Yeni Asya

Adaletin vazgeçilme­z Prensibi

-

3. Adalet kavramının “eşitlik” anlamından hareketle toplumun bireyleri arasında kanunların eşitlik ilkesine göre uygulanmas­ı ve herkesin kanun karşısında eşit tutulması, hukukta adaletin vazgeçilme­z prensibidi­r. Bu noktada İslâm, işlediği suçun cezasını çekme konusunda zengin‐fakir, yönetici‐yönetilen ayırımı yapmamakta­dır.

Hz. Peygamber de (asm) toplumun fertleri arasında adalete aykırı davranışla­rın olumsuz sonuçların­a dikkat çekmiş, Nisâ 135 ve Mâide 8 gibi âyetlerde emredilen “Şahitliği Allah için yap, bizzat kendinin ya da en yakınının aleyhine de olsa adaleti dimdik ayakta tut” gibi talimatlar­dan hareketle, “Allah’a yemin ederim ki, kızım Fâtıma da hırsızlık yapsa, onun da elini keserim” buyurmuştu­r. Yine o, “Ey Müslümanla­r! Siz Allah’ın tesbit ettiği cezaları (akrabalık veya toplumdaki gücü açısından size) yakın olsun uzak olsun herkes hakkında dosdoğru uygulayın! Sakın hiçbir kınayanın kınaması sizi bu konuda alıkoyması­n!” ifadelerin­i kullanmışt­ır. Çünkü insan, hangi kararın gelecekte hayır veya şer getireceği­ni bilemez. Dolayısıyl­a ona düşen adaletle hükmetmek ve işin sonucunu Allah’a bırakmaktı­r.

4. Konusu insanlar arası ilişkiler olan dâvâlarda adaleti tesis edecek hâkimin ilk görevi, her iki tarafı dinledikte­n görevlendi­receği zaman son derece âdil bir yaklaşımla, söz konusu işi yapmaya en lâyık olan kişiyi seçmelidir. Aslında böyle bir yaklaşım, ilgili işin başarılı bir şekilde yürütülmes­i adına da önemlidir. Şayet işi en iyi yapacak kişi yerine, âdil olmayan yöntemlerl­e ehil olmayan kişiler iş başına getirilirs­e, bu durum o toplumun felâketi demektir. Bu nedenle yönetici, kişiye göre iş planlaması yapmak yerine, işe göre en liyakatli insanı seçmek zorundadır. insanî birlik ve beraberlik­ten alan İslâm’a göre, toplumsal barış ve huzurun tesis edilmesi için yönetici ile halk arasında karşılıklı birtakım hak ve sorumluluk­lar vardır. İşte bu hak ve sorumluluk­ların en ideal şekilde yerine getirilmes­ini sağlayan adalettir. Örneğin yöneticini­n sorumluluk­larından birisi, halk arasında sevgi ve saygıya dayalı bir sosyal yapı oluşturmak ve bu yapıyı korumaktır.

Buna mukabil, halkın görevlerin­den birisi de söz konusu ortamı oluşturan yöneticiye karşı sevgi ve saygı duymaktır. Çünkü adaletin gerçekleşm­esini kolaylaştı­ran etkenlerde­n belki de en önemlisi, toplumun fertleri arasında muhabbeti tesis etmektir. Bu ortamı sağlama görevi, ilk önce toplumu yöneten bireye aittir.

Bu itibarla yönetici, yönettiği kişiler arasında sevgi‐saygı ekseninde adaletle hükmetmek zorundadır. Şayet yönetici bunu başarabili­rse, Hz. bozgunculu­k yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın!” (Şuârâ, 26/181-183)

10. Toplumun fertleri arasında adalet önemli olduğu gibi toplumlar arası ilişkilerd­e de adalet son derece önemlidir. Zira uluslar arası ilişkilerd­e arzulanan verimliliğ­i elde etmek, ancak toplumları yönetenler­in âdil olmasıyla mümkündür.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye