Yeni Asya

Burnumun direği sızladı

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Herkesin burnunun direğini sızlatan bir meselesi mutlaka olmuştur.

Olmazsa, insanî olmaz zaten.

Belki herkesin burnunun direğini sızlatan etken farklı farklıdır.

Aklıma takıldı, ‘neden burnun direği’ diye? Burnun bir özelliğind­en midir bu yoksa başka bir şey mi? Burun insanın en ince şeyleri hissettiği mekanizma olduğundan mıdır? Ya da en kırılgan direk olmasından mıdır?

Vakıa şu ki bu duygu insana çok yakın duruyor. İnsana insanlığın­ı, kulluğunu, acizliğini hatırlatıy­or.

R. N. Güntek n,“burnunun direği sızlaya sızlaya evini özlemek…” der bir cümlesinde. Demek bazen özlem, bazen kavuşmak, bazen kişiye göre daha başka bir anlam taşıyor bu duygu. Yaşayan insana göre renk alan bir şey. Kaynaklar, “Maddî veya manevî çok acı duymak, çok üzülmek…” gibi tanımlar sıralıyor, ama beni tatmin etmiyor bunlar.

İçimden, ‘Bu kavramın karşılığı çok daha farklı olmalı…’ diye geçiyor. Ama ben de tarif edemiyorum ki.

Her zaman acı mıdır bu duygu, yoksa değişken mi?! Bilmiyorum.

Gerçi kim bu duyguyu tarif etse, bu sefer o tarif kendine göre olacak?

Milyonları bulan arama ‘burnu sızlamış’ insan varlığını gösteriyor.

Her arama da ‘burnunu sızlatan etken’e çare arıyor.

Kim, hangi duyguyla aradı, taradı, karşısına ne çıktı, aradığını bulunca ne oldu bilmiyorum? Ama pek çok sorunun içinde kaldığım muhakkak.

Bir de onu ne çok değişik anlayan, yorumlayan var.

Bir şey, bu kadar mı farklı dokunur insanlara? Kim bulmuş bu sözü; kim, neden burnundan bulmuş bilmiyorum. Ama tutmuş.

Düşünün, ben bir fon müziği dinlerken yaşadım bu duyguyu.

Kanaatim o ki, bu söz ağızdan, burundan çok öte bir şey.

Bütün vücudunun, duyguların­ın özeti gibi süzülüp gelen bir duygu bu.

Çok derinlikli, incelikli bir şey. Yaşamadan anlaşılmay­an bir şey.

Kim bilir insanların burun direğini sızlatan meseleler kaleme alınsa ne dramatik hikâyeler çıkar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye