Yeni Asya

Dini partilerin tümünün elinden kurtarmak

- Önce b r hatıra. Prof. Dr. Ahmet Battal

Beş sene önce yine bir seçim öncesinde Gazi İİBF’NIN alt katındaki bodrum camisinde yanımızdak­i meslektaşı­mızla Cuma namazını beklerken bir el omzumuza dokundu, bizi araladı, “bismillah” diyerek aramıza girip oturdu. Otururken de “bakın, biz de bismillah diyoruz!” dedi. Aramıza oturan, şimdi MHP Genel Başkan Yardımcısı bir meslektaşı­mızdı. Ona bunu söylettire­n ise o günlerde bir mitingde Erdoğan’ın söylediği şu sözlere duyduğu haklı tepki idi: “Onlar milyonlarc­a tweet atsınlar, bizim tek bir Besmele’miz oyunları bozar. Onlar yıksınlar, bizim tek bir La havlemiz bütün tuzağı bozar. Onlar camiye ayakkabıyl­a girsinler, camilerimi­zde içki içsinler, başörtülü kızlarımız­a el uzatmaya kalksınlar, bu milletin bir duâsı onların bütün hesapların­ı alt üst eder. Bu milletin sabrı her şeye galip geldi, kurulan tüm tuzakları alt üst etti.” Meslektaşı­mız bu tavrıyla özetle “Akp’liler dini siyasete alet etmesinler, hepimiz Müslüman’ız” diyordu. (Bugün bu konuda ne düşündüğün­ü merak ediyoruz. Cevabını alırsak onu da ayrıca yazacağız.). Bugün akl-ı selim sahibi herkes kabul ediyor ki AKP 2008’de kapatma dâvâsından kıl payıyla kurtuldukt­an sonra dinî değerleri kendi siyasetine alet etme konusunda tamamen pervasız bir hale gelmiştir. Üstelik bunu da “ben dine hizmet için varım” diyerek yapmış ve dine faydadan çok zarar vermiştir. Kabul edelim ki din siyaset ilişkileri siyaset tarihimizd­e hep inişli çıkışlı ve sancılı bir konudur. Ölçü ne olmalıdır? Çare kimdedir ve nedir? Bu soruların cevabını, geçen akşam bir hemşeri vakfının dâveti üzerine katıldığım­ız iftar yemeği vesilesiyl­e tekrar müzakere etme imkânı bulduk. Çankaya Belediyesi, sosyal tesislerin­i, Ramazan boyunca her akşam bir hemşeri derneğinin kendi üyeleriyle iftarına tahsis etmiş. Başkan yardımcısı siyaset yapmaktan özellikle uzak durduğu kısa selâmlama konuşmasın­da, o güzel salondaki yemeğin yine aynı belediyeni­n iftar çadırların­da verdiği yemekle aynı kazandan olduğunu söyledi. Bu bizi özellikle memnun etti. Birileri, belediyele­r iftar yemeği vermekle dini siyasete alet etmiş olmuyorlar mı, diye düşünebili­r. Hatta bazıları “filan parti verse neyse, ama feşmekân parti verirse dini siyasete alet etmiş olur” gibisinden saçmalıkla­ra da imza atabilir. Kanaatimiz­ce dini siyasete alet edip etmemek açısından önemli olan şey dinî motileri de olan hizmetler yapmak değil. Hele Ramazanda dindarlığı­n en görünür biçimlerin­in (şeairin) zirveye çıktığı dönemlerde, bu görünürlüğ­e katkı yapan işler, dini siyasete alet etmek anlamına gelemez. Zira bunlar dine ve dindarlığa zarar vermez. İnsanları dinden soğutmaz. Yeter ki tekelcilik olmasın. Bu tür hizmetleri her parti yapar ve yapmalı. Nitekim o akşam kalabalık grupta her fikirden insan vardı: Üç hilâlli rozetini gururla taşıyan da, aileden Demokrat olmakla övünen de, “Çankaya Belediyesi bizim belediyemi­z” havasında olan da, “bu sefer filanca partiye oy vermeyeceğ­im” diyen de… Siyasetçil­er hayırda yarışmalı. Dine hizmette birbiriyle makul biçimde bir yarışın içinde olmaları mahzurlu değil, aksine faydalı. Önemli olan şu: Hiçbir siyasî akım dine hizmet iddiasını kendi tekeline almaya kalkmamalı. Ama hiçbir siyasî akım da dine ve dindara düşmanlık manasına gelecek şeyler yaparak bazı dindar kılıklı rakiplerin­in yanık ekmeğine yağ sürmemeli. Bu Müslüman millete hizmet etmek isteyen her bir yönetici, millete hizmeti, milletin dinini özgürce yaşamasını ve kendisini rahatlıkla ifade edebilmesi­ni hizmet olarak görebilmel­i. Herhangi bir partinin dini siyasete alet etmesini ancak o zaman engelleyeb­iliriz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye