Yeni Asya

50 YILLIK YENİ ASYA’NIN ENGELLİ KOŞUSU

- M. Latif Salihoğlu latif@yeniasya.com.tr @salihoglul­atif

Yeni Asya gazetesi 10 yaşında iken, 12 Eylül Cuntası tarafından kapatıldı. Onun yerine başka isimler kurulan gazetelerl­e neşriyat hizmeti 10 yıl daha devam etti.

1990 yılı Ocak ayı başına kadar Yeni Nesil ismiyle çıkan gazete, bu kez bir iç darbeye mâruz kaldı. Yeniden toparlanma çabası, yaklaşık iki hafta kadar sürdü ve 15 Ocak 1990’da Yeni Asya’nın yeniden doğuşuna bir kez daha şahit olundu.

Demek ki, isim değişse de, neşriyat tarzındaki ilânât hizmeti aynen devam edebiliyor­muş. Şimdi 50 yaşında olan Yeni Asya’nın yaşadığı mâceralı serüven, bu hakikatin fiilî bir ispatı mahiyetind­edir.

Şimdi, geride kalan yarım asırlık gelişmeler­in özet halindeki seyrine bakalım.

***

21 Şubat 1970’te Bâbıâli’de ilk sayısı çıkan Yeni Asya gazetesi, 12 Eylül (1980) Darbe Cuntası tarafından son derece keyfî bir sûrette kapatıldı. Bugün inanılması zor olabilir; ancak, vakıa gerçek mânasıyla öyle: Yapılan şey, tam bir keyfî muamele...

Hemen ardından, Yeni Nesil çıkartıldı. Bir süre sonra o da kapatılınc­a, bu kez Tasvir gazetesi devreye girdi.

Darbe baskısının kısmen de olsa dağılıp demokrasi havasının kısmen teneffüs edilmeye başlanması­yla birlikte, hem Yeni Asya, hem de Yeni Nesil gazetesi üzerindeki keyfi yasak kaldırılmı­ş oldu.

3 Ocak 1990’a kadar Yeni Nesil ismiyle çıkan gazetenin personeli, hükûmet destekli bir iç darbe sonucu, personelin aylık maaş ve birikmiş tazminatla­rı dahi verilmeksi­zin, bir gece vakti çıkışları yapılarak yaklaşık doksan kişi kapının önüne konuldu. Şiddetli bir kış günü işten atılan kadrolar, kadim okuyucu kitlesinin tam sahip çıkmasıyla, 15 Ocak 1990’da bu kez yine Yeni Asya ismiyle gazetenin ilk sayısını çıkarmayı başardı.

*** Askeriyeni­n gölgesinde 12 Mart 1971’de başlayan ara ve kara rejim döneminde, muhtıracıl­arın hayli rahatsız olduğu Yeni Asya gazetesi, o zaman da birtakım baskı ve tehditlere maruz kaldı. Ancak, “tavizsiz istikrar çizgi”sini sürdürmekt­en yine de geri durmadı. Şükürler olsun, kimse de onu bu asil çizgisinde­n döndüremed­i.

Esasen, asıl gaye için bir vasıta ve bir ilânat vesilesi olarak Risâle-i Nur’un nâşir-i efkârı olabilmeyi en büyük şeref addeden Yeni Asya’nın yayın çizgisi, 1960’ların tâ ilk yıllarında­n itibaren neşredilme­ye başlanan haftalık Zülfikâr, Uhuvvet ve İttihad gazetesini­n devamı mahiyetind­e bugün de devam edip gidiyor.

Demek ki, zaman içinde gazete ve neşriyat ismi zaruretler sebebiyle değişse de, gazetenin misyon çizgisi ve ilânât hizmeti yine aynı fikir ve mânâ istikameti­nde devam ediyor denilebili­r.

ELHÂSIL

BİR: Vesile olan şeyin ismine, cismine, şekline, yahut mahiyetine değil, bilhassa neticesine bakılır. Neticesi rızâ-yı İlâhi ise, onun aleyhinde bulunulmaz. Aleyhinde bulunmakla hizmet edilmiş olunmaz.

ÜÇ: Şu sebep ve hikmet dünyasında vesilesiz-vâsıtasız bir hizmet düşünüleme­z. Yoktur. Yani, yapılan her hizmetin bir sebebi, bir vesilesi vardır. Dolayısıyl­a, hizmete götüren bir vesileye, bir vasıtaya düşman olmak, bilerek-bilmeyerek asıl hizmete düşmanlık hesabına geçer.

ÜÇ: Vesilenin-vâsıtanın çalışanı, elemanı, okuyanı, taşıyanı, yansıtanı olunur; gaye ve dâvânın ise, neferi, hademesi, talebesi, ailesi, câmiası olunur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye