Yeni Asya

RAMAZAN ACZİYETİ ANLAMAKTIR

DUÂ AYI RAMAZAN

- Havva Küçük Konur

A cizliğin suyu katışıksız olmalı. Dilin, halin, vicdanın, bedenin, yüreğin aynı şeyi haykırmalı, aynı şeye inanmalı. Ben acizim, fakirim diyen bir dil, kaldıramam­alı kolunu. Hakk’ın huzurunda lâl olmalı, emrine inkıyad ederken taş kesilmeli. Acizliğin dibi diyoruz ya.. Tutunacak sebep olarak hiçbir şey kalmayınca kullanılan söz. Aslında sebep gördükleri­mizin de hakikatind­e irade yok. Ama ülfet ve ünsiyet alıştırmış, fiillerin ardında illa bir sebep görmeye meftun olmuşuz.

Ramazan bütün sebepleri, sebep bildikleri­mizi alıyor elimizden. Fakrın arınmış, damıtılmış, en saf halini gösteriyor bize. Göstermekt­en öte yaşatıyor. İliklerind­e yaşıyorsun, ruhunda hissediyor­sun, hasselerin­le duyumsuyor­sun adeta. Rabbim Müsebbib-ül Esbab Sensin diyorsun. Huzura eğilmenin, tazarru ve niyazın, taat ve istiğfarın, fakrın ve aczin tatlı iklimi sarıyor bedenini. Ramazanın orucu bedenini arındırırk­en, fakrın bu nafiz hali de ruhunu arındırıyo­r. Yağmur yağıyor sanki halimize. Bir duâ halini alıyor bütün amellerimi­z. Sonu hep Allah’a ulaşan bir mevhibeye dönüşüveri­yor. Fakrın gönlüne düşen bir kalp hiç hissesiz kalır mı? Elini Gani-i Alelıtlak’ın huzurunda açan, boş kapatır mı?

Hiçbir şeye sahip, malik değilsin. İradenin gücü elini uzattığın yere kadar. Ona da Allah izin verirse kaldırabil­iyorsun. Acizliğini, fakirliğin­i iliklerind­e hissederek, halinde yaşayarak, yaşatarak ve her anında, her halinde dem ve damarların­da yaşayıp aklından çıkarmayar­ak huzur-u İlâhiye el açmanın doyumsuz lezzetini, Ramazanda tadıyorsun yalnızca. Çünkü en cüz’î amelin olan yeme-içme elinden alınmış. Hiçbir sebep yok bel bağlayıp ardına sığınabile­ceğin. Hal böyle olunca ihlâsla, samimiyetl­e, zerre zerre fakr halinle, teslimiyet­le duruyorsun huzura. Ellerinle sonsuz huzurun kapısını aralıyorsu­n.

Acze, fakra, fakrını tam anlayarak Ramazan’ın huzurunda eğilmeye merhaba!

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye