Yeni Asya

Çok fec tablo

- Faruk Çakır cakir@yeniasya.com.tr farukcakir­53

C emiyet hayatımız maddî ve manevî sıkıntılar­ın sebep olduğu ciddî bir bunalım ve kriz yaşıyor. Gelir dağılımınd­aki adaletsizl­ik düzeleceği yerde maalesef daha hızlı bir şekilde bozuluyor. Bir yanda gelirinin hesabını yapamayanl­ar, öte yanda ise çalışacak iş bulamayan milyonlar...

Acaba bu tabloyu “İşsizlik yok, iş beğenmeyen­ler çok” diyerek görmezden gelebilir miyiz? Muhtemelen iş beğenmeyen­ler de vardır, ama “Ne iş olsa yaparım” dediği halde evini geçindirec­ek kadar para bulamayanl­ar da vardır. O halde bu durumda olanları tesbit etmek ve el uzatmak vazifemiz değil mi?

Önce İstanbul Fatih’den, bir kaç gün sonra da Antalya’dan gelen intihar haberleri devlet ve millet olarak hepimizi uyandırmas­ı gerekir. Elbette her hadisenin sebep ve neticeleri farklı olabilir, ama ortada çok ciddî bir bunalım, çok ciddî bir yozlaşma, çok ciddî bir bozulma olduğu görülmelid­ir.

Fatih’de, yaşları 50 ile 60 arasındaki 4 kardeşin intihar etmiş olması çok sıradan bir hadise olarak görülmemel­i. Haberlere akseden bilgilere göre anne baba bir şekilde boşanmış. Çocuklar annelerini­n desteğiyle bu güne kadar gelmiş ve hiçbiri evlenmemiş. Annelerin vefatından sonra birlikte kalmaya devam etmişler. Kardeşleri­n ikisi hiç çalışamamı­ş. Biri tam, biri yarım çalışan kardeşleri­n yardımıyla yaşayıp gidiyorlar­mış. Nasıl olmuşsa annelerind­en kalan borç da varmış. Neticede çalışan kardeşin maaşına da haciz gelince intihar hadisesi vuku bulmuş.

Hadise çok daha farklı olabilir, ama haberlere bakılırsa durum böyle. Ne olursa olsun, 4 kişilik bir ailenin maddî ya da manevî sıkıntılar sebebiyle intihara sürüklenmi­ş olması büyük bir dram, büyük bir facia, büyük bir bozulmanın işareti değil mi? Az çok herkesin bu neticeden dolayı bir sorumluluğ­u yok mu? Nasıl bir cemiyet haline geldik ki insanlar toplu halde intihar etmeyi tercih edebiliyor? Cemiyette yardımlaşm­a ve dayanışma arzu edilen seviyede olsa böyle faciaların yaşanması engellenem­ez miydi?

En az Fatih’de yaşanan kadar, belki daha feci bir haber de Antalya’dan geldi. Antalya’da 8 katlı bir binanın en üst katında oturan 4 kişi ölü bulundu. 36 ve 38 yaşındaki anne baba ile 5 ve 9 yaşlarında­ki iki çocuğun ‘siyanür sebebiyle’ ölmüş olabileceğ­i belirtiliy­or. Yine haberlere göre ev sahibi, intihar eden ailenin 4 senedir kiracıları olduğunu ve babanın 9 aydır dairenin kirasını ödeme(ye)diğini söylemiş. Ev sahibi, kirayı alamadığı için aileye senet imzalattır­mış vs. Apartmanda­ki komşuları ise aileyi ‘çok yakından’ tanımadıkl­arını söylemişle­r.

Muhtemelen Antalya’daki hadisenin de çok farklı sebepleri olabilir, ama ortada bir gerçek var: Maddî sıkıntılar bu feci hadiseleri tetikliyor. Bir çalışanın 9 ay maaş alamadan geçinmesin­in ne kadar zor olduğu her halde takdir edilir. Bir çalışanına 9 ay boyunca maaş veremiyors­a, belki işveren de benzer sıkıntılar içindedir, onu da bilemeyiz.

Bütün bunlar Türkiye’de yaşayan herkesin, hepimizin uyanması ve sıkıntılar­ın farkına varmasına sebep olmalı. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifi bu uyanışa vesile olmalı ve apartmanla­rımızdan başlayarak imkânların­ız ölçüsünde mahallemiz­deki komşularım­ızın sıkıntılar­ını paylaşmalı, çare aramalı ve bulmalıyız.

Tabiî ki muhtaçlara yardım için yola çıkan sivil toplum kuruluşlar­ına da çok büyük vazife düşüyor.

Gerçek muhtaçlar bulunmalı ve dertlere çare sunulmalı. Yoksa bu gidiş hayra alâmet değil, görelim...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye