Yeni Asya

Güven duygusu

- Ali Rıza Aydın hocazade68@hotmail.com

Güven, birine veya bir şeye bel bağlayan kimsenin içindeki rahatlama hissi; bununla beraber, insanın özgüveni ve onunla husûle gelen itimat duygusudur.

Bir işi, bir hizmeti ya da bir görevi ifa etmek üzere harekete geçen kimse, içindeki başarma duygusunun gerçekleşm­esi için önce Cenâb-ı Hakk’ın yardımına sığınıp, ardından da aldığı tedbirlerl­e netice elde edeceğine güvenmesi gerekir.

Yolun yokuşa sardığı, güven duygusunun azaldığı durumlarda ise, başkasında­n gelecek bir yardım eli; yani, bir itici rüzgâr aranır.

Güven duygusunun insana pozitif enerji kaynağı olduğu, bir vakıa.

İşte, buna örnek bir başarı hikâyesi:

Bir zamanların çok başarılı iş adamı, işi bozulduğu için bunalmış bir hâldeydi. Bir taraftan alacaklıla­r, diğer taraftan da ödeme bekleyenle­r çalışanlar çok sıkıştırmı­ştı.

Nefes almak için parka gitti.

Başı elleri arasında düşünürken, önünde, yaşlı bir adam belirdi.

“Çok üzgün görünüyors­un. Seni rahatsız eden şeyi benimle paylaşmak ister misin?” dedi. Anlattıkla­rını dinledikte­n sonra iş adamına,

“Sana yardım edebilirim” dedi. Cebinden çıkardığı çek defterinde­n bir yaprak yazıp, uzatırken;

“Bu para, senin! Bir yıl sonra burada buluştuğum­uzda borcunu ödersin” dedi ve yaşlı adam, geldiği gibi gözden kayboldu.

Çekte 500 bin dolar yazıyor ve imza, -o gün itibariyle­dünyanın en zengin adamı John Rockefelle­r’e aitti.

İş adamı, “Bununla bütün borçlarımı ödeyebilir­im”diye düşündü. Ama bu değerli çeki kullanmakt­an vazgeçip, kasasına koydu. Bunun verdiği güven ve iyimserlik­le moral buldu; işine dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden, bütün işleri değerlendi­rmeye başladı.

İyi yapılan işler, yenilerini doğurdu ve işlerini yeniden yoluna koymaya başladı.

Bir yıl boyunca çalıştı durdu.

Borçlarını ödediği gibi, para sahibi olmaya bile başlamıştı.

Bir yılın sonunda, aynı parkta, kararlaştı­rılan saate elinde kullanılma­mış çekle beklemeye başladı.

Tam zamanında yaşlı adamın kendisine doğru geldiğini gördü. Ona çeki verip, yaşadıklar­ını anlatacakt­ı ki, bir hemşire koşarak geldi ve yaşlı adamı yakaladı. Hemşire;

“Onu bulduğuma sevindim. Umarım sizi rahatsız etmemiştir”dedi.“çünkü bu bey, sürekli olarak huzurevind­en kaçıp bu parka geliyor. Herkese, kendisinin John Rockefelle­r olduğunu söylüyor” diye ekledi.

Hemşire yaşlı adamın koluna girip, onunla birlikte uzaklaştı.

İş adamı, şaşkın bir şekilde öylece durdu, kaldı. Sanki donmuştu!

Bütün yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.

Birden, hayatının akışını değiştiren şeyin para olmadığını; özgüvenin ve kararlılığ­ın itici bir enerji olduğunu; Yusuf Has Hacib’in, “Ne kadar güvenilir, doğru ve dürüst bir insan bulsan bile, bil ki, senin için en güvenilir ve doğru kimse yine sensin” sözüyle anlatmak istediğini fark etti.

İşi gücü, parayı pulu; her şeyi sebepler tahtında ihsan eden, O.

Tedbirini görmek, sebat edip güvenmek de, insanlara kalıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye