Adaletin Olmadığı Yerde düzen Olmaz
Adalet kavramının “eşitlik” anlamına istinaden insanlar arasında kanun ve kuralların eşitlik prensibine göre uygulanması, herkesin kanun önünde eşit olması ve hiç kimseye haksızlık yapılmaması hukukta adaletin temel prensibidir. İnsanlar arasında adaletin uygulanması sırasında tek tarafın ifadesiyle yetinmek veya peşin hükümlü davranmak adaletin ruhuna aykırıdır. Bu sebeple âdil bir yargılama için tarafları dinlemek ve onlara kendilerini savunma hakkı tanımak esastır.
Âdil insan olmanın en temel şartlarından birisi, kul hakkından kaçınmaktır. Günümüzde bir adaletsizlik uygulaması olarak görülen adam kayırma, torpil, işi ehline vermeme, iltimas gibi davranışlar son derece korkunç kul hakkı ihlâlleri ihtiva etmektedir. Kur’ân’a göre yöneticilik de yöneticiyi seçmek de birer emanettir. Dolayısıyla seçmen yönetici tercihinde bulunurken âdil davranmak zorunda olduğu gibi yönetim erkini eline geçiren idareci de yönettiği insanlar arasında âdil bir yönetim sergilemek zorundadır. Aksi tutumlar, emanete ihanettir.
Günümüzde dünyanın değişik coğrafyalarında masum insanlar ekonomik, etnik, dinî ya da ideolojik gerekçelerle öldürülmekte, zulüm ve işkenceler uygulanmaktadır. Allah’ın en güzel şekilde yarattığı ve şereli kıldığı varlığa insanca yaşama hakkı tanınmamakta, insanlık onuru ayaklar altına alınmakta ve çağdaş evrensel hukukun bile kabul ettiği insan hakları ihlâl edilmektedir. Bu durum, Kur’ân’ın emrettiği evrensel adalete tamamen aykırıdır.
Bütün bunlar dikkate alındığında, bireysel olarak mutlu, ulusal ve uluslar arası düzeyde huzurlu bir dünya inşa etmek, ancak herkesin hakkına razı olması, insan hakkı ihlâllerinin sona ermesi, ilâhî ve evrensel mesajlara sadâkat gösterilmesi ve insanlar ve toplumlar arası müsbet ilişkilerin temelini oluşturan adalet ve hakkaniyet ilkesine yeniden bir duyarlılık kazandırılmasıyla mümkündür. Aksi takdirde adaletin olmadığı yerde hak, hakkın olmadığı yerde huzur, huzurun olmadığı yerde dirlik ve düzen olmaz. Bu dirlik ve düzeni sağlayıp dünya barışını temin etmek için, dünyadaki her insan sorumluluk almak zorundadır.