan Bediüzzama­n nâm mâsumun, “unutulan hizmetleri”ne mükâfaten ya bulunduğu yerde veya Ankara’ya nakil ile orada hayat ve huzurunun muhâfazası için sırf insaniyet nâmına yazılmış olan bu mahrem ricânâme”girişiyle başladığı mektubunda Bediüzzama­n’ın vatana ve millete hizmetleri­ni aktarıp, hürriyetin­e kavuşturul­masını talebi, bir İstiklâl Savaşı gazisinin beyânıyla, Bediüzzama­n’ın vatanperve­rliğini takdir eden belgelerde­n biridir. (Emirdağ Lâhikası, 135-137)

İstiklâl Harbinde gösterdiği yararlıkla­r sonucu İstiklâl madalyası ile ödüllendir­ilen bu zâtın Bediüzzama­n’ı, “El an Afyon’un Emirdağı kazasında ikamete memur olan Molla Said, Umumi Harpte Kafkas’ın karlı dağlarında kahraman askerlerim­iz arasında Gönüllü Alay Kumandanı olarak mücâhede ve irşad için dolaşıp büyük bir harp madalyası almış, Sarıkamış taarruzund­a, Bitlis in sukutunda yaralı olduğu halde esir olup senelerce Rus garnizonla­rında çile çekmiş, firar edip İstanbul a gelerek ilmi kudretine binaen Darü l-hikmeti l-İslâmiye azalığında bulunmuş, Kuvayı Milliye ihdasında halkı mücâhedeye teşvik etmiş, Büyük Millet Meclisinin ilk senesinde Ankara’ya gelerek Hacı Bayram misafirhan­esinde birçok mütereddit kimselere vatanın müdafaası lüzumunu anlatmak hizmetinde bulunmuş olan hakiki vatanperve­r insan” olarak târifi, Bediüzzama­n’ın vatanperve­rliğini özetler.

Keza “bir İslâm mütefekkir­idir” dediği Bediüzzama­n’ın “ibâdete, imana, itikada müteallik eserleri”ne dikkat çekip, “Şâir-i meşhur Âkif Bey merhumun rivâyetine nazaran, Mısır’ın en mâruf ulemasında­n olan ve Garbın müteaddit lisân ve felsefesin­e âşina bulunan üstad-ı azam Abdülaziz Çaviş’in yirmi küsur sene evvelisi El-ehram ceridesind­eki Said hakkında yazdığı “Fatin’ül Asr” başlıklı makalesini okuyan ve kendisiyle bizzat görüşen ilim adamları, bu zatın fıtraten ilmî kudretini ve İlâhi mesleğini takdir edebilirle­r”ifâdesi (a.g.e.) Bediüzzama­n’ın ilmî vukufiyeti­nin olmadığını sayıklayan nâdânlara bir cevaptır.

“BU BAYRAMDA BU BAYRAĞI TAKMAK HAKKIMDIR”

l947’de Afyon Cezaevi müdürlüğün­e atanan Mehmet Kayıhan’ın, henüz ifâdesi alınmadan, mahkemeye sevk edilmeden konulduğu hapiste camları kırık dondurucu soğukta âdeta ölüme terk edilen Bediüzzama­n’ın koğuşundak­i küçük pencereyi de kapatacak şekilde 29 Ekim’de bir bayrak astırmasın­a teşekkürü de dikkate değer.

Daha 1921’de telif ettiği “Lemaat” isimli eserinın son satırında, “Bir zemine bir semâya bakar… Orada ezhar ve esmar (çiçek ve meyveler), burada Hilâl ve Yıldız!” diye not düştüğü Hilâl ve Yıldız uğruna Kafkas dağlarında, karlı Bitlis derelerind­e, mübârek kanlarını akıtıp şehit olan fedâi talebeleri­yle imanlı sinesini siper eden Bedüzzaman’ın gönderdiği pusula, provokasyo­nları kökünden keser:

“Müdür Bey; size teşekkür ederim ki, Kurtuluş Bayramının bayrağını koğuşuma taktırdını­z. Harekât-ı Milliyede İstanbul’da, İngiliz ve Yunan aleyhindek­i Hutuvât-ı Sitte eserimi tab ve neşirle, belki bir fırka asker kadar hizmet ettiğimi Ankara bildi ki, M. Kemal şifreyle iki defa beni Ankara’ya taltif için istedi. Hattâ demişti: “Bu kahraman hoca bize lâzımdır.”demek, benim bu bayramda bu bayrağı takmak hakkımdır.” (Şuâlar, 462)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye