İYİ PARTİ VE DEMOKRATLAR
24 Haziran seçiminden çıkan sonuçlarla seçim öncesinin gözlemleri arasındaki derin fark 16 Nisan sonrasına çok benzeyen bir tablo ortaya çıkarırken, seçim gecesi yaşananların zihinlerde oluşturduğu istifhamlar da sürüyor.
Ama artık bunları konuşmanın çok fazla bir anlamı ve pratik bir faydası yok. Şimdi odaklanılması gereken şey, mevcut tablo içinde neyin nasıl yapılacağına dair bir yol haritası belirleyip ona göre yola koyulmak.
Bu noktada bilhassa Millet İttifakının güçlenerek devamı büyük önem taşıyor.
Yine bu ittifak içinde, özellikle Meclise yeni giren İyi Parti’nin ve listelerinde adaylarına yer vererek parlamentoda temsil imkânı sağladığı Demokrat Parti’nin takip edecekleri strateji çok iyi tesbit edilmeli.
İyi Parti’nin yola çıkarkenki başlıca handikaplarından biri, Mhp’den kopma kadroların öne çıktığı bir parti imajıydı. Yüzde 5-6’ları geçmesi beklenmeyen Mhp’nin seçimde aldığı sonuç, parti tabanında çok fazla bir kayma olmadığını göstermiş gibi.
O zaman İyi Parti kimden oy aldı? Bunun analizini araştırmacılar yapadursun, çıkan sonuç İyi Parti’yi rahatlatmış olmalı. Çünkü “çakma MHP” imajını silebilir.
İyi Parti’nin, bu imaj problemine ilaveten iktidar tarafından çıkarılan tüm engellere, “seçime sokmama” kumpasına, karartmalara, kara propagandalara rağmen yüzde 10 gibi bir oranı yakalayıp 43 vekille Meclise girmesi küçümsenmeyecek bir başarı.
Bunda Millet İttifakının sağladığı imkânın yanı sıra listelerindeki demokrat adayların performansı da etkili olmuş olmalı.
2002’den beri siyaset sahnesinde yer almasına fırsat verilmeyen, adeta adım atmasına ve kıpırdamasına dahi müsaade edilmeyen demokrat misyonun 16 sene sonra Mecliste temsil edilme konumuna erişmesi son derece önemli bir gelişme.
DP-AP-DYP geleneğinin siyasetten tümüyle silinmek istendiği bir süreçte bu derin ve köklü misyonun, güçlü bir alternatif olarak yine canlanma ve ayağa kalkma potansiyeline sahip olduğunun göstergesi.
İyi Parti-dp beraberliği, misyon temelinde doğru politikalar uyguladığı takdirde, AKP karşısında inandırıcı bir alternatif arayan kitlelerin yöneleceği adres olabilir.
27 Mayıs 147 akademisyeni üniversiteden ihraç etmişti. 20 Temmuz’da ise bu sayı 5000’in üzerinde. Pasaport dahil bütün hakları gasp edilerek ortada bırakıldılar. Tutuklanıp hâlâ içeride olanlar var. 27 Mayıs’ı fersah fersah geçen bu kıyımın hasar tesbiti dahi yapılabilmiş değil.
Prof. Mignon’un Yeni Asya’daki mülâkatı https://youtu.be/imsk_bxdtcq @Youtube aracılığıyla