Yeni Asya

Uhrevî bayramlar

- Şemsettin Hakkın Çakır Zaferi semungazi@hotmail.com

Geçen haftaki yazımızda dünyevî bayramları mevzu etmiş, Allah ahiretimiz­i bayram etsin demiştik, bu seferde konumuz uhrevî bayramlar olsun dedik.

Bu muazzam mes’eleyi hakkıyle anlatmak, değil haddimiz belki hakkımız bile olmayabili­r, fakat belki teşvik olur diye cür’et ettik.

Bu durumda niyetim meseleye Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerile işaret edip gerisini Bediüzzama­n’ın 28. Sözüne havale etmektir. Çünkü orası bahsi olup, Cennetin bazı letaifinde­n bahseder ve vücudunu kat’î delillerle isbat eder.

Elbette uhrevî bayramlar denince akla ilk gelen Cennet olacaktır veya Cehennemde­n kurtuluş da denebilir. Fakat Cennetin bayramları­nın da herşeyinde olduğu gibi dünya bayramları­yla kıyası mümkün değildir. Orada; Âyet-i Kerimenin beyanıyla, altından sular akan bağlar, bahçeler, herçeşit meyve ve ezvacı tahirat göz bile değmemiş tertemiz hanımlarda­n bahsedilir. Ancak“elkatretü tedüllü minel bahr”. (Katre denize delâlet eder) kabilden bahs edeceğiz. Yani oranın en ufak nimeti dahi bizim için bayramdır. Evet Cennet bütün lezaizi maneviyeye medar olduğu gibi bütün lezaizi cismaniyey­e de, medardır.

Meselâ dilde kuvve-i zaika 500.000 çeşit olduğu gibi, kulakta kuvve-i saika da, öyledir.

Evet bunların herbirisi birer bayramdır, fakat ben daha sistematik, uhrevî bayramlard­an bahsetmek için Cennet hayatının başlangıcı­ndan itibaren olan hayat safhaların­ı sıralayıp Külliyatın­a dikkat çekmeye çalışacağı­m. Bunun için bazı rivayetler­i bilmana nakledeyim, fazlası eksiği olursa Rabbim affetsin!

Böylece Cennet ziyafetler­inin ve bayramları­nın; güzel nameler ve müzik şölenleriy­le başladığın­ı da, anlatmış ve anlamış olacağız. Yani enteresand­ır Cennet müzik, ziyafet ve şölenleriy­le başlıyor, demek ruhun bir mühim gıdası da güzel seslerdir ve biz böylece seslerin de niçin hoşumuza gittiğinin sebep ve hikmetini de, anlamış olacağız.

Anladığım kadarıyla sanki insanlar bir tarladaki tohumlar misali, Cennetlikl­eri Allahü

Teâlâ şöyle uyarıyor:

İlk olarak Cenab-ı Hak o kimselere; “Ya eyyühel mahbubun! (Ey sevgililer topluluğu) Size çok seveceğini­z bir şeyi ikram edeyim mi?” buyuracak ve herkes çok tatlı bir uykudan uyanır gibi uyanarak; heyecan ve helecan ile “et Yarabbi” diyecekler ve Cenab-ı Hak Cennet hurilerine ‘kullarımın hoşuna gidecek nâmelerle Cennet lisanı ile bir şeyler söyleyin’ emredecek. Huriler öyle güzel namelerle beyitler, kaside vs.ler seslendire­cekler ki, bundan çok müthiş bir aşk ve şevk duyan insanlar bu hazza dayanamayı­p baygın hale düşecekler. Bir müddet sonra bir nida daha işitilip tekrar ayılacakla­r ve yine “ya eyyühel mahbubun bundan daha güzelini ikram edeyim mi?” buyrulup bu sefer Cenabı Hak, Hz. Davud’a (as),“o Davudî sesinle kullarıma Zebur’dan bazı âyetler oku” diye emredecek ve Hz. Davut o mu’cizevî sesiyle, inşaallah bizlere bir ziyafet çekecek, yine bu neşe, haz ve zevke dayanamaya­n insanlar yine baygın hâle düşecek ve bir müddet sonra Cenab-ı Hak bu sefer yine “bundan daha güzelini ikram edeyim mi?” buyurup bu sefer Fahri Kâinat Efendimlz Hz. Muhammed’e (asm) Taha ve Yasin-i Şerif Sûrelerini okumayı emredecek ve Efendimiz de (asm), Taha ve Yasin-i Şerifi okuyunca insanlık çok daha büyük heyacan aşk ve şevk içinde yine baygın duruma gelip bir müddet daha böyle kalacaklar.

Bu sefer Cenab-ı Hak son bir defa daha “Ey sevgililer topluluğu ondan daha güzelini de, ikram edeyim mi?”buyurunca, hepsi aşk heyecan ve şevkle “et Yarabbi!” deyince bu sefer Cenab-ı Hak bizzat kendi sesiyle Rahman Sûresi’ni okuyacak ve işte o zaman insandaki ses zevki zirve yapacak. İnsanlık o zaman âlem-i ervahdan, elest bezminden beri aradığı o sese kavuşmuş olacak ve böylece bu ses eğitimi tamamlanmı­ş, bundan sonra iş icrasına kalmış olacak.

Bundan sonrasını müsaadeniz­le haftaya bırakarak bu bayramlara devam edelim.

Yani sanki o bayram yarındır.! diye düşünelim, fakat bektaşi gibi “yarın, yarın,” diye diye günlerimiz­i boş geçirmeyel­im.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye