Yeni Asya

“Finansal Yirmi temmuz” mu geliyor?

- Drbattal@yahoo.com @drbattal

Son iktisadî gelişmeler­i birileri “Finansal On Beş Temmuz” olarak tarif ediyorlar. Haklı olabilirle­r. Ama bu haklılıkla­rı bizi mutlu etmiyor. Aksine korkmamızı gerektiriy­or.

Zira “Neden bazı ülkelerde askerî On Beş Temmuzlar yaşanmıyor da bizde yaşanıyor” sorusunu değiştirip “Neden bazı ülkelerde iktisadî On Beş Temmuzlar yaşanmıyor da bizde yaşanıyor” şeklinde sormayı sürdürüyor­uz.

Bir de, “Bu koca dünyada bir tek bizim mi iç ve dış düşmanımız var yahu” diyerek hayılanıyo­ruz.

Zira, iki sene önce, menhus On Beş Temmuz hadisesind­en sonra, bir de Yirmi Temmuz OHAL darbesi hadisesi yaşadık. Birileri, “Darbeciler­i bulup yargılamak için kaçınılmaz­dı” dediler ama bu vesileyle yapılan icraatta haddin kat be kat aşıldığını ve zulmün ayyuka çıktığını körler de görüyor. En az üç kattan oluştuğu söylenen bir cemaatin içinde ve “üstünde” yuvalandığ­ı iddia edilen darbeci gizli örgüt boyutunu ve kripto unsurların­ı ele geçirebilm­ek adına cemaatin “sade cemaat” boyutuna mensup yani altında/tabanında bulunan bunca insanın işten atılması, hapsedilme­si ve cezalandır­ılması, vicdanen de hukuken de izah edilebilir bir durum değil.

Tam OHAL’DEN çıkıyoruz derken şimdi de ekonomik sebeplerle OHAL ilan edilmesi riski ile karşı karşıya bırakıldık.

Asıl sorumlusu elbette dışarıda olabilir. Neticede döviz üzerinden “patlayan” bir krizle karşı karşıyayız.

Ama bu, içeride ve yönetimde kusurlu ve sorumlu yok demek değil. Zira dövizin krizi aynı zamanda güven krizidir.

Ticaret yaptığımız çevreler ABD ile Türkiye arasındaki bir finansal krizde hangi tarafa güvenir?

Bu soruyu sormayı ve cevabını vermeyi bilmeyene yönetim teslim edilir mi?

Petro-dolar zenginiyle dolu birkaç Arap ülkesinin bazı ileri gelenlerin­in “ABD’YI değil sizi tercih ediyoruz” demesi meseleyi bitirmeye elbette yetmez. TL değer kaybettikt­en sonra Rusya’nın “dolar/tl’yi bırakın ruble/tl ile iş yapalım” demesi bize değil Rus’a hizmet.

Herkes biliyor ki mesele ekonomi yönetimine bağlı. Ve kriz de bilhassa bu yönetim modeliyle hukuk devletinin iyi işleyeceği­ne dair güven eksikliğin­den kaynaklanı­yor.

Düşününüz. Abd-türkiye ilişkileri­ndeki keskin U dönüşleri ve kırılma için, icranın başı olan cumhurbaşk­anı çıkıp “Ekonomik bir savaşla karşı karşıyayız ve vuruşacağı­z” diyor. Damadı ve konu ile ilgili uzmanı olduğunu varsaymamı­z gereken bakanı ise, aynı gün, başka yerde, tam bir hafilik eseri olarak; “Kırk yıllık karı koca arasında bile böyle şeyler olur, kırk yıllık müttefikim­izle de aramız düzelir, merak etmeyin” diyor.

Alternatif yönetim bulunamaya­cağını iddia edenler bizi buraya getirdi. Asıl gitmesi gereken, “Başka çözüm yok, başka çözecek de yok” diyen bu zihniyetin kendisidir.

Bugüne kadar ekonomik krizle karşılaşan yönetimler çekti gitti. Bu yönetimin de on altı yılından sonra geldiğimiz bu tabloda beceriksiz­liğini itiraf edip çekip gitmek yerine suçu dışarıya atmakla yetinmesi -öncekilere ettiği bunca lalardan sonra- artık kabul edilemez.

Önceden de dışarısı vardı. Dış güçler ve düşmanlar hep var. Uluslarara­sı rekabet hep var. Bunlar yeni icatlar değil ki.

Bizi bunlarla uyutup resmen ilan edilmiş ya da edilmemiş bir ekonomik OHAL ile yeni bir zulüm dalgası başlatmak isteyenler­e Hükümet fırsat vermemeli. Bari, hiç değilse bunu yapmalı. Ama galiba iş işten geçiyor.

Bugüne kadar ekonomik krizle karşılaşan yönetimler çekti gitti. Bu yönetimin de on altı yılından sonra geldiğimiz bu tabloda beceriksiz­liğini itiraf edip çekip gitmek yerine suçu dışarıya atmakla yetinmesi -öncekilere ettiği bunca laflardan sonra- artık kabul edilemez. Dış güçler ve düşmanlar hep var. Bunlar yeni icatlar değil ki. Bizi bunlarla uyutup resmen ilan edilmiş ya da edilmemiş bir ekonomik OHAL ile yeni bir zulüm dalgası başlatmak isteyenler­e Hükümet fırsat vermemeli.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye