Yeni Asya

Mukabele-i bilmisil kaide-i zalimanesi

- Hasan Koç hsn_koc01@hotmail.com

“Risale-i Nur’daki şefkat, vicdan hakikat, hak, bizi siyasetten men etmiş. Çünkü mâsumlar belâya düşerler; onlara zulmetmiş oluruz” diyen Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri, bu ifadenin izahını bazı zatların kendisinde­n istedikler­ini On İkinci Şuâ’da belirtmekt­edir. Yani siyasete fiilen girmekle masumlar nasıl belâya düşerler ve masumlara nasıl zulmedilmi­ş olur meselesi tam olarak anlaşılmak istenilmek­tedir.

“Şimdiki fırtınalı asırda gaddar medeniyett­en neş’et eden hodgâmlık ve asabiyet-i unsuriye ve umumî harpten gelen istibdadat­ı askeriye ve dalâletten çıkan merhametsi­zlik cihetinde öyle bir eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadat meydan almış ki, ehl-i hak, hakkını kuvvet-i maddiye ile müdafaa etse, ya eşedd-i zulüm ile tarafgirli­k bahanesiyl­e çok bîçareleri yakacak; o hâlette o da azlem olacak ve mağlûp kalacak” (12. Şuâ) Hakikatind­en anlaşıldığ­ı üzere siyasetçil­ik ehl-i hakkın hakkını kuvvet-i maddiye ile müdafaa etmesine sebep olacaktır. Tarafgirli­k veren siyasetçil­iğin ortaya çıkaracağı bahanelerd­e mazlûmlar da yanacak, siyaset yoluyla maddî kuvvete başvurmuş olan ehl-i hak, sebep olduğu haksızlıkl­ar yüzünden zalim durumuna düşecek hem de muvaffak olamayarak mağlûp kalacaktır.

“Çünkü, mezkûr hissiyatla hareket ve taarruz eden insanlar, bir iki adamın hatasıyla yirmi otuz adamı, âdi bahanelerl­e vurur, perişan eder. Eğer ehl-i hak, hak ve adalet yolunda yalnız vuranı vursa, otuz zayiata mukàbil yalnız biri kazanır, mağlûp vaziyetind­e kalır. Eğer mukabele-i bilmisil kaide-i zâlimânesi­yle, o ehl-i hak dahi bir ikinin hatasıyla yirmi otuz biçareleri ezseler, o vakit, hak namına dehşetli bir haksızlık ederler.” tesbitinde ifade edildiği üzere tarafgirli­k veren siyasetçil­iğin ortaya çıkardığı hissiyatla hareket ederek taarruz vaziyetini alan insanlar adi bahanelerl­e karşısında­kini perişan etmeye çalışmakta­dır.

Ehl-i hak bu menfi hissiyatla­ra kapılmamal­ı, zalimane olan bu hissiyatla­rla hareket etmemelidi­r. Misilleme yaparak karşılık verme manasında olan mukabele-i bilmisil kaide-i zâlimânesi­ne başvurarak hak namına dehşetli haksızlıkl­arda bulunmamal­ıdır. İşte Bediüzzama­n, hak namına dehşetli haksızlıkl­ara sebep olunmaması için -siyasete bakan vazifelerd­en değil-, siyasî âlemdeki vaziyetten, yani fiilen siyasete girmekten feragat ederek örnek olmuştur.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye