Dört duvar arasında matemli bir gece
Evliliğinin baharında genç bir anne var. Daha küçük bir çocuğu ve hayalleri var. Kötü bir niyeti yoktu, her zaman iyi olmayı ve her ne olursa olsun hürriyeti, adaleti savunmuş bir insan.
Tam 2 yıla yakındır cezaevinde kendisi. Daha suçunun tam olarak ne olduğunu kendisi de bilmiyor. Ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette bekliyor. On binlerce insan arasından sadece biri o genç anne. Çocuğu dışarda, eşi dışarda, ailesi, hayatı herşey dışarda. Kendisi içerde. O kadar ay boyunca çıktığı mahkemelerce hâlâ tahliye olamadı ve her çıktığı mahkeme de umuduyla birlik oldu, ayakta kaldı. Bu kadar zamandır çocuğundan uzak bekletilen bir annenin hesabını bunlar ahirette nasıl verecekler. Diri diri toprağa gömülen çocukların hesabını Allah sorar da, masum suçsuz yere içerde tutulan annelerin, çocukların hesabını sormaz mı? Temmuz’da mahkemesi var ve her geçen gün dışarda ailesi, içerde kendisi çıkma umuduyla bekliyorlar. En son 13 Mart’ta on gün süren mahkeme sonucunda da tahliye olamadı. Üstelik mahkeme tarihi dört ay sonrasına ertelendi. İnsafsızlığın geldiği bu son noktaya bakarak yaşayan binlerce insanın, hâlâ umutları var. Her ne olursa olsun bugünlerin de geçeceğine inanarak ayakta kalan büyük bir masumiyet kitlesi var. Dört duvar arasında ikinci yılına giren bu genç anne Yasemin’in ve onun gibi 18.000 kadın, 800 küsûr bebek ve binlerce masumların artık hürriyetine kavuşmasını istiyoruz.
20 Temmuz’dan bu yana açığa alınan, ihraç edilen, işinden olan, tutuklananların haddi hesabı yok. Bunları görüyor ve masumların sesi olmaya çalışıyoruz. Yeni Asya daima vicdanın ve sağduyunun sesi olmayı başarmıştır.
Not: (Neredeyse iki yıldır cezaevinde tutulan Yasemin’in artık serbest bırakılması ve hürriyetine kavuşturulmasını istiyoruz.)