Yeni Asya

MEVLÂNÂ ve Şems’i buluşturan Cami

Mevlânâ Hazretleri’nin her Cuma bu camide vaaz verdiği ve Şems-i Tebrizi ile ilk burada karşılaştı­kları söyleniyor

- KÜBRA ÜNÜVAR kubra_unuvar@outlook.com

Anadolu’nun merkezinde­ki konumuyla Konya, üzerinde hüküm süren devletler için vazgeçilme­z bir ilim-kültür merkezi oluyor. Tarihin içinde kaybolduğu­nuz bu şehir, birçok camiye medreseye ev sahipliği yapıyor. Şehrin tarihi sokakların­da adımlarımı­zı atarken karşımıza çıkan diğer bir cami ise İplikçi Camii oluyor. Cami Osmanlı Devleti’nin ilk medresesi olarak tarihte yerini almış durumda. Selçuklu mimarisini yansıtan cami sade bir iç tasarıma sahip. Tarihe kısa bir göz gezdirdiği­mizde ise Mevlânâ Hazretleri’nin her Cuma bu camide vaaz verdiği ve Şems-i Tebrizi ile ilk burada karşılaştı­kları söyleniyor.

orijinal hali bozulmuş durumda

Caminin iç ve dış mimarisine baktığımız zaman, enine dikdörtgen planlıdır. Kuzey cephe ortasında, doğu ve batıda köşelere yakın olmak üzere üç kapısı vardır. Plan kuruluşu Emevi tipi denen, mihrap duvarına paralel sahınları ortada dik kesen yüksek sahınlı camileri hatırlatıy­or. Burada dik orta sahının üzerinde üç elips kubbe bulunuyor. Yapının restarosyo­nlarla orijinal planının bozulduğu görülüyor. Caminin bugünkü minaresi yenidir. Ayrıca güney duvarına doğu kesiminde kubbeli bir oda bitişiktir. Bu mekânın eski İplikçi Medresesi’nin bir bölümü olduğu düşünülüyo­r.

harcında iplik var

Cami ile ilgili araştırmal­arımızı yaparken yapının yapılışı ile ilgili farklı bir rivayete denk geliyoruz. Camiyi bir adam “Ben kimseden yardım almadan yaptıracağ­ım. Sevabı sadece benim olacaktır” diye yaptırmaya başlıyor. Bu arada bir kadın gelerek, “Ne olur, benim şu paramı da alın camiye harcayın” diyor. Ama yaptıran adam ustalara, “Kimseden bir şey almayın” diye tembihledi­ği için ustalar o kadının parasını almazlarmı­ş. Kadın her gün gelerek, parayı vermeye çalışırmış, ama almazlarmı­ş. Kadın ise geçimini iplik bükerek sağlarmış. Onun için de kadına iplikçi derlermiş. Bir gün kadın büktüğü iplikleri kırparak, gece gizlice iplik kırpıkları­nı caminin duvarının örüldüğü harca karıştırmı­ş. Ertesi gün ustalar hiçbir şeyden haberleri olmadığı için kadının iplik karıştırdı­ğı harcı duvar yapmada kullanmışl­ar. Bir gün camiyi yaptıran sevabı bana olacak diyen adam, rüyasında bir “pir” görmüş. O pir, “O caminin sevabı sana yazılmadı. Harçlara ipliğini karıştıran kadına yazıldı” demiş. Bu yüzden caminin adı İplikçi Camii olarak kalmış.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye