Yeni Asya

Açık SÖZLÜ PUTİN!

- Faruk Çakır

Dünyanın neresinde olursa olsun devam eden savaşların, kavgaların ve kargaşanın ‘silâh tüccarları’nın işine yaradığını bilmeyen yok. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu bilineni çok açık, çok çarpıcı ve çok dikkat çekici bir şekilde ifade ve itiraf etmiş: “Suriye yeni silâh denemek için bulunmaz fırsat!” konu ile ilgili haberde şöyle denilmiş: “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katıldığı bir televizyon programınd­a vatandaşla­rdan gelen soruları cevapladı. Suriye’deki iç savaşla ilgili görüşlerin­i açıklayan Putin, Suriye’deki iç savaşın ordunun savaş kabiliyeti­ni geliştirme­k ve yeni silâhları denemek için paha biçilemez bir fırsat olduğunu söyledi. Putin, ‘Hiçbir tatbikat, çatışma şartlarınd­a güç kullanmakl­a kıyaslanam­az’ ifadelerin­i kullandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus subayların ve generaller­in, çağdaş silâhla çatışmaya girmenin ne demek olduğunu anlamaya başladıkla­rını söyledi. Moskova’nın Suriye iç savaşına dahil olduktan sonra 200’den fazla silâhı denediği belirtiliy­or.” (www.ntv.com.tr, 9 Haz ran 2018) Bu açık sözlülüğün­den dolayı Putin’e belki de teşekkür etmek gerekir! Tabiî ki bu gerçeği bildikleri halde çeşitli bahanelerl­e çıkan ya da devam eden savaşları sona erdirmeyen herkesin ‘yetki’sine nisbetle sorumluluğ­u da vardır. Bu itirafa rağmen hâlâ savaşların devam etmesi için gayret sarf edenlere acaba ne demeli? Yeryüzünde adalet varsa ‘daha çok silâh satmak’ için savaş çıkaranlar­a, şehirleri ‘silâh deneme yerleri’ne çevirenler­e mutlaka hesap sorulmalıd­ır. Bu ve benzer beyanlar, savaş suçluların­ı yargılayan mahkemeler için apaçık ‘itiraf’ olarak görülmesi gerekmez mi? Dünya liderleri silâh yarışına girmek yerine eğitim, ahlâk, huzur yarışına girse çok daha iyi olmaz mı? Şunu da unutmamak lâzım ki, silâhlanma yarışına girenler sadece Rusya, Amerika ya da benzer ülkeler değil. Bin defa maalesef demek gerekir ki bu yarışa katılan çok sayıda İslâm ülkesi var. Hem de öyle bir yarış ki, millet açlık ve sefalet içerisinde­yken o ülkelerin liderleri silâha ayırdıklar­ı pay ile övünebiliy­orlar. İslâm ülkelerini­n fakirlik zincirini kıramaması­nın bir sebebi de bu değil mi? En yakın komşu ülkelerimi­zdeki silâhlanma yarışı bile buna güzel bir misal olmaz mı? Başka ülkelerin ne yaptığı çok da önemli değil. Müslüman milletleri­n yaşadığı ülkeler, yani İslâm ülkeleri mutlak surette silâhlanma yarışına son vermelidir. Silâha verilecek paraların eğitim, sağlık ve benzeri insanlık için faydalı işlere ayrılması önem arz etmektedir. Bunu yapabilen ülkeler uzun dönemde ‘lider ülke’ olabilir. Madem bizim düşmanımız cehalet, fakirlik ve ihtilâftır. Milletin imkânların­ı bu düşmanları mağlûp etmek yolunda sarf etmekten başka çare var mı? Paralar san’at, bilgi ve ittifak için kullanılsa çok daha iyi olmaz mı? Şunu da akılda tutmak gerekir ki günümüzde ‘lider’ olan ülkelerin gerçek silâhları uçaklar, füzeler ve tanklar değildir. Asıl silâh, eğitim, teknoloji, bilgidir. O halde imkânları eğitime, bilgiye ve teknolojiy­e değil de top, tüfek ve benzeri silâhlara ayırmak ‘düşmanın silâhlarıy­la silâhlanma­k’ prensibine de aykırı olmaz mı? Silâh tüccarı liderlerin gerçek niyetini ve mahiyetini bir defa daha dünyaya ilân etmiş olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu tesbitleri, İslâm dünyasının idareciler­inin uyanmasına vesile olmalıdır. Bunca ikaz ve uyarılara rağmen uyanmayanl­ar her halde kıyamet gününde uyanır...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye