AMERİKA ORDULARI EVLERİNE DÖNECEKLER Mİ?

Amerika’nın Suriye’den çekileceğini Dünya kamuoyuna duyurması, bildiğiniz üzere büyük gürültülere kapı araladı. Okuyucularımız, 11 Eylül İhtilâli ile birlikte Birleşik Devletlerin bünyesine sızan onbinlerce neocon elemanının, ABD üzerinden yeni bir Dünya düzeni kurmaya başladıklarını iyi bilirler. Bilhassa buradaki neocon ve neoliberallerin ittifakı bu ihtilâl sürecinde büyük rol oynadı. Bir kısım basının son zamanlarda “Ulus Ötesi Sermaye“olarak isimlendirdiği neocon-neoliberal kapitalin mevcut devletlerin siyasetlerine müdahalesini de bu sayfaya dahil ettiğimizde, gidişatın hem Dünya’mızın, hem demokrasilerimizin ve hem de insaniyet cihetiyle felâkete sürüklendiğini birçok düşünür, yazar ve politikacıdan sıkça duymaya başladık.

Bundan onbeş-yirmi sene önceki Yeni Asya arşivlerine girip okuduğunuzda, Risale-i Nur perspektifinden Dünya hadiselerine bakan gazetemizin; Pentagon’un Amerikan halkının inisiyatifi ile paralel çalışmadığını ve bir kısım sermayedarların istekleri istikametinde Amerikan ordusunun Dünya’nın dört bir köşesine konuşlandırıldığını yazmıştı. Yıllar önce, Körfez başta olmak üzere birçok savaşın Amerikan halkını fukaralaştırdığını ve bazı büyük şirketlerin bu çatışmalardan yararlandıklarını gazetemiz haber vermişti.

Neocon ve neoliberallerin 1980’lerden bu yana tezgâhladıkları lokal ve global ihtilâllerin mahiyetini yalnızca teknolojik gelişmeler ortaya koymuyor. Dünya milletlerinin uyanarak hürriyet ve demokrasiye yönelmeleri, ihtiyaçları şiddetlendiren yeni medeniyetin insanlığı kıt’alar arası göçlere sevk etmesi ve iç savaşlarla koloniyal örtülerin uçuşmaları, hakikaten Dünya’mızda kapalı ve mahrem bir köşe bırakmadı.

NEOCONLARLA AMERİKA’NIN İÇ SAVAŞI…

Büyük ve dehşetli iç savaşların Önasya’da ve bilhassa Suriye ve Irak’ta yaşandığını görüyoruz. Avrupa ve bilhassa Amerika’yı yakından seyredenler, bu küçük savaşların oradaki büyük çekişme ve çatışmalarının birer yansıması olduğunu göreceklerdir. Neoconların önde gelen şahsiyetlerinin elektronik ansiklopedilerdeki tarihçe-i hayatlarına ve eserlerine girdiğinizde, antidemokrasizm ve dinsizlik adına Dünya’ya hâkim olmak isteyen bu dehşetli şahsiyetlerin günah galerilerini ürpertiler içinde okuyorsunuz. Bir kısmı hayattan çekilmiş ve diğerleri de Cehenneme gidenleri takip üzre sıra bekleyen meşhurları az çok duymuşsunuzdur: Savaş, çatışma, entrika, müdahele, işgal ve talanı genellikle yalan ve desise ile işleyen bu ekibin; Amerikancılık maskesi altında Pentagon ve Dışişleri ile işi organize ettiklerini de o elektronik sayfalarda okuyabilirsiniz. Zira bahsettiğimiz o şahsiyetlerin; ulus ötesi sermayedarlarla fevkalâde önemli mekteplerde ve enstitülerde yetiştirildikten sonra söz konusu yerlerde (genellikle Pentagon, Dışişleri ve medyada) çalıştıklarını hayat hikâyelerinden anlıyorsunuz. Bir kısmı siyonist ve diğerleri ise İsrail müttefiki olan bu kişileri zirveye ulaştıran 11 Eylül İhtilâli ve sonrasını dikkatlice inceleyenler, Amerika’daki bu büyük savaşın boyutlarını göreceklerdir, kanaatindeyiz.

Pentagon’daki faaliyetleri ile NATO’DA da önemli mevkileri alacaklarından elbette şüphe duyulmaz. Avrupa Birliği’nin PESCO’YU (Avrupa Ordusu) kurma kararının arkasında, işte bu ekibin önemli yerleri ele geçirmesi hareketi de var. İşte böyle bir vaziyette, Amerika halkının vergileriyle yaşayan Amerikan Ordularının neocon-neoliberal hedelere hizmet etmesine hangi Amerikalı evet diyebilir ki...