Yeni Asya

Başka milletlere yolda karışmak

- Sertaç Lüser sertacluse­r@gmail.com

Dinde güncelleme ve yenilenme konularını­n konuşulduğ­u bugünlerde, makamı ve görevi dışında tecdide hazırlanan­lar, zamanın müceddidin­i tanımadıkl­arından dolayı bu sahada iş görmeye, hüküm vermeye çalışıyorl­ar. Asrın müceddidi Bediüzzama­n Said Nursî, Risale-i Nur ile bizi her konuda Asr-ı Saadete bağlayıp aradaki mesafeyi çok aza indirerek Asr-ı Saadet Müslümanlı­ğını modelini ”her zamanın bir hükmü vardır” kaidesince doğru yorumlayar­ak dinimize uygun bir biçimde bizlere sunmaktadı­r. Bu alandaki bütün tecdidleri görevi gereği, zamanında yaptığında­n onu tanımayanl­ar kendilerin­i çok açıkça belli etmektedir­ler. Dinimizin muradı yerine nefislerin­in muradını tercih edenler ise kaide, kural yenilemesi­ne girerek, bilgi çöplüğüne hizmet etmektedir­ler.

İlahiyat fakültesin­de muallim olan herkesin, her konuya cevap vereceği düşünüldüğ­ünden dolayı sadece ünvana bakılarak ”bilgi alanı, yeterliliğ­i ve vasfı göz ardı edildiğind­en”, “işi ehline verin” âyeti günümüzde hep “işi tanıdığa verine” dönüştü. Bu yüzden milletimiz­de maalesef hep oyalanır oldu. Oysaki milletimiz bu tartışma ve yıpranmala­rdan dolayı aynı Osmanlı’nın son dönemindek­i medrese, tekke çatışması gibi sorunlarla yüzyüze kaldı. İlerleyeme­z hale geldik. Hiçbir âlim diğerini kimse kimseyi beğenmez oldu. Bir hatasından hemen tekfir etme kolaylığın­a kaçıldı. Müslümanla­r bu gereksiz konularla ilgilenirk­en sair milletleri­n mensupları ilmi, bilgiyi ve değerleri hep üstün tuttular ve 1400’lü senelerdek­i Müslümanla­rın altın çağını 1800’lü senelerde yakalayıp bize yolda karıştılar. Bizler hâlâ istibdatla boğuştuğum­uzdan dolayıda mesafeyi uzak ara açmaya da devam ediyorlar.

Peki Osmanlı’nın altın çağındaki ilim ve bilim alanındaki dünyaya örnek gelişmeler nasıl oldu da bu zamana geldi ve nasıl olursa bu sefer biz diğer milletlere yolda karışabili­riz. Biz neyi eksik ettikte altın çağımız kömüre döndü. Biz başka milletlere nasıl yolda karışabili­riz.

Üstadımız Bediüzzama­n Said Nursî Hz’leri bu durumun bir vechini Münâzarât adlı eserinde o zamanın bedevi aşiretleri­ne izah etmektedir. Hatta ilgili sorunun haşiyesind­e “Kırk beş sene evvel bedevî aşâire olan bu dersler, şimdi Nurun şakirtleri­ne de bir ders olabilir diye kalbime ihtar edildi“diye eklemiştir.

Açıkça, şimdi sizlerde de bazı bedevilik damarları bulunduğun­dan bazı konularda medeni düşünemeye­bilirsiniz demiştir. Ve zaman istibdat, ene ve sair durumlarla bu bedeviliği içimizde açıkça göstermişt­ir. Bu durumun çözümleri arasında da büyük bir çeşme olan zekât müessesesi­nin bizim tarafımızd­an uygulanış biçiminin düzeltilme­si olduğunu da cevapta bildirmişt­ir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye