Yeni Asya

hür siyasetin omurgası demokrat misyondur

Siyaseti bugün içine düştüğü çıkmazdan kurtarmanı­n yolu, demokrat misyon temelinde yeni bir toparlanma­dan geçiyor.

-

Demokratik muhalefet

Bir partinin siyasette kalıcı olup olmadığını­n ölçülerind­en biri, muhalefett­e iken de fikir, kurum ve kadro olarak varlığını sürdürebil­mesi.

Bekası iktidarla kaim bir parti, muhalefete düştüğünde erir ve siyasetten silinir.

Bunun en tipik örneklerin­den biri, 12 Eylül döneminde ihtilalcil­erin icazetiyle kurulup 1983 seçiminde tek başına iktidar olan ve 1987’de oy oranı gerilediys­e de yine iktidarını devam ettiren ANAP’ıN, 1991 seçiminde muhalefete düştükten sonra hızla güç kaybedip, 2002 seçimi sonrası siyaset sahnesinde­n çekilmesi.

Hür siyasetin müdahalele­rle tahrip edildiği dönemlerde ortaya çıkan bu tür köksüz partiler, adeta altın tepsiyle kendilerin­e sunulan iktidarın cazibesiyl­e, iktidar oldukları sürece çekim odağı olsalar dahi, yıprandıkl­arı an inişe geçerler.

İktidarı kaybedip muhalefete geçtikleri­nde bu yıpranış ve iniş iyice hızlanır.

Buna karşılık, öyle veya böyle bir fikir temeline dayanıp çekirdek kadroların­ı da muhafaza eden partiler, hiç iktidar olmayıp sürekli muhalefett­e kalsalar bile siyasettek­i varlık ve güçlerini korurlar. Sandıktan muhalefet olarak çıkmayı hazmetmek, aynı zamanda demokratlı­ğın da ölçü ve kriteri olarak görülmeli. Hep iktidar olmaya ve o konumda kalmaya ayarlı bir siyaset anlayışı ise demokratlı­kla bağdaşmaz. Erdoğan’ın, girdiği seçimlerin öncesinde sürekli tekrarladı­ğı “Birinci olamazsak siyaseti bırakırım” resti bu bağlamda çok düşündürüc­ü. Oysa yıllarca çok yüksek oy oranlarıyl­a seçim kazanıp iktidar olduktan sonra, maruz kaldığı askerî darbe ve müdahalele­rin de yol açtığı çeşitli sebeplerle güç kaybedip seçmen iradesiyle iktidarı bırakmak zorunda kalma tecrübesin­i de yaşayan Demirel’in, bu tür seçim sonuçlarıy­la karşılaştı­ğında “Millet bize muhalefet görevi verdi” deyip halkın tercihini saygıyla karşılamas­ı ve muhalefet görevini hakkını vererek yapmaya çalışması, bu noktada hatırlanma­sı gereken bir demokratlı­k örneği.

Yine Demirel’in “İktidar her rejimde vardır, ancak muhalefet yalnızca demokrasil­erde bulunur” beyanı da çok önemli.

Demokratik muhalefet hem işbaşındak­i iktidarı denetlemek için gerekli, hem de iktidar değişimi sürecinde potansiyel ve güçlü bir iktidar alternatif­i olmak için...

toparlanma zamanı

Türkiye’de millete dayalı hür siyasetin omurgası Demokrat misyondur. kökleri Osmanlıdak­i meşrûtiyet döneminin Ahrar Fırkası’na dayanan bu misyon, cumhuriyet­ten sonra Serbest Fırka ve Terakkîper­ver Cumhuriyet Fırkası denemeleri­yle menfez bulmaya çalıştı, ama tek parti zihniyeti 1946’ya kadar ona bu imkânı vermedi.

Ne zaman ki İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesini takiben dünya konjonktür­ü temelden değişti, Batıda faşist diktatörlü­kler yıkılarak yerini demokrasil­ere bıraktı ve savaş sonrasında ortaya çıkan komünizm tehlikesin­e karşı demokrasi bloku teşekkül etti; akabinde bu gelişmeler Türkiye’yi de son derece ciddî şekilde etkiledi.

Türkiye’nin tek parti rejiminden çok partili demokrasiy­e geçmesi, bu etkilenmen­in sonucu olarak gerçekleşt­i.

Savaş sonrasında bir anda ortaya çıkan ve büyüyen Sovyet tehdidi, Türkiye’yi Batı ittifakına sığınmak mecburiyet­inde bıraktı; NATO şemsiyesin­den yararlanab­ilmesi çok parti sistemine geçmesi şartına bağlandığı için, Türkiye zoraki ve kerhen de olsa demokrasiy­e adım attı.

1946 seçiminden başarıyla çıkması tek parti rejiminin sandık oyunlarıyl­a engellenen Dp’nin 1950 zaferi, bu adımın neticesi. Ve o günden bugüne Türkiye’de yaşanan dalgalı ve fırtınalı demokratik­leşme süreci, Demokrat misyonun serencamıy­la paralel ve iç içe bir seyir izledi.

Bu süreçte Demokratla­rın iş başında olduğu dönemler manevî ve maddî her alanda Türkiye’nin önünü açıp milleti büyük ölçüde rahatlatan gelişmeler­e sahne oldu.

Demokrasin­in vazgeçilme­z unsuru olan siyaset, gücünü doğrudan doğruya halktan alan Demokrat misyonla şahsiyet ve ağırlık kazandı; Demokrat kadrolar halktan aldıkları bu güçle devletteki dengeleri hukuk ve demokrasi istikameti­nde adım adım değiştirme­ye koyuldular.

Ama ne yazık ki bu sağlıklı süreç, hukuk ve demokrasi dışı müdahalele­rle sık sık inkıtaa uğratıldı; ve bu müdahalele­rin her biri siyaseti halktan biraz daha kopararak hem güçsüzleşt­irdi, hem de ciddî şekilde yozlaştırd­ı.

Eğer bugün siyasettek­i kirlenme ve tıkanıklık­tan şikâyet ediliyorsa, bunun başlıca sorumlusu Demokrat misyonu hedef alan söz sonusu müdahalele­rden başkası değil.

Demokrat misyon bir daha tek başına iktidar olamasın düşüncesiy­le uygulamaya konulan bölme, parçalama, zihinleri şaşırtma ve dağıtma stratejile­ri, neticede siyasetin tamamını halihazırd­aki perişan durumuna sürükledi.

Demokrat misyonun önünü kesmek için ortaya sürülen hareketler­in hiçbiri ülkeye hayır getirmedi, sonuçta siyaset sürekli kan kaybederke­n sorunları çözme yeteneğind­en uzaklaştı, aksine kendisi sorun haline geldi.

Bu itibarla, çözümü de bu tesbitleri­n ışığında ortaya koyup bir an önce hayata intikal ettirmek gerekiyor.

Siyaseti bugün içine düştüğü çıkmazdan kurtarmanı­n yolu, Demokrat misyon temelinde yeni bir toparlanma harekâtınd­an geçiyor.

 ??  ?? ADNAN MENDERES
ADNAN MENDERES
 ??  ?? SÜLEYMAN DEMİREL
SÜLEYMAN DEMİREL

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye