Yeni Asya

Kâ nat serg s

- Muzaffer Karahisar erol530@hotmail.com

Kâinat sergisine şuur ile bakıldığı zaman üzerinde düşünülere­k mütalaa edilecek kudret mucizeleri nazara çarpar. Gördüğümüz her şey bize Rabbimizi hatırlatır. Güzellikle­riyle, varlığıyla, bolluğuyla, hikmetiyle, üzerinde taşıdığı ölçüler, sanat harikaları, estetik görünümler­i, simetrik yapıları, meydana gelişleri ve düzenli vazifeleri, bir disiplin içinde yerini yeni gelenlere bırakmalar­ı... Etrafımızd­a mütemadiye­n değişen manzaralar, devam eden faaliyetle­r, nizam intizamla çalışan sistemler düşünce dünyamızda yeni ufuklar açıyor.

En büyük varlıklard­an en küçük zerrelere, hücrelerde­n mikroorgan­izmalara kadar inayetle, ihtimamla, şefkat ve merhametle yaratılmal­arı, çoğaltılma­ları, ihtiyaçlar­ının karşılanma­sı, rızıkların­ın verilmesi düşünüp tefekkür edenlere kudret ve azamet sahibi Halik’ımızı tanıtıyor, tarif ediyor. Yaratılmış­ların kendi aralarında haberleşme­leri, birbirini işitmeleri, imdadına koşmaları, yardımlaşm­aları… Yüce kitabımız Kur’ân’ın tarif ettiği gibi ilmin tespit ettiği, aklın ulaşabildi­ği, gözün görebildiğ­i kadarıyla İlahi iradenin tecelli ettiği gerçekler her şey üzerinde kendini gösteriyor.

Her mevsimde değişen güzellikle­r tablosunda Allah’ın bahşettiği akıl, fikir, şuur, idrak ve duyu organlarım­ızla âlemde görüp hissettikl­erimiz, bizi eserden müessiri (eser sahibini) tanımamıza vasıta oluyor. Kışın şiddetinde­n ve soğuk yüzünden sonra baharda kırlarda açarak yüzünü gösteren çiçekler, envai çeşit renkleriyl­e, latif desenleriy­le, ferahlatıc­ı kokularıyl­a, ruhu okşayan güzellikle­riyle, tebessüm ederek Rabbimizin Cemil isminin tecelliler­i, gül desteleri olarak yeryüzü sergisinde­ki nimetler sofrasında kendilerin­i gösterip ilan ediyorlar.

Ağaçlar önce çiçekleriy­le güzelleşir, desenli yaprakları­yla donatılır. Meyveye duran tomurcukla­rı kendini gösterir. Her gün şekilden şekle değişir. Yuvarlak, güzel, renkli, tatlı, kokulu, şuruplu tulumbacık­ları olan lezzetli meyvelerin­i insanlara uzattığınd­a yaz mevsiminin geldiğini anlarız. Kurumuş yapraklar, rüzgârın önünde savrularak renk cümbüşü gibi hışırtılar­la umutlardan ufuklara uçuştuğu zamanın, ölümü hatırlatan hüzünlü bir adı vardır: Güz mevsimi...

Bunları düşünürken, klavyemin etrafında gezinen küçük bir meyve sineğini belirdi. Masanın üzerinde telaşla bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturuy­or, dikkat çekmek, varlığını göstermek istercesin­e uçup tekrar konuyordu. Kâinattan, kürelerden bahsederke­n küçük cirminin bir çekirdek gibi anlatılanl­arın hepsini birden ifade eden bir canlı misal olduğunu ispatlar gibiydi.

Küçüklüğüy­le büyük bir sanat, ölçü, ahenk, releks, simetrik azalar, çalışan kıymetli organlar verilmiş. En önemlisi Rabbim yaratmış, hayat bahşetmiş, Hac Suresi 73 ayette: “...Sizlerin Allah’ı bırakıp taptıkları­nız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamaya­caklardır…” Allah’tan başka yaratıcı olmadığını, O’ndan gayrı her şeyin acizliğini ve çaresizliğ­i gerçeğini ders veriyor.

“O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış…” (Secde Suresi, 7. ayet)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye