SEÇİM gecesİ
Seçim sonuçlarını muhalefet de tartışma ve itiraz konusu yapmaktan vazgeçtiğine göre, işin o tarafını fazla uzatmanın anlamı ve pratik bir yararı yok.
Gerçi olayın ilke ve değerler açısından irdelenmesi gereken tarafları çok fazla.
Ne var ki, yürüyen süreç, işin o cihetini kurcalamaya fırsat ve imkân vermiyor.
Oysa bu sonuçların hangi şartlar altında açıklandığını geçiştirmemek gerekiyor.
Biz de en azından tarihe not düşme adına bunları kısaca kayda geçirelim diyoruz.
Bir defa, oy verme işlemleri bitip sayım ve tasnif aşamasına geçildikten sonra çok sayıda sandığın müşahitlere ve halka kapatılmış olması çok önemli bir soru işareti.
İkinci olarak, sonuçların diğer haber kanalları tamamen dışlanıp AA tekeli üzerinden duyurulması ve veriler açıklanmaya başlanırken iktidar oylarının en yüksekten gösterilmesi.
Erdoğan’ın yüzde 60’ın üzerinde bir açılışla kademeli şekilde 52.5’e indirilmesi. Ve bütün TV kanallarının kullanılması. Böylece ilk saatlerden itibaren hem muhalefetin moralinin bozulması, hem de iktidar kitlesine zafer havası pompalanması.
Bir sonraki etapta, bu zafer coşkusunun, taraftarları sokaklara döküp şenlikler ve silâhlı kutlamalar yaptırmak için kullanılması.
Ve böyle yapılarak belki muhtemel protesto eylemlerinin de önünün kesilmesi. YSK’YA giden yolların kamyonlarla kapatılması. 24 Haziran gecesindeki bir diğer tuhaflık, muhalefetin, özellikle Chp’nin başlangıçta bu senaryoya hazırlıklıymış gibi bir görüntü verdikten sonra, işin peşini bırakması.
Ne oldu da, ısrarla “AA manipülasyon yapıyor, bizdeki veriler çok farklı, ilerleyen saatlerde durum değişecek” diyen muhalefet, bir yerden sonra âniden vazgeçiverdi?
“Gerekirse sabaha kadar takip edeceğiz, cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalacak, Meclis çoğunluğunu da alacağız” diyenler niçin bu sözlerinin arkasında dur(a)madılar?
Seçim öncesi ve gecesi verilen “Oylarınızı asla çaldırmayacağız” taahhüdünün gerektirdiği kararlılık neden gösteril(e)medi? Muhalefet liderleri niye “kayboldu?”
O kritik saatlerde YSK üyesi 7 hâkimin, maruz kaldıkları ağır baskı ve tehditler sebebiyle istifa ettikleri yönündeki iddianın aslı ve kaynağı ne? Niye yalanlanmadı?
Cevap bekleyen sorulardan bazıları...
Sandıktan çıkan sonuca evet. Ama OHAL ve haksız rekabet ortamında devlet gücünü, iktidar imkânlarını, tek yanlı yoğun propagandayı ve kutsalları dibine kadar kullanarak alınan bir sonucu ahlâk ve vicdan kriterleriyle sorgulamadan kabullenip dahası “zafer” olarak göstermeye hayır.
Seçimlerin ardından https://youtu.be/fsfvkq8gn4q @Youtube aracılığıyla