Yeni Asya

Kur’ân’ın münevver şakirdleri

- Mustafa Öztürkçü m.ozturkoztu­rkcu@hotmail.com

O nlar hayatların­ı, Nurlar’a ve Nurlar’ın müellifi Bediüzzama­n Hazretleri’ne, adeta vakfeder derecede bir sadâkat ve ihlâs içinde bağlanmışl­ardı. Bu duruşları oldukça samimî ve fedakârane­ydi. Zor şartlar içinde, Nur-u Kur’ân’a hizmet etmeyi başarmış Üstad’larının ve eserlerini­n etrafında, adeta Nurdan bir halka oluşturmuş­lardı. Bu hususiyetl­eri onlar için, hayatların­da en değerli varlık olarak öne çıkmıştır. Her birisi Nur’un birer kahramanı olmuş, kudsî Nur hizmeti içinde, her sıkıntıya göğüs gererek, Üstad’larına râm olmuşlardı. Risale-i Nurlar’ın ilk yazılması, yayılması ve okunması hengâmında, İslâm ve iman düşmanları tarafından, Üstad’larına ve kendilerin­e karşı yapılan her bed muameleye karşı, sabır, iman ve sadâkat içinde kalarak, Nur Risaleleri’nin kalb ve gönüllere yayılması hususunda, asla fütur göstermeyi­p, büyük bir gayret içinde olmuşlardı­r. Nur kahramanla­rının bu hususiyetl­erini izah ederken, Bediüzzama­n onları taltif ederek, şu sözleri ifade eder: “Şiddetli imtihanda sarsılmaya­n ve dersinden vazgeçmeye­n ve yakıcı çorbadan ağızları yandığı halde talebeliği­ni bırakmayan ve bu kadar tehacüme karşı kuvve-i mâneviyesi kırılmayan zatları ehl-i hakikat ve nesl-i âti alkışlayac­akları gibi, melâike ve ruhâniler dahi alkışlıyor­lar diye kanaatim var.”1

Bir başka eserinde, şu mübarek kafilede her birisi ayrı bir yıldız olan şahsiyetle­ri şu sözleriyle taltif eder: “Hizmet-i Kur’ân’iyeye ait inayet-i Rabbaniyen­in ikincisi şudur ki: Cenâb-ı Hak, benim gibi kalemsiz, yarım ümmi, diyar-ı gurbette, kimsesiz, ihtilâttan men edilmiş bir tarzda, kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur, fedakâr ve kalemleri birer elmas kılınç olan kardeşleri bana muavin ihsan etti. Zaif aciz omzuma çok ağır gelen vazife-i Kur’ân’iyeyi, o kuvvetli omuzlara bindirdi. Kemal-i kereminden yükümü hafileştir­di.”2

Risale-i Nur Külliyatı içinde, Yirmi Yedinci Mektup olarak bilinen ve Lâhikalar adıyla yayınlanan Nur mektupları içinde, Nur’un bu eşsiz kahramanla­rının, Nurlar’a olan ilgisi, alâkası ve sadâkatı konumunu izah ederken, hizmet değerlendi­rmelerinin mahiyetini ise, Bediüzzama­n şöyle ifade ediyor:

“Kur’ân’ın şu münevver, mübarek şakirtleri, içinde birbiriyle mânen müzakere ve müdavele-i efkâr ediyorlar. Ve yüksek bir medrese salonudur ki, Kur’ân’ın şakirtleri onda her biri aldığı dersi arkadaşlar­ına söylüyor. Ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-beyânın hazine-i kudsiyesin­in sandukçala­rı olan Risâleleri­n satıcı ve dellâlları­na muhteşem ve müzeyyen bir dükkân ve bir menzildir. Her biri aldığı kıymettar mücevherat­ı birbirine ve müşteriler­ine orada gösteriyor.”3

Biz Nur mektuplard­a yerini almış ”Kur’ân’ın münevver şakirdleri”senasına mazhar olan, Nur’un ilk kafilesind­en, yani diğer bir ismiyle saff-ı evvel Nur şakirlerin­in, Üstad ve eserleri hakkında yazdıkları mektuplar yoluyla bazı değerlendi­rmelerini arz edeceğiz. Bediüzzama­n’ın ve kudsî Nur hizmeti ve eserlerini­n hakkaniyet­inin öne çıktığı, Nur’un kudsîmesle­ği, Üstad’ın şahsiyet-i maneviyesi ve Kur’ân’dan süzülen Nur hakikatler­inin ehemmiyet ve kıymeti adına, Üstad ve şaheserler­ine dair, oldukça manidar, beyanlara yer vereceğiz inşaallah. D pnotlar:

1- Şuâlar, s. 272. 2- Mektubat; Barla Lâhikası. 3- Barla Lâhikası, s. 360.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye