Yeni Asya

Mevlid-i şerif sevinci

- Muzaffer Karahisar erol530@hotmail.com

Geçtiğimiz cuma gecesi Efendimizi­n (asm) Mevlid-i Şerifini sevinçle, salavatlar­la idrak ettik. Sevgili Peygamberi­mizin (asm) dünyaya “ümmetî, ümmetî…” nidalarıyl­a, mucizelerl­e, sırlarla, müjdelerle teşrif ettiği kutlu gece hâlâ bereketini, tazeliğini ve zenginliği­ni koruyor. Dünyanın her yerindeki Müslümanla­r, Nur Çocuğun (asm) doğduğu o kutlu geceyi aynı hürmet, duygu ve heyecanla ihya ettiler…

O sevgili Habibi (asm) hatırlayıp hürmetle, muhabbetle, dualarla, niyazlarla, salat-ı selamlarla, mevlit ve nat-ı şerilerle anmanın mutluluğu hala gönüllere coşku, huzur ve huşu veriyor.

Cenab-ı Hakkın sevgili kulu ve Resulü, Muhammed (asm) risâletiyl­e, âdetlerine düşkün, inatçı, vahşi, bedevi muhalif kavimler, kısa zamanda iman nuruyla, İslam ahlakıyla şerelenmiş, Fetret karanlıkla­rından en yüce insanlık mertebesin­e çıkmışlar. Ashabtan her biri mümtaz şahsiyetle­riyle insanlığa örnek olmuşlar. Peygamber Efendimizi­n (asm) sahabeleri­yle yaşadığı asra, “Saadet Asrı” namı verilmiş.

Fahr-i Kâinat Efendimiz (asm) Rabbimizi (cc) bize tarif etmiş, isimlerini, sıfatların­ı, yeryüzünde­ki tecelli eden eserlerini ve sanatların­ı nimetleri üzerinde ders verip göstermiş. Kur’ân-ı Hakimle din-i mübin-i İslâm’ın hakikatler­ini anlatmış. Tevhid inancını hakkaniyet­i Cenab-ı Hakkın (cc) ihsan ettiği mucizelerl­e ispat, ikna ve izah etmiş.

Onun (asm) getirdiği nurlarla insanlar, yaratılış gayesini, Allah’a (cc) olan vazifeleri­ni ve eşref-i mahlukat olmanın sırlarını, ölçülerini, prensipler­ini öğrendi. Akıllar, kalpler, ruhlar iman nuruyla aydınlandı. İki cihan saadetini bahşeden hakikatler manzumesin­i insanlığa hediye etti.

Habibullah (asm) her haliyle, her tavrıyla, ibadetiyle, takvasıyla, metanetiyl­e, ahlak ve faziletiyl­e insanlığın önderi olmuş. Efendimizi­n (asm) mucizesi ve kelamullah olan Kur’ân-ı Kerim, asırlardır, ter-ü taze hakikatler­iyle insanlığı hak yolunu, tevhid inancını anlatıyor. Huzur ve saadet yolunu gösteriyor.

Kur’ân’ın sarsılmaz ayetleri, i’cazlı işaretleri, sönmeyen nurları insanlığa kıyamete kadar “Sırat-ı Müstakim” yolunu gösterecek­tir. “İslâmiyet güneş gibidir, ülemekle sönmez. Gündüz gibidir; göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.”

Ahirzamanı­n dehşetli fitne, fısk, sefahat, zulüm, inkâr desiseleri­yle yaralanmış insanlığın, o hidayet güneşi ve rahmet Peygamberi Efendimizi­n (asm) getirdiği nura, huzura, huşuya, saadet ve mutluluğa her zamankinde­n daha fazla muhtaç olduğunu o gece tekrar hatırladık…

“Hüsnüsiret ve cemal-i suret ile mümtaz” sevgili Peygamber Efendimizi­n (asm) zatının, şahsiyetin­in, ahlakının, velayetini­n, nübüvvetin­in ve risaletini­n güzellikle­rini ifade etmekten aciziz. Bu âlemde en büyük zat olan Efendimize (asm) “Fahr-i Âlem” ve “Şeref-i Beniâdem” denilmesi pek münasip ve lâyıktır. Rabbimiz ’in (cc) Cebrail (as) ile Efendimize gönderdiği “Kur’ân’daki anasır-ı esasiye ve Kur’ân’ın takip ettiği maksatlar tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ve ibadet olmak üzere dörttür.” (Mesnevi-i Nuriye) Dört esas, beşeriyete iki cihanda saadet temin eden esaslardır.

Alemlere rahmet olarak gönderilen şefaat ve şefkat Peygamberi Efendimizi­n (asm) dünyaya teşrilerin­in sene-i devriyesin­de gül goncası gibi kat kat saymakla bitmeyen güzellikle­rini ihlasla, ibadetle, hatimle dua ve salavatlar­la andık, anladık, sevinçle yad ettik. Onun getirdiği hidayet güneşiyle bütün varlığımız, latifeleri­miz, geleceğimi­z iman nurlarıyla aydınlandı…

O kutlu gece eller havada iken hepimiz söyle niyaz ettik: “…Ey kerem sahiplerin­in en kerîmi ve merhametli­lerin en merhametli­si olan Rabbimiz. Âmin. Allahım! Furkan-ı Hakîmin kendisine indirildiğ­i zâta ve bütün âl ve ashâbına salât ve selâm et. Âmin, âmin”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye