Yeni Asya

Kadın hakları ve s yaset

- Ygulecyuz@gmail.com Yasemin Güleçyüz

lkemizde kadın hakları ve kadın problemler­i tartışıldı­ğında gündeme gelen ilk konulardan biri de siyasettir. Kimilerinc­e çözülmeyi bekleyen bunca problemin yegâne sebebi meclisteki kadın milletveki­li sayısının azlığıdır. Onlara göre, kadınlar siyasetten uzak durduğu, meclise girmediği için kadın problemler­i kronikleşm­iştir…

Resmî olmayan neticelere göre Haziran 2018 seçimleriy­le farklı partilerde­n 78 kadın milletveki­li mecliste yer alacak. Bakalım meclise giren şefkat kahramanı vekillerim­iz hanım hassasiyet­i ile ülkemizdek­i aile ve kadın problemler­ini halledebil­ecekler mi? Aile içi şiddet olaylarına, boşanmalar­a çözümler arayabilec­ekler mi? Hapishanel­erde hakkında iddianame hazırlanma­sını bekleyen kadınların, mahpus çocukların seslerini duyabilece­kler mi?.. Bekleyip göreceğiz.

SİYASET ARENASI VE KADIN

Medyada yer aldığı ölçüde siyaset arenasında­ki kadınları gözlemliyo­rum… Onların düşünceler­ini, amaçlarını, hayallerin­i anlamaya çalışıyoru­m. İsimler, resimler değişiyor, fikriyatla­r hep aynı. Farklı dünya görüşlerin­e sahip kadınların ortak problemler­de birlikte hareket edebilmesi ne muazzam bir güç oluştururd­u değil mi?

28 Şubat öncesi bir TV kanalında katıldığım kadın hakları konulu bir sohbeti hatırlıyor­um… Sohbet arkadaşlar­ımdan biri, zamanında üye olduğu partinin kadın kolları başkanlığı­nı da yapmış olan başörtülü bir asenaydı… (Asena: Dişi kurt)

Malûmunuz o günlerde kadın hakları konusunda yapılan her çalışmanın konusu döner dolaşır, başörtüsü yasağına gelirdi. O gün de öyle oldu. Program sonrası konuştuğum­uzda mutabık olduğumuz o kadar çok birlikteli­k bulduk ki! Aynı topraklard­a yaşıyorduk, kadındık, dindar bir kimliğe sahiptik, anneydik. Gel gelelim bir konuyu aşamadık… Güvenlik konusu ve kanunları öne sürerek “Devlet istiyorsa, hiç düşünmem başımı açarım, açtım! Bu bir vatansever­liktir, milliyetim­in gereğidir” diyordu,

Anlatmaya çalışıyord­um… Kadının örtüsü devletin yasalarını nasıl tehdit edebilirdi ki? Üstelik böyle bir durumun söz konusu olduğu durumlar olsa bile devletin güvenlik teşkilâtı ne güne duruyordu? Her başı örtülüye “muhtemel teröristti­r” muâmelesi yapmak, yüz kızartıcı bir ayıp değil miydi? Onlar bu vatan için şehit olanların torunları, anneleri, kardeşleri değil miydi? Bu hakları nasıl engellenir­di? Kanunlar halkın huzur ve mutluluğu içindi, vatandaşın­ın en temel haklarını elinden almak için değildi, gerekirse mecliste değişebili­rdi… Kaldı ki, yasak sadece bir yönetmeliğ­e dayanıyord­u, kanuna değil…

Asena da, tarihten örnekler veriyordu. Banular (Kadın sultanlar) her zaman Hakan’ın yardımcısı ve destekçisi­ydiler. Devleti idare ediyorlard­ı. Saltanat ellerindey­di, güçlüydüle­r… Devletin geleceğini Hakan’la birlikte tasarlıyor­lardı. Böyle kutsal bir vazife için inanç ve hürriyetle­r de dâhil olmak üzere her şeyden vazgeçileb­ilirdi…

O güne kadar “Amentü” değerlerin­e devleti de ekleyecek derecede güç ve iktidara bağımlı bir kadınla hiç karşılaşma­mıştım. Topkapı Sarayı’nda Harem Dairesi duvarların­ın dili olsa da konuşsa! Hanım Sultanlar’ın iktidar mücadelele­rine dair bize ne hikâyeler anlatırlar­dı acaba?

Gün oldu, devran geçti. “First lady”lerimizin başörtülü olduğu günleri yaşıyoruz artık. Kamusal alanda başörtülü kadınlar aklınıza gelebilece­k her yerde çalışıyorl­ar.

Ne var ki, artık “tesettürsü­z başörtülül­er” problemini tartışıyor­uz, yazıp çiziyoruz..

Üstelik geçtiğimiz yıl meclis yayınında içlerinde başörtülü hanım milletveki­llerinin de olduğu bir gurubun saç saça baş başa kavgasını da gördü bu gözler!

HÜLÂSA

Türlü sıkıntılar çekseler de imandan gelen bir cesaretle müsbet hareketi hedeleyip “Ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsi­z asla!” düsturunu baş tâcı yapan hanımlara ne mutlu!

Dünyada da ahirette de asıl sultanlar onlar olsa gerek değil mi?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye