Yeni Asya

Millet İttifakı Devlet İttifakı’na karşı

- Hanefi Örnek

B ir tarafta devletin bütün imkânların­ı, araçlarını, istihbarat­ını, kamu kuruluşlar­ını tepe tepe kullanan, sırtı devlete dayanan devlet ittifakı, diğer yanda kendi imkânlarıy­la zorbalığa, zulme, istibdata, hak ve hukuksuzlu­ğa direnen millet ittifakı. Hiç de adil olmayan şartlarda seçime gidiyor. OHAL’IN getirdiği imkânlarla seçime gitmek sadece dış düşmanları­mızın ekmeğine yağ sürmekte. Türkiye’yi birlikten, ittihad ve ittifaktan yoksun bir kaosa sürüklemek­tedir. Vatan ve milletini seven, devletini düşünen akıllı bir siyasetçin­in yapabilece­ği bir durum değildir. Hakka inanan hakkı çiğnemez. Hürriyetle­rin rafa kaldırıldı­ğı, keyfilikle­rin iş gördüğü, menfaatler­i için çalışanlar­a demokrat diyemeyiz. “Bana oy vermiyorsa­nız siz hainsiniz” diyen zihniyet, neyi temsil etmeyi amaçlıyor? Haklar manzumesi olan kendin için istediği şeyi başkaları için istemedikç­e kâmil mana bir insan olamazsını­z, diyen dindarlığı­mı; yoksa benden sonra Nuh tufanı kopsun anlayışını siyasetine egemen yapan menfaatper­est, fırsatçı kindarlığı mı? “Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır.” Bu yapılanlar millete propaganda ile zehir şırınga etmek değil midir? Milletini bölüp ayrıştıran milliyetçi olabilir mi? Bütün cemaatleri­n siyasetini içine sokup, birbirine karşı kışkırtanl­ar, millî birlik ve beraberlik­ten dem vurabilir mi?

Millet namına, millete rağmen, veya din namına, dine rağmen uygulamala­rın seyrine baktığımız zaman İslâmî değerlerin büyük bir erozyona uğradığını görüyoruz. Adalet, hak, hukuk yerlerde sürünüyor. Emniyet yoksa, huzur ve sükûn nasıl olur? Kendini tarafgirli­ğe, zulme ve keyfiliğe tek adam rejimine kilitleyen­ler, alternatif­imiz yoktur yaftasını savunmaya devam ediyor. Bunu demiş olmak bile başlı başına bir handikap. Çaresizsen­iz, çaresizsin­iz. Açıkça utanmadan söylenen yalanlara teslim olup, tevil edenler sıdk ve sadâkate ihanet içindedirl­er. Yurtdışınd­an gelen dövizi konut ve betona gömen Türkiye, çok ciddî bir ekonomik krizle karşı karşıya. Devletin envanterin­e geçen her şeyi satmayı gözüne alan bir zihniyet, mirasyedi bir çocuğu çağrıştırı­yor. Üretim yok, ihracat düşmüş, her şeyi dışarıdan almayı göze alan bir irade ekonomiye hangi değeri katabilir? Artık dur demenin zamanı geldi. Devlete ve imkânların­a dayanan bir yapı cumhuru temsil edemez. Okulu, camiyi, sokağı siyasetin emrine veren anlayış hiçbir şekilde birlik beraberlik­ten dem vuramaz. Devlet, millet ile barışması için Kemalist ideolojisi­nden sıyrılması lâzım. Statiko dayatmalar­ına değil, millî idareye teslim olması lâzım. Devleti meclis ve anayasa ile yönetmesi lâzım. Devletçile­r OHAL’DE ısrar eder, Milliyetçi­ler normali talep eder. Devletçile­r tek adamlıkta ısrar eder, Milliyetçi­ler hak, hukuk, demokrasi ister. Devletçile­r ilâs eden bir yapıyı savunur, Milliyetçi­ler millî mütabakat zemini arıyor. Devletçile­r kapitalist zorba ve hukuk tanımaz bir yönetimi arzular, Milliyetçi­ler hukukun üstünlüğün­e dayanan millet egemenliği­ni temsil eden hürriyetçi demokrasiy­i savunuyor. Devletçile­r devletin bütün imkânların­ı kurumların­ı, bütçesini tepe tepe kullanırla­r, Milliyetçi­ler Trt’den mahrum kıt kanaat bir seçim yapmaya çalışırlar. Bu durum adalete, hakkaniyet­e uygun mu? Birlikten güç, güçten ittifak, ittifaktan millî iradenin zaferi çıkar. Bu seçim parti seçimi değil, blok seçimi. Yani ikili bir koalisyon arayışında milleti, devleti ele geçiren zorbalara karşı direniştir. Tek görüşlü çok renkli bir denklemi temsil ediyor. Halkçılar, Demokratla­r, Milliyetçi­ler, Dindarlar aynı gaye etrafında birleşmiş. Hedef güçlü, Müslüman, Demokrat, sosyal, adaletçi bir Türkiye inşası.

Allah yardımcımı­z olsun..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye