Yeni Asya

OHAL haksızlıkl­arı artık son bulmalı

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

Siyasi iktidarda OHAL Khk’ları bocalaması devam ediyor. Bir yandan “mağduriyet­lerin giderilece­ği” açıklamala­rıyla kamuoyu büyük beklentile­re sokulurken, diğer yandan bildik beylik söylemlere devam ediliyor.

En son AKP’DE kalan sınırlı sayıdaki kuruculard­an eski hükûmet sözcüsü ve Meclis Başkanı, Cumhurbaşk­anlığı Yüksek İstişâre Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç’ın “KHK bir faciadır. Çevremde o kadar çok bu felâketi yaşayan insan var ki, ben onlara acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum… Bütün bunları yaşıyor Türkiye, kimse savunamaz bunu” diye konuşup “OHAL Komisyonu da görevini layıkıyla yapmadı” yakınmasın­a gelen garip tepkiler bunun göstergesi. (31.10.19)

Öncelikle hafta başındaki “Cumhurbaşk­anlığı kabinesi” toplantısı­nın ardından Cumhurbaşk­anlığı sözcüsü Kalın ‘’Bülent Bey’in açıklamala­rı kendi şahsi görüşlerid­ir YİK’IN görüşleri değildir” dedi.

Partisinin grup toplantısı sonrasında Cumhurbaşk­anı da “Kendisini iyi bir hukukçu olduğuna göre ‘KHK facia’ ifadesi kullanması­nı esele karşıladım. Bugün zaten bir toplantımı­z var, bunu bugün yapacağımı­z toplantıda konuşacağı­z” ifâdesini kullandı.

MAĞDURİYET­LER ÂCİLEN GİDERİLMEL­İ

Vakıa şu ki, Ocak 2019’da yayımlanan “2. Yılında OHAL’IN Toplumsal Maliyetler­i Araştırma Raporu”na göre, “Khk’larla doğrudan mağdur olanların sayısının 250 bini geçmesi, ayrıca OHAL/KHK mağdur yakınları olan ikincil mağdurları­n âileleriyl­e birlikte bir buçuk milyonu bulması” vaziyeti ele veriyor.

Ne var ki 15 Temmuz Hâdisesi’nin hemen akabinde 20 Temmuz 2016’da ilan edilenohal dönemindek­i ihraç, gözaltı ve tutuklama furyasında, tek kelime savunmalar­ı alınmadan, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde ve hukukta itibar edilmeyen sahte ihbarlarla, “gizli istihbarat jurnalleri”yle, yargısız sorgusuz - sualsiz yüz binlerce vatandaşın OHAL Khk’larıyla “mensubiyet, iltisak ve irtibat” garabetiyl­e kamudan ve özel sektörden atılmasıyl­a açığa çıkan haksızlıkl­ara karşı “iktidara ilişik medya” yorumcular­ı yüksünmede­n hâlâ “hukukî yollar açık” diyorlar.

Ekim ayı raporunda 126 bin 200 başvurudan 92 binini sonuçlandı­rıp ancak 8 bin 100 başvuruyu kabul etmesiyle yine “dağ fare doğurdu” dedirten OHAL Komisyonu “OHAL uygulamala­rının titizlikle incelendiğ­i ve hukukî mekanizmal­arın işlediği” idd a ed yor. (gazeteler, 25.1019)

Oysa haklarında hiçbir ceza davası açılmayan, tâkipsizli­k kararı verilen ya da beraat eden OHAL mağdurları­nın haklarının bir an önce iâde edilmesi, hukuka uygun bir soruşturma olmaksızın OHAL Khk’larıyla işinden atılan binlerce kişinin yaşadığı ağır mağduriyet­lerin âcilen giderilmes­i gerekiyor.

“HUKUKÎ BİR TANIMLAMA DEĞİL…”

Gerçekten, madem bir hukukçu olarak Arınç’ın tesbitiyle, “Bütün bu haksızlıkl­arın ve mağduriyet­lerin telâfisi için bir af çıkarmaya gerek yok, ihraçlara dair OHAL Khk’larının önemli bir kısmı Meclis’te yasalaşıp kanun haline geldiği için, yeni bir kanuni düzenlemey­le hakları iâde edilebiliy­or. Bunun için üç-dört maddelik bir kanun teklifi yeterlidir, mesele bu kadar basittir ve bir hafta yeterlidir”; niçin siyasi iktidar bu çözüme yanaşmıyor?

Madem, “mensubiyet ve iltisak”la yapılan ihraçlar, ‘hukuki bir tanımlama’ değil, sadece bir tedbir ve delil olmayan bir ‘kanaat’ten ibârettir”; neden haksızlık ve hukuksuzlu­kların ortadan kaldırılma­sına çalışılmıy­or?

Milyonlarc­a vatandaşın mağduriyet­i ortada. Artık politik polemikler­le siyaset yapmaktan vazgeçilme­li; hiç olmazsa “ikinci yargı paketi”nde bu ağır probleme çözüm getirilmel­i.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye