BU ay allah kelâmını nasıl dinleyelim?
Abdullah Bey: “Bediüzzaman’a göre Ramazan ile Kur’ân arasında nasıl bir bağlantı vardır?”
BRAMAZAN VE KUR’ÂN
ediüzzaman Ramazan Risalesinde, Ramazan-ı Şerifin manası ve mahiyeti ile Kur’ân-ı Kerîm arasında çok yakın bir yakınlık bulunduğunu kaydediyor, Ramazan-ı Şerifin, Kur’ân-ı Hakîm’in en mühim indiriliş zamanı olduğunu, Ramazan orucunun hikmetlerinden birisinin bu sürece baktığını açıklıyor.
Bediüzzaman’a göre Ramazan-ı Şerif ayı Kur’ân-ı Hakîm’in bayramı hükmündedir. Çünkü Kur’ân yeryüzüne, aramıza, gönlümüze Ramazan-ı Şerif ayında inmiştir. Nitekim Cenâb-ı Hak da, bir âyette, “O Ramazan ayı ki, o ayda Kur’ân indirilmiştir.”1 Bir diğer âyette de, “Biz Kur’ân’ı Kadir Gecesi’nde indirdik.”2 buyurmaktadır. Kadir Gecesi, Ramazan-ı Şerif ayı içerisinde gizlidir.
Kur’ân’ın inişini tebrik etmek, Kur’ân’ın inişine güzel bir karşılama yapmak insan olarak bize, yani kadir ve kıymet bilir sıfatımıza yakışır; Kur’ân’ın da hakkıdır.
EVİMİZDE BİR MİSAFİR
Düşünelim ki, bir büyüğümüz evimize misafir geliyor! Onun gelişini nasıl beklerdik, onun gelişini nasıl tebrik ederdik, onu nasıl saygıyla ayakta ve yolda karşılardık!
Bir de bu büyüğümüz evimize bir büyük müjde ile gelse, bir kayıtsız şartsız af ile gelse, bir yerler ve gökler kadar geniş Cennet ile gelse, bir Cehennemden ve ateşten kurtaran yüksek himmet ile gelse... Artık düşünün sevincimizi, neşemizi, huzurumuzu... Tarilere sığar mı? Gelişiyle gönlümüz nasıl huzur bulur, nasıl sevinirdik! Onun gelişini bayram yapardık!
Nitekim devletler kuruluş günlerini bayram yaparlar, padişahlar tahta geçiş günlerini bayram yaparlar ve bu günlerde halka iltifat ve ikram yağdırırlar.
İşte Kur’ân tacı, gönül tahtımıza indi Ramazan-ı Şerif ayında. Bir kutlu ve kutsî misâfir hüviyetiyle Kur’ân, Ramazan-ı Şerif ayında Kâinâtın Sahibinden gelmiş, bize selâm getirmiş, bize müjde getirmiş, bizi sınırsız Cennetle müjdelemiş, bize eşsiz rahmetle gelmiş, bizi ateşten kurtaran himmetle gelmiş... Böyle bir kutlu misâfirin indiği ay ve zaman dilimi bayram yapılmaz mı?
BU AY ALLAH KELÂMINI NASIL DİNLEMELİ?
Onun gelişi hatırına, onun hürmetine artık sıradan âdetler ve zevkler terk edilir, yeme ve içmeden uzak durulur, sülî ihtiyaçlar bir tarafa bırakılır, boş işlerden sıyrılınır, rûhen melek gibi bir istiğnâya girilir. Geceleri kıyamla, namazla, duâ ve zikirle ihya edilir. Gündüzleri oruç tutulur, nefis sıradan isteklerine karşı tutuklanır, terbiye edilir, ıslâh edilir.
Okuyabildiğimiz kadar, dilimiz döndüğü kadar, zorlanarak da olsa, artık bu ayda bol bol Kur’ân okuruz, Kur’ân’ın mesajlarına ve çağrısına kulak veririz. Kur’ân’ı, Rabb’imizden gelen tek rehber kitap kabul ederiz. Kur’ân’a yeni nazil oluyor gibi kendimizi muhatap sayarız, onu tazece alıyormuşuz gibi okuruz, okuruz, okuruz. O’nu güzel sesli hafızlardan bol bol dinleriz. Ondaki Allah’ın konuşmalarını geldiği andaki tazeliği içinde dinlemeye, anlamaya, öğrenmeye, algılamaya ve onu baş tacı yapmaya başlarız.
Kur’ân’ı sanki bizzat Resûl-i Ekrem’den (asm) işitiyor gibi dinlemek, ya da daha ötesi, bizzat Hazret-i Cebrâil’den (asm) işitiyor gibi dinlemek, hattâ daha da öte, bizzat Mütekellim-i Ezelî olan Cenâb-ı Allah’tan işitiyor gibi dinlemek veya Kur’ân’ı bu ulviyette dinleyen Müslümanlara tercümanlık edip, okuyup onlara dinlettirmek rûhumuzu ne kadar kutsî hâl ve feyizlere mazhar eder. Kur’ân’ın iniş hikmetine uygun feyizlere inşallah kapı açılmış olur.
Ramazan-ı Şerifte İslâm âlemi büyük bir mescit hükmüne geçiyor. Milyonlarla hâfızlar, bu ayda o büyük mescidin köşelerinde Kur’ân’ı dünya ehline okuyorlar, işittiriyorlar. Hâfızlar bu ayda güzel sesleriyle, ihlâslarıyla ve okuyuşlarıyla; topyekûn Müslümanlar da bu ayda kazandıkları güzel ahlâklarıyla, salih amelleriyle, yaşayışlarıyla ve toplum içinde gösterdikleri güzel ilişkileriyle bu ayın “Kur’ân ayı” olduğunu gösteriyorlar, ispat ediyorlar, dünyaya ilân ediyorlar.3
GÜNÜN DUÂSI
Allah’ım! Kur’ân’ı bize rızan için vesile, rahmetin için ümid, dünyada rehber, kabirde kılavuz, mahşerde şefaatçi, sıratta delil, Cennette burhan eyle! Âmin.