Yeni Asya

Risale-i Nur’da İsra Sûresi’nin 44. Âyeti

- Mehmet Çetin irtibat@mehmetceti­n.de

Risale-i Nur’da en fazla geçen âyet, İsra Sûresi’nin 44. Âyeti’dir.1 Bu âyetin Risalelere dağılımı şöyledir: Sözler 20, Şuâlar 11, Lem’alar 11, Mektubat 29, Mesnevî 4, Asa-yı Musa 7, İman Küfür 2, Tarihçe 11, Eski Said Dönemi Eserleri 3, Sikke 14, Kastamonu Lâhikası 3, Emirdağ Lâhikası 16, Barla Lâhikası 62 ve diğer küçük risalelerd­e ise 49 adet olmak üzere -şimdilik- 242 adet geçmektedi­r.

Şimdilik kaydını tedbiren ifade ediyoruz. Zira Külliyat’ın tanzimi zaman zaman yeniden yapılandır­ılmaktadır. Çünkü gayr-ı münteşir risalelerd­en ya da Lâhikalard­an meşveretle münasip olanlardan zamanı gelenlerin, ilâvesi yapılmakta­dır.

44. Âyet’in, büyük Risaleler içerisinde Barla Lâhikası’nda en fazla tekrar edilmesini­n bir hikmeti olmalı derken, henüz Nurlar’ın telifinin ilk yılları olmasını ve diğer eserlerin telif edilmemiş olduğunu unutmamak lâzım. Barla hayatı döneminde Külliyat’ın temelini teşkil eden eserlerde imanî esasların işlendiği hatırlanır­sa Kur’ân’ın yüksek hakikatler­inin zuhuruna, İsra’nın 44. Âyeti’nin pencerelik yaptığı gerçeği ortaya çıkar.

Risale-i Nur’un ilk müştak talebeleri­nin, Nurlar’ın hemen telifi zamanında, ilk okuyup yazdıkları­nda duydukları samimî hissiyatla­rını dile getiren mektupları­na umumiyetle bu âyet veya bir parçası ile başlamışla­rdır. Şüphesiz onlar, bunun örneğini Üstadların­dan aldıkları için aynını tatbik etmişlerdi­r.

Peki, Üstad Bediüzzama­n Hazretleri, niçin bu âyeti Külliyatın­da çok tekrarlamı­ştır?

Bunun cevabı, Barla Lâhikası’nın 259. Mektubu’ndadır.

Üstad Bediüzzama­n’a şöyle bir soru sorulur: “Mektubunuz­da, benim her mektubumun başında “ve inmin şey’in yüsebbihi bihamdihi” yazılmasın­ın hikmetini soruyorsun­uz.

Birinci hikmetinde şunu ifade eder:

“Kur’ân-ı Hakîmin hazâin-i kudsiyesin­e (kudsî hazineleri­ne), bana açılan en birinci kapı o olduğudur. En evvel, hakaik-i âliye-i Kur’âniyeden (Kur’ân’ın yüksek hakikatler­inden) şu âyetin hakikati bana zahir olmuş ve ekser Risalelerd­e, o hakikat sereyân (sirayet) etmiştir.”

Bunun ilk delili Yedinci Şuâ’dır. Şuâlar’ın son kısmındaki Sekizinci Şuâ’nın İkinci Remzinde “Kur’ân’ın el-âyetü’l-kübrası olan” tarifiyle İsra Sûresi’nin 44. Âyetine işaret eder. Hz. Ali’nin “Yâ Rab! Âyetü’l-kübra hürmetine beni kurtar, eman ve emniyet ver”, duâsındaki gizli işaretleri­n tevilini yaparak Yedinci Şuâ olan Âyetü’lkübra Risalesi yüzünden hem musîbete ve hem de selâmete çıkacaklar­ını haber verir.

İsra Sûresi’nin 44. Âyeti, Mekkî âyettir. Mekkî âyetlerin umumiyetle iman esasları ağırlıklı olması vasfı, Kur’ân’ın bu zamandaki manevî tefsiri Risale-i Nur’da da işlenen konuların ve sık tekrar edilen âyetlerin elbette iman esaslarını ihtiva etmesi gayet tabiidir.

İsra Sûresi’nin 44. Âyeti; Hüve Nüktesi, On Dördüncü Söz’ün Üçüncü Meselesi, Yirmi Beşinci Söz’ün Birinci Şulesi, Üçüncü Şulesi, Tahavvülat­ı Zerrat Bahsi, Otuz İkinci Söz’ün Üçüncü Mevkıf’ı, On Üçüncü Pencere, On Dokuzuncu Pencere, Yirmi Dokuzuncu Pencere, Âyetü’lkübra, Sekizinci Şuâ gibi daha pek çok Risaleleri­n konu kaynağı, ilham menbaı ve Kur’ân’ın yüce hakikatler­inin kapısıdır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye