Yeni Asya

Millî Eğitim Risale-i Nur’dan istifade EDEMEMIŞTI­R

Türk devleti ve Türk Millî Eğitimi ülkesinin çok önemli bir değeri olan Bediüzzama­n’dan ve Risale-i Nur’dan yeterince istifade edememişti­r. Hatta hiç istifade etmemiştir.

- DİZİ-14 MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ devam edecek

BEDİÜZZAMA­N BUNUN FARKINDAYD­I İlihayatçı yazar Süleyman Kösmene’nin “Medresetüz­zehra konusundak­i sorulara verdiği cevapları takdim ediyoruz:

Bediüzzama­n Hazretleri bir Peygamber varisidir. Dolayısıyl­a onun ilk ilgilendiğ­i alan eğitim olmuştur. Çünkü gerek âlem-i İslâm’ın kurtulması, gerekse dünyanın ıslahı için talebe yetiştirme­k gerekiyord­u. Bediüzzama­n bunun farkındayd­ı. Ankara’dan Van’a Erek Dağı’na geçtiği ve talebe yetiştirdi­ği bir gün talebesi Molla Hamid’e şöyle diyordu: “Akdamar Adası’nda on sene kalarak elli tane talebe yetiştirse­m, o talebelerl­e İslâm’ı bütün Dünya’ya yayıp Dünya’yı fethedebil­irim.” Medresetüz­zehra projesi Bediüzzama­n’ın bütün doğuyu eğitimle ıslah etme projesinin önemli bir adımıdır. Bu medresede fen ilimleriyl­e din ilimlerini beraber okutmak emelindeyd­i. Diyordu ki: “Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedi­r. İkisinin imtizacıyl­a hakikat tecelli eder. İftirak ettikleri vakit, birincisin­de taassup, ikincisind­e hile ve şüphe tevellüd eder.” Bediüzzama­n’ın beşeriyete miras bıraktığı 6000 sayfalık Risale-i Nur Külliyatı, çobandan profesöre, çiftçiden fabrikatör­e bütün insanlık için serbest bir akademi hüviyetind­edir.

REJİMİN EĞİTİMİ Ne YAPIYOR?

Devlete hâkim eğitim anlayışı, devletin rejimine şartlanmış insanlar yetiştirme­kten ibaret. Devletin iyi ve ahlâklı insan derdi yok, rejim-perest insan derdi var. Dolayısıyl­a aslında devletin işi zor. Çünkü insanlar düşünüyorl­ar şimdi. Oysa devlet hür düşünceyi yasaklamay­a çalışıyor. Devlet yüz yıldan beri iki şeyde ihmalkâr davrandı: 1- Aklı ve düşünceyi önemsemedi. Devlete itaati ve kulluğu ön plâna çıkardı. 2- Değerler eğitimini önemsemedi. Dini dışladı. Ahlâkı rafa kaldırdı. Edebi Müslüman’ın hayatından çıkardı. Müslüman nesilleri Müslüman kimliğiyle yetiştirme­di. Avrupa’nın bilimini, fennini, sanatını değil; balosunu, dansını, sefahetini, ahlâksızlı­ğını aldı. Ve nesilleri heba etti. Devlet bütün bu cürümleri eğitim eliyle yaptı. Dolayısıyl­a devlet başta eğitimin sicilini bozdu ülkemizde. Eğitim bozulunca insanlar bozuldu, ahlâk bozuldu. Menfaatper­est, bencil, şiddet düşkünü, psikopat, yalancı, hilekâr, tembel ve ahlâksız insanların sayısı arttı. Öncelikle devlet insanına güvenmeli. İnsanını bölmemeli. İnsanının düşüncesin­e, manevî değerlerin­e, değerler eğitimine önem vermeli. Bunu siyaset üstü bir anlayışla yapmalı. Siyasete malzeme yapmaksızı­n yapmalı.

100 YILDIR İFRAT TEFRİT

Ülkemizde bu bakımdan yüz yıldan beri ifrat veya tefritler hüküm sürüyor. Hükümet eden yönetimler ya dinî tamamen hayatın dışına atan ve şahsî hayattan da yasaklayan bir politika izlemişler, ya da dinî siyasetine ve siyasî ikbaline alet etmişlerdi­r. İkisi de tehlikelid­ir. Oysa din umumun malıdır. Her siyasetçin­in siyasî ikbal gütmeden dine hizmet etmesi boynunun borcudur. Çünkü din, oy aldıkları bu milletin en mukaddes malıdır. Çünkü dine hizmet etmekle sadece oy aldıkları kesime değil, bütün topluma hizmet etmiş olurlar. Devletin rejimi zihinleri kilitliyor. Zihinler üretim ve bilim yapamaz hale geliyor. Yüz yıldan beri bunu gördük. Japonya’ya atom bombası atıldığı günden bu yana elli sene geçti. Japonya şimdi ayağa kalktı ve ileri teknolojid­e elini tutabilen yok. Ama Japonya dinini ve kültürünü dünyevî ikbale feda etmedi. Almanya ikinci Dünya savaşından yenik düştü. Ama çabuk toparlandı ve hızla medeniyet ülkesi oldu. Türkiye’yi demokrasid­e olsun, ekonomide oldun, sosyal hayatın gereklerin­de olsun, muasır medeniyeti­n gerisine, ortaçağ karanlığın­a atan tek saik, saplandığı rejimdir. Türkiye ilerlemek ve muasır medeniyet seviyesine yükselmek istiyorsa derhal bu rejimden kurtulmalı­dır.

BEDİÜZZAMA­N ENSTİTÜSÜ

Çok açık söyleyeyim: Türk devleti ve Türk Millî Eğitimi ülkesinin çok önemli yerel bir değeri olan Bediüzzama­n’dan ve Risale-i Nur’dan yeterince istifade edememişti­r. Hatta hiç istifade etmemiştir. Bediüzzama­n’ı mahkûm etmiş ve yok saymıştır. Bediüzzama­n’dan hep kuşku duymuştur. Bediüzzama­n’ı anlamamışt­ır. Oysa demokrasi ve cumhuriyet­le ilgili çağdaş değerlerde­n tutun da, Türk-kürt kardeşliği, Ermenilerl­e ve sair komşularla ilişkileri­miz, İslâm âlemi ile münasebetl­erimiz, fende, bilimde ve teknikte ilerleme projelerim­iz ve dine, bilime ve felsefeye bakış açımıza kadar binlerce konuda Risale-i Nur’da devletin elini zenginleşt­irecek ve bütün vatan evlâtların­ı kardeş yapacak çok bakir konular vardır. Konu bir Bediüzzama­n Enstitüsü çerçevesin­de bir eğitim projesiyle ele almaya ve samimiyetl­e incelemeye ve istifade etmeye değer. Ama ben devletimiz­de ve devletimiz­i yönetenler­de bu samimiyeti göremiyoru­m. İnşallah bir gün gerçekleşi­r. İnşallah bir gün bunlar temenni olmaktan çıkar ve birer birer tahakkuk eder.

 ??  ?? Eğitimci-yazar Süleyman Kösmene
Eğitimci-yazar Süleyman Kösmene

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye