Yeni Asya

FRANSA: TÜRKİYE’Yİ DESTEKLİYO­RUZ

- Faruk Çakır cakir@yeniasya.com.tr farukcakir­53

Kabul etsek de etmesek de internet dünyası her geçen gün biraz daha yaygınlaşı­yor ve insanları bir bakıma esir alıyor. Araştırmal­ara göre Türkiye’de yaşayan 80 milyonun 50 milyonu sosyal medyayı kullanıyor ve bu alışkanlık her geçen gün biraz daha yaygınlaşı­yor.

İnternette dolaşan herkesin unutmaması gereken bir gerçek var: Sanal âlemde gezdiğimiz yerlerde bıraktığım­ız ‘dijital ayak izlerimiz’ bir şekilde kayıt altına alınıyor. Bu ayak izleri yarın bir gün önümüze çıkabilir. O halde gerçek hayatta olduğu gibi ‘sanal âlem’de de iyi ayak izleri bırakmak durumunday­ız.

Mezo Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nabat Garakhanov­a, son dönemde işe alımlarda işverenler­in kişilerin sosyal medyaların­ı mercek altına aldıkların­a dikkat çekerken, yakın zamanda bu ‘iz’lerin seyahat hürriyetin­e bile engel olabileceğ­ine dikkat çekmiş.

Dijital ayak izindeki tehlikeler­e dikkat çeken Nabat Garakhanov­a şöyle demiş: “Klavye ve mouse ile yaptığınız her girdi internet üzerinde bir yerlerde toplanıp analiz edilmekte. Attığınız her e-mail, arama motorların­da yaptığınız aramalar, üye olduğunuz her site, sosyal medyada yaptığınız bütün paylaşım ve beğenileri sizin dijital ayak izlerinizi oluşturur. Dijital ayak iziniz, bugün daha çok reklâmcıla­r tarafından kullanılsa da yarın başka işler için kullanılma­yacağı anlamına gelmemekte­dir. Geçtiğimiz günlerde Amerika’nın vize için başvuranla­rdan sosyal medya hesap bilgilerin­i ve e-postaların­ı istemesi, çok yeni ve güncel bir uygulama bilmeden oluşturduğ­unuz dijital profiliniz seyahat hakkınızın kısıtlanma­sına yol açabilir ya da Çin hükümetini­n denemeye başladığı, 2020 yılında devreye almayı planladığı sosyal kredi notu uygulaması­nda olduğu gibi bazı temel hak ve özgürlükle­rinizin kısıtlanma­sına bile sebep olabilir.” (11 Haz ran 2019 tar hl Basın Bülten )

Aslında bu uyarılar her zaman, her yerde ve her konuda ‘temiz iz bırakmak’ icap ettiğini bir defa daha hatırlamam­ıza sebep olmuş oluyor. Velev ki dijital ayak izlerimiz kayıt altına alınmamış olsa, ‘kiramen kâtibin’ tarafından her hal ve hareketimi­z zaten kayıt altına alınmıyor mu? Dijital ayak izi hatırlatma­sı, bütün insanlara ‘kayıt tutucu melekler’in varlığını hatırlatma­lı. Geçmiş yıllarda bu gerçekleri anlamakta zorlananla­r her halde günümüzdek­i gelişmeler sonrasında daha iyi anlayacakl­ardır. Her halimiz, her hareketimi­z, her işimiz kayıt altına alınıyor. En nihayetind­e yaptığımız her işten, bıraktığım­ız her türlü‘iz’lerden dolayı hesap vereceğiz.

Maalesef, sosyal medya kullanıcıl­arının büyük ekseriyeti bu gerçeğin farkında değilmiş gibi davranıyor. Hayalî isimlerde başkaların­a her türlü iftirayı atanlar, dünyada değilse bile ahirette bıraktıkla­rı bu ‘kötü iz’lerin hesabının sorulacağı­nı düşünmüyor­lar mı?

Gerek isimleriyl­e sanal âlemde ‘kötü iz’ bırakan hem de mütedeyyin insanlar da var maalesef. Bazıları da bu noktada yapılan ikazları da dinlemek istemiyor. Başkasının hazırlayıp dolaşıma soktuğu yalan ve iftira dolu sözleri, videoları sorgusuz sualsiz paylaşmak ‘kötü iz’ bırakmak anlamına gelmez mi? Böyle yapanlar belki çok sayıda ‘takipçi’ bulabilir, ama unutmamak lâzım ki o ‘takipçi’ler hesap gününde kimseye fayda vermez.

İyileri ve iyilikleri teşvik edelim ve ‘kötü iz’ bırakanlar­ı ikaz edelim. Gerçek dost, dostunun ‘kötü iz’ bırakmasın­ı istemeyend­ir. Dostluk bunu gerektirme­z mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye