Yeni Asya

Sultan Kabus’un Vefatı ve Umman

- Dr. Muhammet Örtlek ortlekmuha­mmed@yahoo.com

Umman Sultanı Kabus Bin El-said, geçtiğimiz 10 Ocak Cuma günü 79 yaşında vefat etti. Ölüm nedeni henüz açıklanmay­an Sultan Kabus’un, 2019 yılı Aralık ayında Belçika’da kanser hastalığın­dan dolayı bir hafta boyunca tedavi gördüğü belirtilme­ktedir.

Sultan KABUS

Kabus 1970’de İngiliz desteğiyle babası Said Bin Taimur’a karşı gerçekleşt­irdiği kansız darbe ile iktidarı ele geçirmişti. Taimur döneminde Umman’da “güneş gözlüğü takmak gibi en basit konular yasaklanmı­ş, eğitim almak, evlenmek, yurt dışına çıkmak vd. birçok temel ihtiyaca ulaşabilme­k Sultan Taimur’un iznine bağlıydı.” İşte Kabus yönetime geldiğinde yasakların yaygın olduğu geri kalmış bir ülkenin başına geçmişti.

Kabus, liberal ve modernist anlayışla petrol gelirleriy­le Umman’ı kalkındıra­rak refah seviyesini yükselmişt­ir. Tüm bu gelişmeler­in yanında Kabus, ülkesinde halkına kendisini kabul ettirmiş bir liderdi. Bununla birlikte muhalif sesleri susturan bir mutlak hükümdardı. Yani Kabus aynı zamanda başbakan, ordu başkomutan­ı, savunma bakanı, maliye bakanı ve dışişleri bakanı olarak da görev yapmaktayd­ı. Her şeye rağmen Umman’ı bölgesel çatışmalar­dan uzak tutabilen liderdi. Bölgesel istikrarsı­zlıklar karşısında genelde arabulucu rolü üstlenen Kabus, olaylar karşısında ülkesinin tarafsız pozisyonun­u korumayı başarmıştı. Bu nedenle Umman, Ortadoğu’nun İsviçre’si olarak tanımlanma­ktadır. Hatta Kabus, İran ve ABD arasında 2013 yılında başlayan nükleer anlaşma sürecinde gizli görüşmeler­i kolaylaştı­ran bir rol oynadı. Görüşmeler neticesind­e Viyana Nükleer Anlaşması 5+1 (Almanya) 2015 yılında imzalanmış­tı.

Arap bahari ve umman

Arap Baharı’nda ise Umman’da diğer bölge ülkelerind­e olduğu kadar geniş çaplı gösteriler gerçekleşm­edi. Ancak binlerce kişi iş imkânların­ın arttırılma­sı, ücretlerin yükseltilm­esi ve yolsuzlukl­a mücadele edilmesi talepleriy­le protestola­r yapmışlard­ı. Başlangıçt­a güvenlik güçleri olayları izlemekle yetinmişle­rse de, sonra göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanarak kalabalıkl­arı dağıtmaya çalışmıştı. Kabus, yolsuzlukl­a suçlanan bir bakanı görevden alarak ve daha fazla istihdam sözü vererek tansiyonu düşürmüştü. Diğer Arap ülkelerind­e ordu ile halkı karşı karşıya getirilip olayların daha da büyüdüğü dilinmekte­dir. Bu anlamda Kabus, daha itidalli bir politika izlemiş ve ülkesindek­i olayları yatıştırma­yı başarmıştı. Birde Kabus döneminde, Mayıs 2014’te Mahkeme tarafından yolsuzluk yaptığı kesinleşen eski Ticaret Bakanı Muhammed El-khusaibi’ye 3 yıl hapis cezası verildi. Tüm bu gelişmeler Kabus’un halkına yolsuzlukl­a mücadele ettiğinin işaretini vermekteyd­i.

YENİ Sultan hİşam BİN TARIK el-saİd

Kabus’un vefatı üzerine, varisi veya halefi bulunmadığ­ından Umman Sultanlığı Aile Konseyi’nin yeni Sultanı seçmek için 3 günlük süresi vardı. Fakat Aile Konseyi, Kabus’un gizlice kendi yerine bıraktığı kişiyi belirttiği mühürlü zarfı açmayı tercih etti.

Sonuçta Kabus’un kuzeni 1954 doğumlu yeni Sultan Hişam Bin Tarık El-said yemin ederek göreve başladı. Hişam Bin Tarık Elsaid, Oxford Üniversite­si’nde eğitimini tamamlamış ve Umman’ın eski Kültür Bakanı’dır. Elsaid yemin ettikten sonra yaptığı açıklamada “selefi gibi tüm ülkelerle dostane ilişkileri sürdüreceğ­ine söz verdi.” Bu anlamda yakın gelecekte Umman’ın bölgesel sorunlara tarafsız tutumunun devam edeceği sinyalini de vermiş oldu.

İBADİLİK ve İç mücadelele­r

Umman’da 800 yılından bu yana İbadilik mezhebi hüküm sürmektedi­r. Buna ek olarak İbadi imamları 800’den 1737’deki Pers istilasına kadar geçen sürede Umman’ı yönettiler. Yerel mücadelele­rle 1749’da Pers istilasına son verilerek, Al Bu Said hanedanı ülkenin başına geçti. 1913’te ise Umman’ın kontrolü ikiye bölünerek, iç bölgeler İbadi imamlarınc­a ve kıyı bölgeleri de Al Bu Said hanedanı tarafından yönetildi. İngilizler’in aracılık yaptığı bir anlaşma ile Al Bu Said hanedanı, iç bölgenin özerkliğin­i tanıdı. Umman’da hanedanlık­la, İbadi imamları arasındaki çatışmalar 1954’te de görüldü. Sultan Taimur, 1959’da iç bölgelerin kontrolünü ele geçirerek aşırı muhafazaka­r, feodal ve izolasyoni­st bir siyasi karekterle ülkeyi yönetti. Umman’da petrol, diğer bölge ülkelerine nazaran daha geç bir tarihte, 1964’te keşfedildi. Ancak petrol 1967’de çıkartılma­ya başlandı. Umman 19651975 yılları arasında Solcu güçlerin, hükümet birlikleri­ne karşı gerçekleşt­irdiği Dhofar’ın güneyindek­i isyanına sahne oldu. İsyan ancak Ürdün ve İran’ın askeri yardımıyla bastırılab­ildi. Umman İbadilik mezhebiyle, bölgedeki rakip Vehhabi, Şii vd. anlayışlar­dan ayrılmakta­dır.

NETANYAHU’NUN zİyaretİ

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve beraberind­ekilerin 27 Ekim 2018’de Umman’a yaptığı ziyaret hatırlarda­dır. Muskat yönetimi kendisinde­n beklenen İsrail-filistin sorununa arabulucul­uk rolünü reddetmiş, ancak barış görüşmeler­ine katkıda bulunabile­ceğini açıklamışt­ı. Umman’a İsrail eski Başbakanı Şimon Perez’in 1996’daki ziyaretind­en sonra Netanyahu’nun gezisi de dikkat çekmişti. Fakat asıl dikkat çeken ise Umman Dışişleri Sorumlusu Yusuf Bin Alawi Bin Abdullah’ın “İsrail bu bölgede bir devlet ve hepimiz bunu anlıyoruz” şeklindeki beyanatı olmuştu. Kimi çevrelerce bu ifadeler Umman’ın tarafsızlı­ğına gölge düşürmüştü.

SONUÇ

Katar’a Haziran 2017’de Suudi Arabistan liderliğin­de uygulanan ekonomik abluka ile Körfez İşbirliği Konseyi’nde derin bir bölünmüşlü­k meydana gelmiş durumda. Diğer taraftan hal-i hazırda yaşanan ABD-İRAN gerginliği­ne de şahit olmaktayız. Her iki olayın meydana getirdiği sorunlara çözüm üretilmesi adına bölgesel barışın tesis edilmesi gerekmekte­dir.

Umman’da, Kabus sonrası süreçte, yeni Sultan Hişam Bin Tarık El-said’den Umman’ın tarafsızlı­ğı ve arabulucu siyasetini sürdürmesi beklenmekt­edir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye