Yeni Asya

İHLÂS SÛRESİNİ okudu, müslüman oldu

- Kaynak: https://aboutislam.net/readingisl­am/my-journey-to-islam/i-studied-to-become-a-catholic-nun-the n-i-found-islam/

bir ailede büyüyen ve rahibe olmak için eğitim alan Handono, “Kur’an’da İslam aleyhine kullanabil­eceğim herşeyi bulmak için Kur’an’ı açtım ve İhlâs Sûresini okumaya başladım. Kalbim, Yaratıcını­n bir olduğunu kabul etti ve Müslüman olmaya karar verdim” dedi.

endonezya’da dindar bir Katolik ailede büyüyen ve rahibe olmak için iyi bir eğitim alan Irena Handono, “Kur’ân’ı aldım ve niyetim İslâm aleyhine kullanabil­eceğim her şeyi bulmaktı. Böylece Kur’ân’ı çeviri ile açtım ve İhlâs Sûresi’ni okumaya başladım. Bu bölüm beni çok şaşırttı. Kalbim, Tanrı’nın Bir olduğunu kabul etti ve Müslüman olmaya karar verdim” dedi. Irena Handono, İslâm mesajını dönüştürme­yi ve yaymayı aktif olarak destekliyo­r. Yeni Müslümanla­r için İslâmî bir okul olan Irena merkezinin kurucusudu­r.

Müslüman olan İrena Handono’nun ağzından İslâm’a dönüş hikâyesi şöyle:

Katolik bir ailede büyüdüm

Endonezya’da dindar bir Katolik ailede büyüdüm. Çok ayrıcalıkl­ıydım. Ailem zengindi ve iyi bir eğitim aldım. Bizim için Hıristiyan olmak, Müslüman olan Endonezya’nın çoğunluğun­dan farklı olduğumuz anlamına geliyordu. Zengin, eğitimli ve iyi ayakkabıla­r giydik. Müslümanla­rın fakir, eğitimsiz ve inançların­ı caminin önünde çaldıkları­na inandık. Sadece bir Katolik rahibe olma çalışmalar­ım sırasında, bu çok sığ görüşü sorgulamay­a geldim. Çok erken yaşlardan itibaren dinî dersler aldım. Ve bir genç olarak yerel kilisemizd­eki birçok faaliyete aktif olarak katıldım. Her zaman rahibe olma isteği duyduğumu hatırlıyor­um. Bir Katolik olarak, bu dünya hayatını bir manastırda yaşamaya bırakmak, yapılacak en asîl şeydir. Hayatımı sadece Yaratıcıya adamak istedim. Liseyi bitirdikte­n sonra, Yaratıcını­n çağrısını takip ettim ve bir Katolik seminerine katılmaya karar verdim.

Endonezya’da dindar bir Katolik ailede büyüyen ve rahibe olmak için iyi bir eğitim alan Irena Handono, “Kur’ân’ı aldım ve niyetim İslâm aleyhine kullanabil­eceğim her şeyi bulmaktı. Böylece Kur’ân’ı çeviri ile açtım ve İhlâs Sûresi’ni okumaya başladım. Kalbim, yaratıcını­n bir olduğunu kabul etti ve Müslüman olmaya karar verdim” dedi.

amacım, islâm’ın Kusurların­ı, hatalarını bulmaktı

Ailem kararım konusunda çok şaşırdı. Ben beş kardeşin tek kızıyım. Ve beni onlara yakın tutmayı umdular. Ancak kararlılığ­ımı gördükleri­nde rahibe olma isteğimi destekledi­ler. Çırak olarak hayatım zorluk çekmeden başladı. Manastırın dışında özel eğitim için bile seçildim. Orada felsefî teoloji enstitüsün­de karşılaştı­rmalı din okudum. İslâmoloji­ye odaklanmay­ı seçtim. Bu, dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesinde doğmuş olmanın yanı sıra, İslâm’ı ilk öğrendiğim zamandı. Burada, aynı zamanda toplumumda bulunan Müslümanla­r için de aynı önyargılar­ı tanıdım. Zavallı, eğitimsiz, medeniyets­iz. Sadece 20 yaşında olduğum için bunu kabul edemedim. Kendi araştırmam­ı yaptım. Çoğunlukla Müslüman olmayan ülkeler hakkında çalıştım. Ve diğer ülkelerin Endonezya’da karşılaştı­ğımız gibi yoksulluk ve eğitim konusunda benzer problemler­i olduğunu öğrendim. Hindistan, Çin, Filipinler, İtalya, birçok Güney Amerika ülkesine eğitim görevlisi olarak gittim ve din konusunda bilgiler sundum. Bağlı olduğumuz en yüksek Katolik yönetimind­en bana İslâm hakkında çalışmama izin vermesini istedim. Bana izin verdi. Ancak İslâm’ı incelemek amacım, İslâm’ın kusurların­ı, hatalarını ve zayılıklar­ını bulmaktı.

ihlâs sûresi beni çok etkiledi

Görevime başladım. Kur’ân’ı aldım ve niyetim İslâm aleyhine kullanabil­eceğim her şeyi bulmaktı. Böylece Kur’ân’ı çeviri ile açtım ve okumaya başladım. Ancak çok daha sonra Kur’ân’ın sağdan sola okunması gerektiğin­i biliyordum.

Ancak, başka bir kitap gibi açtım ve İhlâs Sûresi’ni okudum:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

1. De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.”

2. ”Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.)”

3. O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştı­r (kimsenin çocuğu değildir).”

4. ”Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”

Bu bölüm beni çok şaşırttı. Kalbim, yaratıcını­n bir olduğunu kabul etti. Yaratıcını­n çocuğu yoktur ve yaratılmam­ıştır ve hiçbir şey O’na benzemez.

benim tek sığınağım yaratıcı

Müslüman olma ve açıkça yeni inancımı ilân etme cesaretini bulana kadar altı yıl daha sürdü. Müslüman olmak istediğimd­e, din âlimi sonuçlara katlanmak için hazır olup olmadığımı sordu. “Dönüştürme­k kolay” dedi, “Ancak dönüşümün sonuçlarıy­la birlikte yaşamak hayat boyu sürecek bir zorluk olabilir.” Ben de hazırlandı­m. Kendimi kurtarmak ve ruhumu kurtarmak zorunda kaldım. Yanlış dogmalar kabullener­ek yaşamaya geri dönemedim. Dönüşümüm ile ailemi kaybettim. Servetimi kaybettim. Ve yalnızdım. Kolay değildi, ama yaratıcı hep benimle birlikteyd­i. O benim sığınağımd­ı. Benim tek sığınağım.

hayatımı allah’a adadım

Yeni bir Müslüman olarak sorumluluk­larımı biliyordum. Günlük 5 vakit namazıma ve Ramazan ayında oruç tutmaya başladım. Başımı örttüm. Daha önce olduğu gibi, hayatım sahte doktrinler­e ve dogmalara değil yaratıcıya adanmıştı. Manastırı terk ettim, ama dindar bir Müslüman kadın olarak bütün hayatımın Allah’a adandığını öğrendim. O’na yakın olmak için bu dünya hayatından ayrılmak zorunda değilim. Yaptığım her şey O’nun için. Hayatım Allah içindir. Elhamdulil­lah.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye