“Ey Trump!”tan “Sayın Trump!”a
Tolarak rump’un “Kürtlere saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik mahvedeceğiz!”tehditli hakâretâmiz tweetine mâlûm önce - Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, “Suriyeli Kürtleri PKK ile bir tutmak ölümcül bir hatadır. Sayın Donald Trump, teröristler ortağınız ve müttefikiniz olamaz” diye tepki gösterdi. Peşinden Millî Savunma Bakanlığı, Erdoğan’ın yaklaşık 3,5 yıl önceki -26 Haziran 2015’de- Twitter hesâbındaki “Bütün Dünya’ya sesleniyorum; bedeli ne olursa olsun Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz” mesajını tekrar Twitterde paylaştı. Dışişleri Bakanı, “hiçbir tehdide pabuç bırakmayız!” diye meydan okudu. Peşinden Cumhurbaşkanlığı İletişim Sözcüsü’nün, “Meselemiz terör örgütüyle ve Suriye’deki uzantılarıyladır. Terörle mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir” yumuşak açıklaması dikkat çekti. Ve akabinde daha önce en ufak bir eleştiriye en üst düzeyde “Ey Trump!”, “Ey Amerika!” diye rest çeken Cumhurbaşkanı’nın çok sert çıkışı beklenirken, hatta bu beklentiyle “iktidara ilişik yorumcular” Trump aleyhtarı söylemlere başlarken,“sayın Trump’un kişisel hesâbından sarfettiği sözler doğrusu beni ve arkadaşlarımı çok üzdü” diye “üzüntüsünü” bildirmekle geçiştirmesi şaşırttı. Gerçekten her fırsatta Trump’a veryansın eden Erdoğan, neden Türkiye’yi küstah bir şekilde “ekonomik yıkım”la tehdidini âdeta geçiştirdi? Hangi sâikle Trump’un tehditler savurmasını“mesele”etmeyip, aynı gün telefonla arayıp görüştü; ve“20 millik güvenli bölge kuracağız” sözünü “memnuniyet”le karşıladı? “Kapsamlı, verimli, olumlu bir görüşmede bulundukları”duyuruldu? Sahi ne oldu da Trump’un tehdidi geçiştirilip “Ey Trump!”tan “Sayın Trump”a dönüldü? Bu durum, “Ankara’dakilerin Suriye’nin parçalanmasıyla Türkiye’nin sınırında ‘koridor devlet’e alan oluşturan ‘tampon bölge’ye peşinen ‘evet’ demekle Trump’un çizgisine geldiği” yorumlarına yol açıyor.