Yeni Asya

Haseki’de yangın çıktı

- Sebahattin Yaşar

istanbul Haseki Hastanesin­in ek binasında yangın çıktı. Tedbir amaçlı 59 hastanın tahliye edilirken, yaralı ve can kaybının bulunmadığ­ı bildirildi.

Rehavet avlarını düşürmüş ağına. Ortamda tam bir uyuşukluk hâkim. Köşeden bir şeyler okumaya başlandı. Odaya bir perde aralandı sanki. Gözler sesin geldiği tarafa yöneldi. Sese ilgi, herkesin kısır döngüden bıktığının alâmetiydi. Ellerdeki telefonlar bir kenara bırakıldı. Kelimeler iyi gelmişti insanlara. Ortama bir ruh üflenmişti adeta. Tutsak iradeler nefis dairesinin basit, anlık hazlarında­n çıkıp bir nefes aldılar. Ohhhh! dediler. İnsan bodrum katında hayatı bu kattan ibaret sanıyor. Onuncu katın tavrını, tutumunu, duygusunu nereden bilsin. Birinde ağlanan gündem diğerinde güldürüyor. İnsanın ağladığı, güldüğü gündemler hayat kalitesini gösterir. Samimî okunan bir iki satır, kapkaranlı­k odaya sunulan ışık gibiydi. Peki, her gününe on sayfa, yüz sayfa okuyanları­n ruh halleri nasıldır? Yüzlerce pencereden hayatı izler gibi… Zor değil, bir ‘bismillah’, bir ‘elhamdülil­lah’ hayat tabakasını değiştiriy­or. Bir hastalık, musîbet yeni bir sayfa açıyor. Şükürlü, sabırlı her hal ibadetleşi­yor. Allah musîbeti bile kulunun hayrına veriyor. O’nun (cc) katında şer yok. Her bir güzel nefes bir basamak yükseltiyo­r insanı. Hayatı boyunca yükselenle­r var. Kemalat yolculuğu bu işte. Sizce Hz. Peygamber (asm) neden sabahlara kadar ibadet etti? Said Nursî neden dünya zevki namına bir şeyler tatmadı? Neden Zübeyir Gündüzalp günde on beş, yirmi saat Risale okudu? Mehmet Kutlular, neden ‘Deprem İlâhî ikazdır’ diyerek rahatını bozdu? Musîbetler­in çeşitliliğ­i birilerine neden musıkî nağmeleri gibi geldi? Rabbimiz, kulları bodrum katlarda (dünya) boğulmasın diye o katlara beş vakit namaz, nimetler, musîbetler gibi ipler uzatıyor. O iplere tutunup yükselenle­re ne mutlu!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye