LIBYA’DA “ARABULUCULUK” ÇARKI
Mâlum, Hafter’e arka çıkan ABD, Fransa ve Rusya ile Serrac hükûmetine yakın duran İtalya ve Almanya dahi “taraf” olmayıp bütün taralarla görüşürken, öncelikle Trablus hükûmetiyle ülkenin yüzde 80’ine yakını kontrol eden, düzenli ordusu ve paralı askerleriyle savaşan Hafter güçleri arasında “arabulucu ve barıştırıcı” olmanın gereğini bildirdiler.
Ne var ki siyasi iktidar, baştan beri Libya iç savaşına“asker gönderilmesi”ne karşı seslendirilen ciddi uyarıları peşinen reddetti. Ama Erdoğan - Putin görüşmesi sonrası önce Rusya Dışişleri Bakanı’yla ortak basın toplantısında Dışişleri Bakanı’nın,“cumhurbaşkanımız ve Rusya Devlet Başkanı Putin, 12 Ocak gece yarısı Libya’da ateşkesin sağlanması için bir çağrıda bulunuyorlar, kalıcı bir barışın Libya’da tesisi çalışmalarımızı sürdüreceğiz” sözleri dönüşün ilk sinyalini çaktı.
Adından“türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu cumhurbaşkanları ortak açıklaması”nda, “Libya’da süregiden çatışmalara askeri bir çözüm aramak sadece daha fazla acılara sebep olmakta ve Libyalılar arasındaki bölünmüşlüğü daha da derinleştirmektedir” ibâresi “askeri müdahale”nin çözüm olmadığının, arabuluculukla müzâkere çabaları gerektiğinin resmen ve açıkça ikrarı oldu.
“Ortak açıklama”da “Mevcut kritik şartlar altında ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarının ortaya koyduğu amaçlar ışığında inisiyatif almaya karar verdik. Bu çerçevede, arabulucular olarak, Libya’daki tüm taralara çatışmaları durdurmak, sahada istikrarın sağlanması ve Trablus ile diğer şehirlerde günlük hayatın normalleştirilmesi için gereken önlemlerle desteklenen sürdürülebilir bir ateşkes ilân etmek, Libya halkının acılarına son vermek ve ülkeye barış ve refahı yeniden getirmek için derhal bir müzâkere masasının etrafında bir araya gelme” çağrısı, bu ikrarın teyidiydi.