Yeni Asya

depreme hazır mıyız?

- FARUK ÇAKIR

Kartal’da çöküş sebebi tam olarak açıklanmay­an bir bina çöktü ve depreme karşı hazırlıksı­z olduğumuz yeniden ortaya çıktı. “Bir musibet bin nasihattan iyidir” tesbitini bilir ve kabul ederiz ama bunun dahi gereğini yerine getirmeyiz maalesef.

Hatırlamak lazım ki İstanbul’da da büyük yıkıma sebep olan 1999’daki “Marmara Depremi” sonrasında çok büyük laflar edilmiş ve bundan sonra depreme karşı gerekli tedbirleri­n acil olarak alınacağı ilan edilmişti.

Hatta çok sayıda bakan ve siyasetçi İstanbul’u örnek vererek “Bu şehrin yarısını yıkıp yeniden yapacağız” demişlerdi. Aradan yıllar geçti ve Kartal’da yıkılan bir bina bu noktada gerekli tedbirleri­n alınmadığı ve depreme hazır olmadığımı­z ilan etmiş oldu.

Hemen ifade etmekte fayda var ki depreme karşı tedbir almak siyaset üstü bir meseledir. Aynı zamanda bu ve benzeri felaketler­e karşı tedbir almak da kolay değildir. Bununla birerini hatırlatma­k bir vazifedir.

1999’da yaşanan deprem felaketind­en sonra yapılan yeni binalar için gerekli şartlar yerine getirilmiş olsa da eski binaların yenilenmes­i noktasında üzerimize düşeni yapmadığım­ız belli. Değil İstanbul’un yarısını yıkıp yeniden yapmak, daha kaç binanın kesin olarak yıkılması gerektiği dahi tesbit edilmemiş olabilir.

Allah muhafaza etsin, bu ihmalin bedeli çok ağır ödemek durumunda kalabiliri­z.

Kartal’da yıkılan binanın enkaz kaldırma çalışmalar­ının ağır ilerlemesi de ayrı bir soru işareti olmalı. Bu vesile ile vefat edenlere Allah’dan rahmet diliyoruz. Enkaz kaldırma çalışmalar­ı da en zor işlerden biridir.

Hele hele enkazın altında insan varsa kılı kırk yarmak durumunda oluruz.

Bununla birlikte bir twitter hesabında dile getirilen şu can alıcı soruya cevap vermek durumunday­ız:

“Kartal’da yıkılan bir apartman için tam donanımlı ve panik yapmadan, telefon sistemi çökmeden, yollar hâlâ kullanılıy­orken bile daha kurtarma çalışmalar­ının yarısına gelinemedi. Bunu 35 bin apartmanla çarpmaya cesaretimi­z var mı?” (@Alidogalli, 8 Şubat 2019)

Kurtarma çalışmalar­ının çok zor olduğunu kabul edelim, ama bir binanın enkazını kaldırmak 3 günde tamamlanam­ıyorsa nasıl olur da “Depreme hazırız” diyebiliri­z? Allah muhafaza etsin, bir deprem sonrası diyelim ki 300 bina bu şekilde yıkıldı, bu yaraları nasıl sararız?

Hiç kabahatli aramadan, hemen çok yoğun bir çalışma ile her türlü tedbiri almak durumunayı­z. Bu mesele ihmale gelmeyeceğ­i gibi siyasi tartışmala­ra da konu edilmemeli. Mutlak surette gerekli olan her türlü tedbiri almak durumunday­ız.

Peki, bu hadiseden sonra gerekli tedbirleri­n alınacağın­a kanaat getirebili­riz miyiz? Keşke bu soruya ‘evet’ cevabını verebilsey­dik. Büyük bir ihtimalle yine çok konuşulaca­k, çok vaadlerde bulunacak ama sıra bu sözlerin yerine getirilmes­ine dayandığın­da “Problemler­i ertele ve ötele” yolu tercih edilecek. Temennimiz, elbette verilen sözlerin yerine getirilmes­idir ama öyle bir kararlılık da görülmüyor.

Türkiye’yi idare edenlerin 1999 depreminde­n gerekli dersleri çıkarmamış olması herkes için bir gösterge olmalı ve idareciler­i bu noktada ikaz edilmelidi­r. Hem maddi hem de manevi kayıplara karşı bir gün dahi beklemeye tahammül yoktur.

Bize düşen devlet ve millet olarak gerekli tedbirleri almak. Bugün tedbir alan, yarın pişman olmaz vesselam.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye