Sa d Nursî’den CHP’YE
Hayatının son 35 yılının 25’inde talebeleriyle birlikte tek parti Chp’sinin amansız zulmüne maruz kalmış olan Üstadın bu partiyle ilgili değerlendirmelerini üç başlık halinde tasnif edip her birini kendi bağlamında tahlil etmek gerekiyor.
Birincisi: Tepeden inme devrimlerle dinî hayatta büyük tahribat yapan ve dindarlara yoğun baskı uygulayan CHP için “Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi kat’iyen iktidara getirmeyecek” diyor ve devrim muhafızlığından vazgeçmeyen bir Chp’nin asla halkla barışamayacağını vurguluyor.
İkinci olarak, 1940’ların ortalarında CHP Genel Sekreteri Hilmi Uran’a hitaben yazdığı mektupta inkılâp kusurlarının sorumluluğunu, onları yapan birkaç kişiye verip o yükten kurtulmaları gerektiğini ve partinin milletle barışmasının yolunun ancak böyle açılabileceğini ifade ediyor. Bunun için milletin inanç değerleriyle barışık yeni bir politika geliştirmelerini tavsiye ediyor.
Üçüncüsü: Üstad tek parti döneminde talebeleriyle beraber maruz kaldığı zulümlerin vebal ve sorumluluğunu da onları yapan yüzde 5’e verip, geri kalan yüzde 95’in masum olduğunu söylüyor ve o zulümler için de hakkını helâl ettiğini ilave ediyor.
Üstadın CHP’YE bakışını doğru anlayabilmek için, bu üç maddeyi birbirini tamamlayan bütünlüğü içinde okumak gerekiyor.
Buna karşılık, özellikle birinci maddedeki hususu ve Üstadın oradaki cümlesini cımbızla çekip bu bütünlükten kopararak ortaya atmak, kişiyi yanlış yerlere götürür.
Nitekim mevcut iktidar ve fanatik taraftarları, bugünkü CHP’YI tek parti ve ihtilâl dönemlerindeki dinle ve milletle kavgalı politika ve icraatlar üzerinden karalıyorlar.
Oysa günümüz CHP’SI birçok kritik konuda eskisinden çok farklı ve olumlu bir çizgiye gelmiş durumda. Katı laikçi zihniyeti terk etmiş olması, başörtüsü ve din eğitimi gibi konularda demokrat ve özgürlükçü bir tavır geliştirmesi, hukuk ve adalete sahip çıkması bunun örneklerinden bazıları.
Bu olumlu değişimden hiç kimse rahatsız olmamalı, tam tersine herkes memnun olmalı. Çünkü CHP’YI de aşacak müsbet sonuçlarıyla bu tavır, siyasette dinî değerleri polemik ve çatışma konusu olmaktan çıkarır ve iç barışa çok ciddî katkılar sağlar.
Medyaya servis edilen “yer sofrasında itar” görüntülerinden sonra canlı yayın eşliğinde öğrenci yurdu sahuru. Ve aylardır, yıllardır zindanlarda süründürülen masumlarla dışarıdaki mahzun ailelerinin lokmalar boğazlarına dizilerek, gözyaşları içinde yaptıkları buruk sahurlar...
Geçen yıl 8 Haziran’daki scope yayınımızda yaptığımız çağrıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Mağduriyetler bayrama sarkmasın - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/magduriyetler -bayrama-sarkmasin_434654