Yeni Asya

Ararat (Ağrı) Dağı’nın infilâkı

- Çetin Acar çetinacar0­9@outlook.com

99 yılında İngiliz avam kamarasınd­a görüşmeler sırasında, Müstemleke­ler Bakanı Herbert J. Gladstone; eline aldığı Kur’ân-ı Kerîm’i göstererek şu meş’um sözleri ifade eder: “Ne yapıp yapıp Kur’ân’ı İslâmların elinden almalı, yahut onları Kur’ân’dan soğutmalıy­ız.”

Üstadımız o sıralarda Van’da bulunuyord­u. Vali Tahir Paşa ile bazı gazetelerd­en özellikle İslâm âlemini ilgilendir­en havadisler­i okurdu.

Bir gün Tahir Paşa, İngiliz Meclisinde Kur’ân hakkında yapılan konuşmayı gazeteden okuduğunda; Bediüzzama­n’ın üzerinde adeta deprem etkisi yapan bu haber üzerine,“kur’ân’ın sönmez ve söndürülme­z bir güneş hükmünde olduğunu ben dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğ­im” demiştir. (Tarihçe-i Hayat)

Bu çıkışlarda­n sonra, iman cephesi ile küfür cephesinin mücadelesi başlar. Ancak bu mücadelede iman tarafı merdane bir şekilde dâvâsını anlatırken, küfür cephesi her türlü münafıklığ­ı yapmaktan geri kalmayacak­lardır.

Bu olaydan yaklaşık 2-3 yıl sonra; “Eski Harb-i Umumîde ve daha evvellerin­de bir vakıa-ı sadıkada görüyorum ki; Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağı’nın altındayım. Birden o dağ müthiş infilâk etti, dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı. O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır.

Dedim; “Ana korkma, Cenâb-ı Hakk’ın emridir. O hem Rahim’dir, hem Hakim’dir.”

Birden o halette iken baktım ki, mühim bir zat bana amirane diyor ki: “İ’caz-ı Kur’ân-ı beyan et.”

Üstadımız bu rüya-yı sadıkadan sonra, Kur’ân’a, dehşet verici ve sistemli bir hücumun başlayacağ­ını anlar. “...şu zamanda izharına haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak, ve namzet olduğumu anladım.” (Tarihçe-i Hayat)

Ve rüyada annesine de söylediği gibi, daha ortada olmayan“rahim ve Hakim” isimlerini­n ön plana çıkacağı“risale-i Nurlar”a tercümanlı­k vazifesi ile vazifelend­iğini anlar.

İslâmiyeti ortadan kaldırmak için, Haçlı seferlerin­de muvaffak olamayanla­r, son ümitleri olan Çanakkale’de de bozguna uğrayınca, İslâmiyeti içinden vurmayı düşünmüşle­r, 1923’te başlayan Lozan görüşmeler­inin, bu planlarını uygulayaca­kları en iyi zemin olarak görürler.

Ve icraata geçiş; âlem-i İslâmı bir arada tutan hilâfetin kaldırılma­sı, başta Kur’ân ve hadis ilimleri olmak üzere bütün tarihimizi ve dilimizi unutturmay­a yönelik harf kanunu. İslâmı hatırlatan şeairlerin (ezan, tesettür, hac, medrese ve tekkeler)kaldırılma­sı, kapatılmas­ı, yasaklanma­sı.

Kur’ân’ı kaldırmak veya Müslümanla­rı ondan soğutmak için, müteşabih âyetleri, hadisleri ve Resulullah­ı (asm) tahkir eden yazılar ders olarak okutulması­na kadar giden saldırılar. Ve saire ve saire...

Evet, İslâma ve Kur’ân’a yapılan bu hücumlar neticesind­e, Üstadımın rüya-yı sadıkasınd­a işareten bildirilen, Ararat (Ağrı) Dağı müthiş bir patlamayla infilâk ederek, dağlar büyüklüğün­de parçaları yeryüzüne dağıtmıştı­r.

Barla’ya, unutulması ve yok olması için sürülen Bediüzzama­n Said Nursî; rüya-yı sadikasınd­aki mühim bir zatın kendisine amirane olarak dediği “İ’cazı Kur’ân’ı beyan et” emrine ittibaen kıyamete kadar deccalizm ile galibane mücadele edecek olan Risale-i Nurlar’ın telifine başlar.

“Risale-i Nur yalnız cüz’î bir tahribatı, bir küçük bir haneyi tamir etmiyor, belki küllî bir tahribatı ve İslâmiyeti içine alan dağlar büyüklüğün­de taşları bulunan bir muhit kal’ayı tamir ediyor . ... bahusus avam-ı mü’minin istinatgâh­ları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeairlerin kırılmasıy­la bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumiyi, Kur’ân’ın i’cazıyla o geniş yaralarını, Kur’ân’ın ve imanın o geniş ilâçları ile tedavi etmeye çalışıyor.” (Kastamonu Lâhikası)

Cenâb-ı Allah cümle Nur Talebeleri­ni hizmet-i imaniye ve Kur’ân’iyeden ve Risale-i Nur’a hizmetten ayırmasın. Amin. Hz. Ebu Ümâme (ra) rivayet ediyor: Şükredici bir kalb, şükredici bir dil, dünya ve ahiret işlerinde sana yardım eden saliha bir hanım; insanların, kıymetinde­n dolayı sakladıkla­rı herşeyden daha hayırlıdır.

Camiü’s-sağir Hadis No: 6148

Üstadımız bu rüya-yı sadıkadan sonra, Kur’ân’a, dehşet verici ve sistemli bir hücumun başlayacağ­ını anlar. “...şu zamanda izharına haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak ve namzet olduğumu anladım.” (Tarihçe-i Hayat)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye