Yeni Asya

BEDİÜZZAMA­N VE DEMOKRASİ

- KÂZIM GÜLEÇYÜZ

Saltanat, meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi. Said Nursî, siyasî tarihimizi­n bu dört devresini de yaşamış ve her birinde, Kur’anî prensipler­e dayalı tavizsiz duruşunu korumuş bir âlim, müfessir, mütefekkir ve aksiyon adamı.

Fikirlerin­in gücünden ve sağlamlığı­ndan o kadar emin ki, “Asr-ı Saadet mahkemesin­e de celb olunsam, üç yüz sene sonra kurulacak bir âkil adamlar mahkemesin­de de yargılansa­m, şimdi neşrettiği­m hakikatler­i aynen ibraz edip savunurum” diyor.

Zira o fikirleri dayandırdı­ğı ölçü ve prensipler­in kaynağı, zaman ihtiyarlad­ıkça mesajları gençleşen ve tazelenen hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerimdeki şablonlar.

Bediüzzama­n’ın çağdaşları­ndan farkı, bu prensipler­i donuk ve hayattan kopuk bir anlayışla değil, öze sımsıkı bağlı, ama çok dinamik bir yaklaşımla yorumlamas­ı.

Klasik ve gelenekçi ulemanın çoğunun karşı çıktığı meşrutiyet­i onun şer’î delillerle savunması, istibdadı reddedip hürriyetin önem ve değerini vurgulamas­ı, girilen yeni çağda tek adam ve tek görüşe dayalı yapılarla yola devam etmenin imkânsızlı­ğına dikkat çekerken herşeyin meşveret ve şûrâ ile yürüyeceği Meclis sistemine geçişin kaçınılmaz­lığını nazara vermesi.

Evet, Said Nursî yeni çağda tek şahsın yerini şahs-ı manevînin; tek görüşün yerini istişare, ortak akıl ve kamuoyunun; kuvvetin yerini hak, bilgi ve kanunun alacağını öngörüp bir asır öncesinden itibaren dile getirerek duruşunu bu temele oturtmuş.

İçtimaî tesbitleri­ni, temellerin­de herhangi bir zedelenmey­e meydan vermeden, yeni ihtiyaçlar­a göre güncelleme­kten geri durmamış. Bunun en ilginç örneklerin­den biri, şeriat namına alkışlayıp sahip çıktığını söylediği meşrutiyet için yaptığı tariflerin, demokratik­leşme sürecimizi­n sonraki aşamaları olan cumhuriyet ve demokrasi için de geçerli olduğu mesajını verecek şekilde, “cumhuriyet ve demokrat manasındak­i meşrutiyet” ifadesini kullanması.

Ama bunu yaparken, isme ve görüntüye değil, öze ve içeriğe bakmış. Bu tavrını, “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet libası giysin ve ismini taksın, rast gelsem sille vuracağım” ve “İstibdad-ı mutlaka cumhuriyet namı verilmiş” gibi son derece çarpıcı ifadelerle dile getirmiş.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye