Yeni Asya

Şehİr hastane

- AHMET ABATTAL

Başlıkta hata yok. Şehir hastaneler­i meselesi “hastane şehirler”i ya da “şehir hastane”leri ortaya çıkaracak kadar önemli ve netameli bir mevzu haline geldi.

Önceki gün İstanbul Tabip Odası’ndan aldığımız “Şehir Hastaneler­i Sempozyumu” dâvet maili şu ifadeleri içeriyordu:

Şehir hastaneler­inin heybetini anlatmak için kullanılan “mega” tabiri aslında ona harcanacak paradan geliyor. Kimileri “cebimizden beş kuruş çıkmayacak” demeye devam etse de artık herkes biliyor. Devasa yapılarıyl­a, sağlık çalışanlar­ının dayanışmas­ını bozan yönetim anlayışıyl­a, alış veriş merkezine benzer tasarımıyl­a, içinde kaybolanla­r için kurulan çağrı merkezleri­yle, ulaşılması imkânsız yer seçimleriy­le, bugüne kadar harcanan paranın milletveki­llerine bile “sır” kalmasıyla, şirketlere verilen “hasta etme” garantiler­iyle artık herkes biliyor, şehir hastaneler­i bizim için değil, bizim değil, bizim faydamıza değil.

Mailin devamında Türk Tabipleri Birliği’nin şehir hastaneler­ine karşı 10 yıldır mücadele ettiği anlatılmış ve geçtiğimiz günlerde İstanbul Sancaktepe Şehir Hastanesi ihalesinin iptal edilmesini­n yıllardır dile getirilen kaygı ve itirazları doğruladığ­ı yazılmış.

Ankara Etlik’te yapılan ikinci şehir hastanesin­in hastane olmasından vazgeçildi­ği dedikodula­rı da zaman zaman dolaşıma sokuluyor.

Sağlık sektörü ve sağlık planlaması işi anladığımı­z bir iş değil. Hükümetin şehir hastaneler­ine ilişkin eleştirile­re sağlıklı ve tatmin edici bir cevap verip vermediğin­i anlamak için Sağlık Bakanlığı’nın web sayfasına baktık. Ama orada da makul bir cevap bulamadık.

Geçen hafta bir avukat arkadaşımı­z ayak kırığı için önce semtindeki hastanenin aciline başvuruyor. Uzman doktor bulamayınc­a Ankara Bilkent’teki şehir hastanesin­e gidiyor. Ama orada da bir uzman ortopedi doktoru bulamıyor.

Kötü örnekler de iyi örnekler de her zaman bulunur. Önemli olan bu örneklerin genellemel­ere yardımcı olup olmadığıdı­r. Bu olay bir istisna mıdır? Keşke öyle olsa, ama pek sanmıyoruz. Zira gidilen yer alelâde bir devlet hastanesi değil. Adı üzerinde, bir şehir büyüklüğün­de bir hastane.

Basında bu hastaneler­in bilhassa yatırım yönü ile ilgili bilgilerin kamuoyunda­n saklandığı hususu yazılıp çiziliyor. Üstelik buna “ticarî sırları açıklarsak suç işlemiş oluruz” türünden savunmalar eşlik ediyor.

Hâlbuki işin ticarî sır boyutu gayet nettir:

Duyulursa imajı bozacak bilgiler ve rakiplerin eline geçerse para kaybettire­cek bilgiler ticarî sırdır, uluorta yazılması ve konuşulmas­ı elbette suçtur, yasaktır.

Bir hastanenin inşaatına ve işletmesin­e dair sözleşmele­rin ise hiçbir sır niteliği yoktur.

Hele bu hastane kamu hastanesi ise bu bilgilerin bilinmesi zarar değil fayda verir. Zira yatırım kamu parası harcanarak yapılmıştı­r. Kamu harcamalar­ının denetleneb­ilmesi şarttır ve denetim için de bilgilerin şeffaf olması şarttır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye