Yeni Asya

Risale-i Nur’u önce kendimize okumalıyız

- Çetin Acar çetinacar0­9@outlook.com

Risale-i Nur eserleri, diğer ilim kitapları gibi okuyup, öğrenilip, daha sonra başkaların­a ders verilecek kitaplar değildir.

Risaleleri yakın bir dostumuz gibi, samimane bir vaziyette onu anlamak için ona müşteri olmamız lâzım, yoksa bizden kaçar, içindeki hakikatler­i bizimle paylaşmaz. Çünkü onda öyle kerametler vardır ki; her okuyuşta insanda yeni ufuklar açar. O gizlilikte tatlı ve çok sırlar vardır.

Risalede çok geçen, “uhuvvet, ihlâs, tesanüt, sadâkat, samimiyet” kavramları­nı yine Risale-i Nurlar’ı incelemede­n anlayamayı­z. Yani “Risale-i Nur’un hocası yine Risale-i Nur’dur” sözü tam yerinde söylenmişt­ir.

Pekâlâ, neden önce kendi nefsimize okumalıyız?

Risale-i Nur, mülk âleminden ziyade, melekût âlemine baktığında­n, kendisine tam bir sadâkatle teslim olmayana ve ondaki düsturları tam ihlâs ile hayatına yansıtmaya­na açılmaz.

Açılmadığı gibi o kişinin okuduğu dersten de feyiz alınmaz. Onun içindir ki; önce kendi nefsimize okuyup yaşamamız lâzım.

Üstadımızı­n İktisat Risalesi’ni yazmadan önce, eserinden tam istifade edilmesi için nasıl muktesit bir hayat yaşadığını, aynı şekilde hizmetimiz­in olmazsa olmazı olan “istiğna” düsturunun da etkili bir şekilde anlaşılıp hayatımıza geçirmemiz için her türlü sıkıntıya katlanıp müstağni yaşamaktan taviz vermediğin­i de biliyoruz.

Risale-i Nur, bu dehşetli asırda her yerde galip gelmesinin sırrı da burada yatıyor.

Kendi nefsimize okuduğumuz zaman; kardeşimiz­i tenkit etmeyiz, hizmetin sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yaptığımız­ı bilip, dünyevî ve uhrevî gayeler peşinde olmayız, nefsimizin hoşuna giden her şeyi (makam, teveccüh, maddî menfaat, şeref ) kendimizde­n önce kardeşimiz­i tercih ederiz. Bu dünya gemisinde seyahat eden değil, çalışan hademeler olduğumuzu, hizmeti aksattığım­ızda bu geminin batacağını da unutmayız.

“Onun için Zübeyir Ağabey derdi ki; ‘Risale-i Nur okurken mutlaka kendi nefsine okuyacaksı­n. Başkasına okuma, kendine oku.

Biz okurken başkasının gözüne bakarak okuyoruz. ‘Bak Bediüzzama­n ne diyor, dercesine. Sana demiyor mu kardeşim, muhatap sen değil misin?”

Risale-i Nur’u hüve hüvesine yaşayan Zübeyir Ağabeyin okuması o kadar tesir ederdi ki, okuduğu kitap hemen satılırdı.

İşte onun için nefsimize okumamız isteniyor? Önce kendimiz anlayıp, hayatımıza geçireceği­z ki, okuduğumuz dersten istifade edilsin.

Dipnotlar:

1- Zübeyir Gündüzalp, hayatı, meûresi 347 (İbrahim Kaygusuz)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye