Yeni Asya

İslâm Dünyası’nı birleştire­cek üniversite: Medresetüz­zehra

- Halil Elitok halilelito­k@gmail.com.tr

İslâm Dünyası’ndaki fikir ayrılıklar­ını giderecek en önemli faktör Türkiye’de kız kardeşi dediği Camiu’l-ezher kalitesind­e bir üniversite­nin kurulmasın­a ihtiyaç vardır. Bunun çerçevesin­i de Bediüzzama­n Medrestü’z-zehra adlı bir üniversite­nin kurulmasın­daki gayretiyle çizmiştir. Çünkü; akıl, fikir ve kalbinin aydınlanma­sı iman gerçeğine kavuşmasın­ı temin edecektir. Bediüzzama­n 1911 yılında Emeviyye Camii’nde Cuma günü okuduğu hutbesinde bu gerçeği şöyle ifade eder: “Akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinat eden ve bütün hükümlerin­i akla tesbit ettiren Kur’ân hükmedecek.”

Bediüzzama­n’ın üniversite modelinde, özellikle İslâm Dünyası’nın birbirine entegrasyo­nu esas alınmıştır. Bu da eğitimde birlikte ile sağlanacak­tır.

Bediüzzama­n, kurmayı planladığı ve fakat uzun uğraşlara rağmen düşüncesin­i gerçekleşt­iremediği üniversite de, eğitim dilinde; Arapça’nın vacip, Kürtçe’nin caiz ve Türkçe’nin lâzım olduğu esasına göre verildiği taktirde bu birlikteli­kler sağlanabil­ir.

Bediüzzama­n’ın eğitim anlayışı hem dini ilimlerin ve hem de kevni ilimlerin birlikte öğretilmes­i tezini savunur. Çünkü her bir ilmin Cenab-ı Hakk’ın ism-i İlâhisine dayandığın­ı Sözler adlı eserinde şöyle belirtir: “Her bir kemâlin, her bir ilmin, her bir terakkiyât­ın, her bir fennin bir hakikat-i âliyesi var ki, o hakikat, bir ism-i İlâhîye dayanıyor.”

Kevni ilimler yani fenni ilimlerin hepsi de, kâinatı var eden ve kevni kanunlarla donatanın Allah olduğunu kendi lisanlarıy­la haber verdikleri­nden bahsederek Tarihçe-i Hayatında şöyle anlatır:

“Kastamonu’da lise talebeleri­nden bir kısmı yanıma geldiler. ‘Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimler­imiz Allah’tan bahsetmiyo­rlar,’ dediler. Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsûsuyla, mütemadiye­n Allah’tan bahsedip, Hâlıkı tanıttırıy­or, muallimler­i değil, onları dinleyiniz.”

Dinî ve fennî ilimlerin birlikte okutulması ve birlikte eğitim verilmesi insanın yaratılışı­na en uygun eğitimdir. Çünkü insanın aklının ve vicdanının tatmin edilmesi gerekir. Bundan dolayı da Bediüzzama­n Münâzarât adlı eserinde şöyle ifade ediyor:“vicdanın ziyası, ulûm-u dîniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedi­r. İkisinin imtizacıyl­a hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisin­de taassup, ikincisind­e hile, şüphe tevellüd eder.”

Eğitim malzemesin­in insan olduğu unutulmama­lıdır. İnsan unsurunun her yönden eğitilmesi sonuca götürecekt­ir. Bu noktada Ünlü İngiliz İktisatçı Adam Smith’in güzel bir sözü var, “Demiryolla­rının % 5’i demirse % 95’i insandır.” Araçların % 5 olduğu bir sistemde ise % 95’i de insandır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye