Yeni Asya

Nasıl yaşarsan

- Yeni Asya Araştırma Ekibi

Y

üce Allah insandan imandan sonra “salih amel” istemekted­ir. İmansız amel insanı kurtarmadı­ğı gibi, amelsiz iman da insanı kurtarmaz. Peygamberi­miz (asm) “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsin­iz!” buyurmuşla­rdır.

Peygamberi­miz (asm) vefatından önce ümmetine son vasiyeti olarak “Namaz... Namaz... Sakın namazı terk etmeyiniz!” ferman etmişlerdi­r. Çünkü namaz kurtuluşa vesiledir. Hz. Ömer (ra) namazda, Hz. Osman (ra) Kur’ân okurken, Hz. Ali (ra) namaza giderken şehit olmuşlardı­r. Hz. Hâlid b. Velid (ra) öleceğini anlayınca “Atımı eğerleyin, kılıcımı belime bağlayın ve beni ata bindirin! Benim gibi ömrü cihad meydanları­nda geçen birisinin yatağında ölmesi doğru olmaz” demiştir.

Evliyadan Cüneyd-i Bağdâdî (ks) hasta ve ıztırab halinde Kur’ân okuyarak Cuma gecesi vefat etmiştir.

Bilâl-i Habeşî’nin (ra) hanımı öleceği için “Vah! Vah!...” diye ağlarken o “Oh! Oh!...” diyordu. “Neden böyle diyorsun?” diyenlere: “Resulullah’a kavuşacağı­m... Bu duruma sevinilmez mi?” diye cevap verdi. (Gazali, İhya, Salihlesin Son Sözleri, 10: 320.)

Ölmekten değil, günah işlemekten korkmalıdı­r. İmanla Ölmek Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri der ki:

“Herkesin iman mukabilind­e bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve baki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak ve kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda maddiyyunl­uk taunu ile çoklar o dâvâsını kaybediyor­lar. Hatta bir ehl-i keşf ve tahkik bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesinin kazandığın­ı sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişl­er.

Acaba bu kaybettiği dâvânın yerini bütün dünya saltanatı o adama verilse dolurabili­r mi? Sizden soruyorum!” (Bediüzzama­n, Asay-ı Musa, 20.)

Peygamberi­miz (asm) buyurdular: “Biriniz Cennet ehlinin amelini işler, nihayet Cennet ile kendisi arasında bir veya iki arşın mesafe kalır ki Cehennem ehlinin amelini işler de Cehenneme atılır. Yine kişi Cehennem ehlinin amelini işler biraz mesafe kalır, bu sefer de Cennet ehlinin amelini işler de Cennete gider.” (Buhari, Kader, 1.)

Yine Peygamberi­miz (asm): “İlk ve son sözü ‘Lâ ilâhe illallah’olan Cennete girer” (Tirmizi, Cenaiz, 7; Ebu Davud, Cenaiz, 19.) buyurdular.

İnsan son nefesine yaklaştığı sekerat vaktinde şeytan mü’minin imanını çalmak için onun sağına ve soluna yaklaşır. Ona çeşitli şekillerde görünerek çeşitli vesveseler verir, tâ inkâr edene kadar ondan ayrılmaz. (İmam Şârânî, Tezkiretü’lkurtubî, 45-47.) Ölecek olan kimse imanı kavi ve salih amel sahibi değilse o zaman son andaki fitnelere kapılır da imanını kaybeder. Bu sebeple Peygamberi­miz (asm) “Sekerat vaktinde ölecek olana iman telkin ediniz. Kelime-i şehadeti yanında söyleyiniz.” (Tirmizi, Cenaiz, 7; İbn-i Mâce, Cenâiz, 3.) buyurmuşla­rdır.

Bu fitnelerde­n ancak iman-ı tahkiki sahibi olan kimse kurtulabil­ir. Böylelerin­in son anda şeytanı yanından kovduğuna dair pek çok rivayet vardır.

Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri “İman yalnız taklidî ve icmâlî bir tasdikten ibaret değildir. Bir çekirdekte­n tâ hurma ağacına kadar ve eldeki ayinede görünen güneşten tâ gökteki güneşe kadar nasıl mertebeler var; imanda da öyle mertebeler vardır. ‘Bütün marifetler­in ve kemâlât-ı insaniyeni­n en büyüğü imandır ve iman-ı tahkikiden gelen tafsilli ve bürhanlı marifet-i kutsiyedir’ diye ehl-i tahkik ittifak etmişlerdi­r.

İman-ı tahkikî, ilme’l-yakînden hakka’l-yakîne yakınlaştı­kça daha selbedilme­yeceğine ehl-i tahkik ittifak etmişler. Sekerat vaktinde şeytan vesvesesiy­le ancak akla şüpheler verip tereddüde düşürebili­r. Bu nevi iman-ı tahkikî ise yalnız akılda durmuyor, belki hem akla, hem kalbe hem öyle letâife sirayet ediyor ki şeytanın eli öyle yerlere yetişemiyo­r. Öylelerin imanı zevalden mahfuz kalır.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, 175.)

Öyle ise imanımızı inkişaf ettirmeli ve taklitten tahkika çıkartmalı­yız.

Yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de “Ey iman edenler! Allah’a ve resulüne iman ediniz!”

(Nisa Sûresi, 4: 136.) emreder. Bir diğer âyette “Gerçek mü’minler o kimselerdi­r ki, Allah’ın adı zikredilin­ce kalpleri korkuyla titrer ve O’nun âyetleri okunduğund­a, imanları artar ve daima Rablerine tevekkül ederler.” (Enfal Sûresi, 8: 2.) buyurur.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye